Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Bir uzun soluktur yaşam..

Bir uzun soluktur yaşam..
 

ŞAİR - POLİTİKACI - HAYIR DEMESİNİ BİLMEYEN - TÜRKİYENİN İSMET AĞABEYİ: İSMET SEZGİN


Nice darbeler, muhtıralar, kıskançlıklar, gözaltılar, vefasızlıklara

Brütüs’lere tanık oldu… Yaşantılar içinde bir ömür geçti. 58 yıla sığdı siyasi yaşamı. Herkese kucak açtı. Ağzından hiç ‘Hayır’ çıkmadı.Taaa, Aydın Belediye Başkanlığından beri herkesin, ağabeyi oldu o.

Bir çulu olmadan hayata atıldı. Hiç çulu olmadan da hayatına devam ediyor Ankara’daki dairesinde. Geçenlerde bir TV kanalında, İsmet Sezgin’den mal varlığını sordu sunucu: ‘İki çizik’’ diye cevap verdi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı İşleri Bakanlığı, TBMM.Başkanlığı, Başbakan Yardımcılığı, , M.Savunma Bakanlığı ve en son, kendi isteğiyle kenara çekildi. Kimseye nasip olmayan : ‘’İsmet Abi Bakanlığı’’ kurdu kendi adına. Kim kurdu? Elbirliği, söz birliği içinde: ‘’Türkiye’’ nin insanları kurdu, ’’Hedeya’’ etti: ‘’İsmet Abi Bakanlığı’nı.’’ ’O şimdi, ‘’Türkiye’nin’’ İsmet Abisi..Kral abi. Abilerin abisi aynı zamanda. Türkiye’de ‘abilik’ önemli bir ayrıcalık. Doğrusu da bu hani..

Antalya’da karşılaştık siyasi iken. Bir ulusal gazetenin muhabiriydim. Gençlik ve Spor Bakanı Sezgin Antalya’ya gelecekti. Herkes koşuşturdu, şehir dışında karşılamağa gitti. Bir arabayı durdurdum. Belediye Başkanı imiş içindeki. Bunu, yolda anladım.Yeniydim şehirde çünkü.Meramımızı anlattık. Bakanı karşılamağa gidiyormuş.Yüzü nedense asıktı. Yolda benimle hiç konuşmadı.

Şehir dışındaki bir köydeyiz. Konvoy gelmiş.Tokalaşmalar kucaklaşmalar, öpüşmeler... Bir kenara çekilmişiz. Beni gördü. Gelip boynuma sarıldı. Arabasına davet etti.Teşekkür ettim. Aynı araba ile şehre dönerken, Belediye Başkanı Avni Tolunay, dönüşte çok samimiydi bu sefer. Kırk yıllık ahbap gibiydi nedense..

Stadyuma gelindi. Müdüriyette basın toplantısı başlayacak. Bakan Sezgin, koridorlarda beni arattırıyor. Geç kalmıştım. Basını tam kadro karşısında görmeden konuşmadı. İşte! Devlet adamlılığı buydu.

Antalya Valisinin misafiriydik. Bizi ‘Oba’ sının bulunduğu ‘Konyaaltı’ plajına götürdü. Üçümüz denizde yüzdük. Akşamı da ‘Şaraplama’ yaptık. (Önemli not: Risotto yemedik) Vali, beni göstererek soruyor: ‘Niçin hep Başkanım diyor size?’’ diye. İsmet Bey de: ‘’Benim Aydındaki Belediye Başkanlığımı bilir ‘’diye cevaplamıştı tebessüm ederekten. Bunları okuyordur şimdi. Hatırlar mı, bilmem!

………………..

Nerden nereye? Yakınlarda yapılan bir TV söyleşisinde sunucu, o meşhur ‘’İzmir’e Özlem’’ şiirini okuttu Sezgin’e. Okurken dikkat ettim, sesi titriyordu. Hafiften bir hüzün vardı yüz hatlarında.

