Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Blog
 

Bloglarda dolmuşa binmek!

Bloglarda dolmuşa binmek!
 

Milliyet Blog dolmuşuna binen çok sayıda değerli insan var. Dikkat etmeliler.


Aslında kolay dolduruşa gelen bir milletiz. Mecazi anlamda "Dolmuşa binmek" de diyebiliriz buna. Bir üye çeşitli nedenlerle kızdığı başka bir üyeyi eleştiren blog yazıyor. Eleştirilerinde ne derece haklı, gerçeği mi yazmış belli değil.

Ama bazı arkadaşlarımız başlıyorlar yorumlarla, o bloğu yazana destek vermeye. Yok bu tip insanlar zaten şöyledirler de, böyledirler de, onları afişe etmeliyiz de... Kime kızdıkları belli değil.

Hani polemiklere girilmeyecekti. Birisi bir diğer üyeye özel mesajla sert bir çıkış yapmış olabilir. Bu sert mesajı alan hatasını kabul ediyorsa özür diler olay kapanır. Ama ille de haklı olduğunu düşünüyorsa, mesaja mesajla cevap verir.

İki buçuk ay önce yazılan bir mesajı blog yaparak o kişiye saldırıya geçmenin âlemi var mı?

İşin bir diğer ilginç yanı da şu; değerli editörlerimiz bu tip bloglara izin veriyorlar da hakarete uğrayanın kendisini müdafaa etmesine hiçbir şekilde izin vermiyorlar. Polemik olurmuş. Yorum yazıyorum, blogda belirtilenin doğru olmadığını açıklayıp gerçeği izah ediyorum. Yorum yayına girmiyor. Ya editörlere takılıyor ya da blog yazanına.

İsim vermeden konuya açıklık getiren bir blog yazıyorum, reddediliyor. Polemik duvarı yine karşımda. İyi de polemiğe sebep olabilecek blog niye yayında? Bilemiyorum.

Sonra editörlere mesaj yazıp bana hakaret edenlere destek vermemelerini rica ediyorum. "Yok öyle bir şey. Siz kendiniz kuruntuya kapılıyorsunuz." anlamında cevap geliyor ya da cevap vermeye tenezzül edilmiyor.

Arkadaşlar, okuduğunuz bir bloğa yorum yazmanız elbette güzel bir şey. Yazanı onurlandırıyorsunuz. Ama lütfen bir tarafı onurlandırırken öbür tarafı kırmamaya dikkat ediniz! O şahsın hakaret ettiği kimsenin kim olduğunu, hakaret sebebini bilmeden yangına körükle gitmeyiniz!

Daha önceleri de çok sık oldu bu durumlar. Çok sevip saydığım, birbirimize "Değerli Hocam", "Üstadım" diye hitabettiğimiz bir değerli arkadaşımız da bilerek veya bilmeyerek bana "Meczup" dedi. Mesajla sorduğumda da "Niye üzerinize alınıyorsunuz, sizi kastetmedim." cevabını verdi. Konu bendim. Demek ki ya inkar etti ya da ne yazdığının farkında değil. Ama kendisine olan sevgimi, saygımı bir kelime ile sildi attı.

Lütfen dikkatli olalım! Hayata pamuk ipliğiyle bağlıyız. Kimin ne zaman, ne olacağı belli olmuyor. Kalp kırmak kolay ama tamiri zor.

Hele bir de "Bekle gör, Allah onun cezasını veriyor." diye sevmediği kimsenin ölümünü bekleyen kimseler var. Biri, benim kötü olduğumu ve yakında Allah'ın beni cezalandıracağını kastediyor yorumunda. Ne kadar acı! Bir insanın ölümünü arzu etmek!

Atatürk rahmetli ülkesi için canla başla çalıştı. Bugün, tüm aksi uğraşılara rağmen çağdaş insanlar olarak yaşıyorsak bunu Atatürk'e borçluyuz. Peki Allah ülkesi için bu kadar çalışan bir dahinin canını niçin 57 yaşında aldı? Atatürk'ü mü cezalandırdı yaptığı güzel işler için, Türk halkını mı? Allah'ın işine karışmamalı, o kimin canını ne zaman, nasıl alacağını biliyor. Bana haksızlık yaptığını düşündüğüm birisinin Allah tarafından cezalandırılarak bir an önce canının cehenneme gideceğini düşünmek ilkellik değil midir? O zaman bizim Cüppeli Ahmet Hoca'dan ne farkımız olur? Cüppe farkı... Adam Kocaeli/Gölcük depreminde ölenler için "Dinsizler, imansızlar cezalandırıldı" gibi sözler etmişti.

Tekrar rica ediyorum, yorum yazarken kimin kötülendiğine dikkat edin! Çok değer verdiğiniz bir kimseye haksızlık yapılan bir blog olabilir. Yazılanların hepsinin doğru veya yanlış olduğunu açıklama şansımız maalesef yok. Bu şans verilmiyor.

Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim. Düşmanlarımın da sağlık problemi yaşamalarını istemiyorum.

Saygılarımla.

Mustafa Mumcu, 02 Ağustos 2009
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..