Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir yemin ettim ki...

Bir yemin ettim ki...
 

Uçurumun kenarında durmuş aşağıya bakıyordu. Ha bir adım ileri, ha bir adım geri, ne değişecekti ki benliğinde. İçinin kırıldığını, parçalandığını, ezildiğini biliyordu. Ama artık hiç bir şey hissetmiyordu. Koca bir hiçlik, duyguları körelmişti sanki. Yaşamın kucağından, uçurumun kenarına kadar gelmişti. Bedeni yaşamın içerisinde gezinsede, ruhu çoktan yok olup gitmişti hiçliğin içinde.

Daha dokuz ay önce "uzak dur demişti, bu kişiden bize zarar gelecek, uzak dur." O dinlememişti. Şimdi uzak duramamanın sancılarını birlikte yaşıyorlardı. Üç dört aydır artık bıçak kemiğe dayanmış, aynı konu beynini kemirip duruyordu. Neden bu hale geldik, neden? diye soruyor, soruların cevabını biliyordu, ama elinden bir şey gelmiyordu.

Her doğan günle birlikte yeni başlangıçlar yapıyor, her batan güneşle hüsrana uğrayıp geceye giriyordu. Her gün bir umuttu, tekrar herşey başlıyordu. Ufacık bir kelime yada bir telefon onları sonsuzluğun karanlığına çekiyordu.

Sevgili olamadıklarını biliyordu. Ama onunla ilgili her konu onun beyninde şimşekler çakmasına neden oluyor onun ismine dahi tahammül edemiyordu. Bu böyle devam ederse daha çok yara alacak, ruhu tamir edilemeyecek kadar delik deşik olacaktı.

"Yemin ettim onbeş gün süren var, ya o bitecek, ya biz" dedi.

Bu gün onbeşinci gün sona ermiş cevabı çok net bir şekilde almıştı.

"Asırlardır yalnızım, pişmanım alın yazım
Bir öfkeye mahkum ettik her şeyi
Bir yemin ettim ki dönemem" diyordu Kayahan kulaklarında.

Bitmeli dedi, her şey bitmeli. Madem tercih meselesi yapıldı bu konu bitmeli.

İçi burkuldu, gözlerinden acı bir yaş süzüldü. Uçurumdan aşağıya baktı, ha bir adım ileri, ha bir adım geri ne farkederdi ki.

Hülya Kanatlı / Hülyalar


 
Toplam blog
: 34
: 1384
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sosyal antropoloji bölümü mezunuyum. Güzel sanatların her dalı ilgimi çekmiştir..