Biz eskiden utanırdık yahu!

Ayaklarını arabanın ön camından çıkartmış insanlar görmeye alıştık!

Benzin istasyonlarındaki tuvaletlere uğrayıp, zaman kaybetmek istemeyenlerin, arabanın içinde doldurdukları, içi sarı sıvı dolu pet şişeleri yol kenarlarına atmalarına da alıştık!

Saroz’dan dönüyoruz yollar toz toprak, hava sıcak.

Manzara nefis, tarlalarda domates, mısır toplayan şalvarlı kadınlara, kasketli ağabeylere baka baka gidiyoruz.

Ağzımız tatlı, keyfimiz yerinde.

Son model bir arabayı yolun tam orta yerinde durdurmuş iki ağabey, bir tanesi araçtan inmiş yolun ortasına, diğeri, oturduğu koltuktan yolun ortasına işiyor. ( Bilmem kareyi tam olarak gözünüzde canlandırabildiniz mi?)

Yavaşladım göz göze geldik...(!)

Yüzleri kızardı mı diye bakıyorum, nerdeeee!

Sesimizi çıkartmadan, ağzımız bir karış açık geçtik gittik yanlarından...

Yok kenarlarına "dikkat ayı çıkabilir "tabelaları koymakta geç kalmışız demek!
***

Mahalledeki fırına ekmek almaya gidiyorum.

Komşu apartmandan orta yaşlı bakımlı bir kadın elinde çaydanlıkla çıktı balkona, belli ki kahvaltıdan sonra işe gidecek...

İnci kolyesini takmış, saçları fönlemiş, makyajı sağlam, demliği şöyle bir çalkaladı elinde sonra ikinci kattan asfalta döktü!

Utanır belki diye gözünün içine baktım kadının, tınmadı bile!

***

Meydanda Belediyenin yaptırdığı bir havuz var.

Havuza yakın bir çay ocağı yapmışlar.

Bir arkadaşla tesadüfen karşılaştık, laflıyoruz

Hemen yanımızda göbekli ensesi kalın, döke saça sosisli yiyen bir ağabey var...

Elini kaldırıyor “ garsona bir ayran daha getir misin” derken...

Zaaaart! Ama ne zaaart!

Bu sesli gaz adamın neresinden çıktı diye düşünürken, o bize bakıyor yaptığı çok normalmiş, biz şaşırmakla edepsizlik etmişiz gibi gülümsüyor!

***

Örnekler o kadar çok ki hangi birini yazayım hangi birini anlatayım...

Geçenlerde bir yazıda hayvanlarda utanma duygusu yoktur, utanma insanlara hastır, diye bir cümle okumuştum, aklımda kalmış...

Biz eskiden utanırdık yüzümüz kızarırdı yahu!