Şiirlerini, ’’ Bir uzun soluktu yaşam’’ isimli kitapta toplamış. Ama piyasada yok, bitmiş. Ben bulamadım. Şiirden dolayı, aklıma geliverdi. Kendisiyle bir ‘’Tele röportaj’’ yapayım dedim. İşte bu yazı, bu vesileyle doğdu. Telefonla kendisine ulaştım. Kitabı, resimlerle imzalayıp birlikte yollamış sağ olsun.

Arka kapakta İsmet Bozdağ, şair Sezgini tanıtıyor: ‘’ŞİİR, bir altın zamanın ölümsüzlüğü kucaklaması ise/ ŞİİR, yenilmişin zaferi, güzelliğin yürek fırtınası ise/ ŞİİR, mutluluğumuzun karakalem portresi ise/ Ve / Bir gün durup dururken, dünyayı yeniden kurmak hevesi düşüncenizde çınlamışsa / Evet. Siz, bu kitabı okuyunuz, seveceksiniz..

İyi amma, kitap piyasada tükenmiş.Talep de varmış.Yenisi yok! Prof Dr.Talat Halman kitap için şunları yazmış: ‘’İsmet Sezgin’in şiir büyüsünü hep hatırlayacağız, hep seveceğiz. Sezgin’in, ezginin yoğurduğu lezzetler bunlar. Öfkeden, kinden, kavgadan uzak, dertsiz, yasasız korkusuz yaşam. Dostluk; kardeşlik, barış, özgürlük el ele akın akın gidiyor insanlar, iyiye, güzele, sevgiye…

Evet. Denilenler doğrudur. Siyasi yaşamı ile şairliğini daima ayırmıştır kalın bir çizgi ile. Sanat ayrı, Devlet adamlılığı ayrıdır onun gözünde.

Ufukta bir partinin genel başkanlığı var. Ama o, sıcak bakmıyor. Cindoruk vazgeçti genel başkanlıktan. Belki de Sezgin’in üzerinde kalır. Kurt politikacı, havayı mı kokluyor ne? Telefonda konuşuyoruz. Cevapları belirsiz. Net bir şey demiyor. En son sorduk telefonla: ‘’Şu an ne yapıyorsunuz?’’ Kısa ve öz konuştu.Cevabı, tam bir kitap gibiydi: ‘’Ertelediklerimi yaşayacağım’’ oldu cevabı. Hayatı boyunca, Devlet adamlılığı neyi icabettiriyorsa, öyle yaptı, öyle yaşadı.Yaşayamadıkları o kadar çok şey var ki!…

İşte! Sizleri bekletmeyeyim fazla. İşte o şiir: ‘<ı>’İZMİR’E ÖZLEM’’

<ı>Mavi mavi duygulanıyor insan deme bana

<ı>Söz açma bana İzmir’den

<ı>Anılarım depreşiyor

<ı>Yer sarsıntıları kopuyor içimde

<ı>Parça parça oluyorum

<ı>Bölük bölük dökülüyorum sokaklara

<ı>Seni arıyorum

<ı>Oysaki sen mavi duygular içindesin

<ı>İmbatla uyanıyorsun

<ı>Kaldırımlarda yağmur kokusu

<ı>Başın yıldızlara eriyor

<ı>Evrenin yüceliğinde sen varsın

<ı>Sonra gözlerin var

<ı>Sonra ellerin

<ı>Kordon boyunda sarı sarı ışıklar yanar

<ı>Yağmur inceden inceden düşer kaldırımlara

<ı>Deniz olabildiğince mavi

<ı>Deme bana

<ı>Deme,

<ı>Bozkırdayım

<ı>Toprağını sevmeyen bitkiler gibiyim

<ı>Ellerimde kara kara bulutlar

<ı>Ve göz bebeklerimde sen

<ı>Yağmur bekliyorum…

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..