Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '09

 
Kategori
Blog
 

İki konu…

İki konu…
 

Birincisi geleneksel temcit pilavı konularından biri olan güvenilir üyelik durumunun bilmem kaçıncı kez gündeme gelişi…

Sanıyorum ki birilerinin canı bu işe fena halde sıkılıyor, yatıyor, kalkıyor, uyku tutmuyor; bak yine sinirlerim depreşti deyip veryansın ediyor!

Akabinde şöyle de bir mantık geliştiriliyor: Ben değilsem başkaları da olmasın!

Sevgili Kuzey Bey bir yazı yazmış bu konuda, mantık örgüsüne hayran kaldım, “nedenini düşünmek gerek” diyor, “bugün değilim ama yarın olmayacağım demek değil bu” diyor…

İşin altında yatan neden niçin ben değilim de başkaları, bu açıkça ifade edilmiyor tabii ki, çünkü sorarlar insana “Neye dayanarak kendinde bu hakkı buluyorsun?”

Bu nedenle “güvenilir üyelik” isminden yola çıkarak güvenilmez miyiz yoksa biz diye bir tavır sergileniyor, oysa ne alaka, valinin mühendisin üzerindeki kot pantolona verdiği tepki ne kadar içerikten ziyade formlara takılıp kaldığımızın bir göstergesi ise, isime takılmak da aynen öyle!

Bu konuyu yeni irdeleyenler için söyleyecek lafım yok, dön dolan aynı konuyu gündeme getirenlerin amacı bence “Ya beni de güvenilir üye yapın, ya da güvenilir üyelik sistemini iptal edin, yoksa işte böyle başınıza ekşirim!”

……

İkinci konuya gelince, düşüncelerimi paylaşmak istediğim bir durum bu, yoksa biliyorsunuz gelen yorumları yanıtlamama durumundayım bir süredir, bu konuda gelebilecek yorumlar da elbette yanıtlanmayacak, peşinen anımsatayım istedim.

Efendim, ne zaman blog okumaya kalksam bir beyefendinin yazılarına denk geliyorum, laf olsun diye yazılmamış yazılar bunlar, hani oturayım da birkaç bir şey yazayım cinsinden asla değiller, yazı dili düzgün, imla kurallarına uygun… Ancak içerik hep aynı: Börtü böcek konu başlığı ancak Allah ile bitiyor yazının sonu, çocuk kitapları deniyor yazı başlığında, bir bakıyorum ki çocuklara Allah sevgisi aşılamakmış meğer konu!

Darwin’in tu kaka olduğu konusunda öyle ısrarlı ki, evrim teorisinin aksini kanıtlamayı kendine görev edinmiş…

Olsun, varsın, sonuçta özgür bir ortam burası, ancak ne fikir beyan edebiliyor, ne de soru sorabiliyorsunuz, özellikle çocuklara kitaplar konusunda belirtmek istediğim fikirlerim vardı, örneğin belli bir yaşa kadar soyut kavramlarla ilgili bilgi ve eğitim verilmemelidir, soyut kavramları algılayamayacak olan çocuk algılayamadığından dolayı yalnızca korkacaktır.

Kendisine bir mesaj yazayım istedim, şöyle bir yayınlanan mesajlarına göz gezdirdim ki, sayıları pek çok değildi ve yalnızca teşekkür içeriklilerdi!

Vazgeçtim… Anladım ki hemfikir olunmayan hiçbir düşünceye yer yoktu o sayfada!...

Paylaşmak değil, tartışmak değil, yalnızca ders vermekti beyefendinin burada bulunma nedeni…

Özgür bir platformdur, elbette olabilir; ancak elbette benim de kişisel düşüncemi ifade etme özgürlüğüm var ki yazının bu bölümünün kaleme alınma gerekçesi tam da budur: çocuklara iyi ahlak öğretmek için Allah ve Kuran’dan sureler yerine lütfen yalnızca iyi örnek olunuz! Onları sevip, saygı duyunuz! Düşüncelerine değer verin, dinleyin, “ayıp”, “günah” diyerek ne olur onları korkutmayın!

Hele ki din, Allah, ölüm gibi soyut kavramlarla kafalarını karıştırıp, yüreklerine korku tohumları atmayın!

Güzel ahlaklı bir çocuk yetiştirmekse amacınız, lütfen, öncelikle bunlara dikkat ediniz!...

Gülgün Karaoğlu

Haziran,21/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..