Blog yazarlığında iki yıl...

Blog yazarlığında iki yıl…

Milliyet Blog yazarlığında ikinci yılımı (21 Haziran 2007-2009) kutlamanın keyfi ile Ölüdeniz Kültür ve Sanat Festivali’ne doğru gidiyorum.

Bana sanatımda çok net rota çizen ve evrensel değerlere sahip olmamı sağlayan Bülent Göncü’ye, Sevgili Milliyet Blog yazarımız Coşkun Karabulut’a, Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz’a ve eşi Ümit Yılmaz’a da sanata ve biz sanatçılara katkı sağladıkları için çok teşekkür ediyorum.

Yaşam sürecimin içinde Milliyet Blog bana anlam katan güçlü dostluklar yanında artı değer ürettiğim yazılarla da bir yaşam belgeselim oldu.

Yazılar kişilerin aynasıdır. Ben yaşamımın otoritesi olarak her zaman herhangi bir şeyden şikayet etmek yerine bir olaya pozitif anlamda ne şekilde katkıda bulunabilirim diye düşünürüm.

Yapılan bir yanlışı, eksikliği ya da çirkinliği sürekli gündemde tutmak, o yanlışlara, eksiklere ya da çirkinliklere hizmet anlamı taşır benim düşünceme göre…

Negatif ve pozitif yaşam modelleri her zaman vardı. Bugün de yarın da var olacaklar. Herkes dilediği seçimi yapmakta özgürdür. Negatifi seçenler bundan zevk alıyorsa, karamsarlık ve şikayet ruhlarına iyi geliyorsa buna hiç kimsenin itirazı olmaması gerekir. Pozitifi seçenler de zevk aldıkları eylemleri ile kendilerine ve çevrelerine bu dünyanın harika ve yaşanılır bir yer olduğunu ancak söylemleri ile değil, eylemleri ile ortaya koymalıdır.

Milliyet Blog’da yazı yazarken bu düşüncelerle hareket ettim. Başkalarının ilizyonlarına takılmadan kendi yaşam gerçeğimin yazılarını yazdım. Bu yazılar, birileri tarafından benimsenip modellendiğinde ben artı değer üretmiş sayıyorum kendimi.

Ben bu ülkenin çocuğuyum. Bu güzel ülkede her zaman başarılı olanları, iyi şeyler yapanları ve üretken insanları izliyorum. Harika insanların yaratıcılıklarından haz alıyorum. Bu ülkenin yolunu, köprüsünü, metrosunu, parkını, bahçesini, tiyatrosunu, okulunu ve daha birçok yerini imar eden herkese saygı duyuyorum. Elini taşın altına sokmayan ve sürekli eleştiren insanlara ise saygı duymuyorum. Ancak var olduklarını biliyor ve varlıklarının varlığını kabul ediyorum. Ayrıca bu seçimlerine de saygı duyuyorum. Ben kendi seçimlerim doğruluğunda yaşamayı seçtim ve bu seçimlerimden dolayı çok mutluyum.

Yazılarıma bir kez daha göz atarsanız, siz de göreceksiniz ki; bana ait bir dünyanın ve yaşadığım bu evrenin aleyhinde hiçbir şey bulamazsınız. Bir şeyi nasıl görmek isterseniz, öyle görürsünüz. Ben yaşadığım ülkeyi harika görüyorum ve ülkem için ne yapabiliyorsam onu yapıyorum.

Milliyet blog ise beni seven insanların var olduğu ve hem sanal, hem gerçek dostlukların paylaşıldığı bir dünya. Bu dünyanın içinde de benim düşüncemin dışında olan insanlar var. Ancak ben benim frekansımda olan insanları çok net görüyorum ve onlarla ilişkilerimi sağlıklı bir şekilde sürdürüyorum.

Herkesi memnun etmek elbet mümkün değil. Her güzelliğin olduğu kadar her çirkinliğin de alıcısı olacaktır. Ben yazılarımda başarı, gurur, zevk ve aşk kelimelerine yer veriyorum. Bu kelimelerle yaşamını güzelleştirmek isteyenlere de sayfamda konuk olmalarını bekliyorum.

Ve ben de bu değerlere sahip yazarların sayfalarına konuk olmaya bayılıyorum.

Başarıyı, ancak başarılı insanların takdir edeceği inancıyla Milliyet Blog’da yaşadığım iki yılın değerlendirmesini siz sevgili blogdaşlarıma bırakıyorum.