Bir zaman hatası

Sıcak asfaltın üzerinde yalın ayak yürüyor gibiyim… Ben seçtim bu yolu, biliyorum… Dönüp ardıma bakmıyorum… Baktığım zaman, görmek istediğimi görememekten korkuyorum. Gözyaşlarım buhar oluyor asfaltın üzerinde… Beyaz beyaz izler bırakıyor sonra… O izleri takip eder misin bilmiyorum? Düşünmüyorum, sadece yürüyorum…

Ayaklarım acıyor.. Yanıyor asfaltın üzerinde… Ruhum ve aklım tutuyor elimden. Hızlıca ilerliyorum… Yüreğim… Yüreğim, sürgüne gidiyor. Elimden tutuyor da, geriye çekiyor… Kavrıyor çenemi sıkıca… Çevirmeye çalışıyor geriye… “Bak” diyor…” Gitmek istediğinden emin misin? Sadece bir defa bak”… Aklım kararını vermiş… Dönmüyor, bakmıyor geriye… Sevmiyor kararsız ruhları, kendinden emin olmayan yürekleri… Sevmiyor her söylediği kelimenin, sert bir duvara çarpıp kırılıp dökülmesini… Havada asılı kalan sorular canını yakıyor… Cevapta beklemiyor… Sadece “sesime ses” diyor.. Gelmiyor… Sus-pus oluyor yürek… Susuyor da bir daha konuşmuyor…

Bir ağacın gölgesinde konaklıyor sevdam… Sanki hiç uyanmayacak gibi derin bir uykuya dalmış… Kıyamıyorum uyandırmaya… Uzaklaşıyorum ondan… Sevdam, geride kalıyor ve ben dönüp bakmıyorum…. Yürüyorum… Ardıma bakmadan uzaklaşıyorum…

Yol sıcak, yol uzun… Yüreğim yapışıyor kızgın asfalta… Alıyorum ellerimin arasına, koyuyorum yerine… Denize ilerliyorum, masmavi serinliğine… Denizyıldızı olurum biliyorum ya da midye içindeki inci tanesi…

Dilimde o bilindik şarkı “ Bir zaman hatası anladım… Yanlış yerde yanlış bir kadın”… Sesim gökyüzüne karışıyor… Yerim denizin derinlikleri oluyor… Karışıyorum maviliklere, karışıyor serin sulara… Biliyorum artık doğru yerdeyim…

Yol ayrımında, bir ağacın gölgesinde sonsuz bir uykuya dalmış sevdam… Ben serin sularda denizyıldızı… Durmuyorum, susmuyorum… Ve şarkılar söylüyorum masmavi denize “"olur ya, kalbinde yer bulurda yerleşirim yıllarca seversin sonunda... Olur ya evet dersin aşkıma şeytana uyarsın da olmaz mı? olur ya..." Deniz oluyorum birde denizyıldızı… Masmavi yüreğim oluyor, masmavi bakışlarım… Doğru yolu buluyorum… Seviniyorum…

Fotoğraf : Tuncay Bal - Fotokritik