Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '09

 
Kategori
Magazin
 

Faik Öztürk'le Yemekteyiz!

Faik Öztürk'le Yemekteyiz!
 

Faik Öztürk'le "Yemekteyiz" programını seyretmek bir işkence.


Yemekteyiz programı başlangıcından beri değişik bir örf, adet sundu Türk toplumuna. Türk misafirperverliğini filan çöpe attı, çorba kaşığını ağzımıza götürmeden burnumuza götürüp koklamayı öğretti.

Toplum bayağı bir şeyler öğrendi bu programdan. Belki de insanlar yemekli misafirliğe gittiklerinde ev sahibini eleştirmesini, onun burnundan getirmesini öğrendiler.

"Aaa komşu, bizi yemeğe davet ettin ama çorbanın tuzu az. Tabakta kıl çıktı. Hani sofrada mum? Bu mumlar niye yanmıyor? Ben bu yemeği yemem! Domatesle tuz ver bana. Tatlı hiç güzel olmamış, tadı yok! Bu salata fesleğenli mi? Fesleğeni ben saksıda tanırım, salataya fesleğen konduğunu duymadım. Anamın salatası diyorsunuz ama ananız enginar mı koyardı salataya?"

Bu sorulara cevap verilirken yemek yenmesi unutuluyor tabii. Gerçek hayatta bunları yapan misafir mutlaka kovulur o evden.

Ama bizim yarışma programında reyting uğruna atış serbest. Sofrada kavga etmeden, ev sahibi mutfakta iken arkasından dedikodu yapmadan olmuyor.

İşin ilginç yönü her seferinde de cinsel tercihi değişik bir erkek var yarışmada. Normal erkek bulmada zorlanıyorlar galiba.

Yarışmacılar genellikle ne sofra adabı biliyorlar ne de yemek pişirmesini. Çatalın, tabağın soluna, bıçağın ise sağına onun yanına da kaşığın konulacağını bile bilmiyorlar. Çatal bıçağı aynı anda kullanan yok denecek kadar az. Sadece çatal yetiyor. Çoğu kez de avurtları şişinceye kadar dolduruyorlar ağızlarını. Nedenini bilmiyorum ama suyu da hep kırmızı şarap bardağında içiyorlar. Bir nevi görgüsüzlük bence.

Küçücük mutfağı olanı da, tariflere bakarak yemek pişireni de, hepsi yarışmacı. Maksat muhabbet olsun!

Bir ara "Yemekteyiz" yarışma programları 3-4 TV kanalında da ayrı ayrı yapılıyordu. Ama şu anda bir tek Show TV'ninki yayında. Diğerleri ortadan kalktı.

Show TV de reyting uğruna, medyatik isimleri yarışmaya sokmaya başladı. İlk medyatik isim, nasıl medyatikse, Faik ÖZTÜRK. Bu insana gıcık olduğum kadar gıcık olduğum başka birisi yok şu anda kafamda.

Anadolu erkeğiyim, babadolu erkeğiyim, halk çocuğuyum modunda takılıyor. Ama uzun zamandır Safiye Soyman'la nikahsız yaşıyor. Defalarca evlilik sözü vermesine rağmen, gerçekleştirmedi. Bir ara da kati tarih vermişti, Esra Ceyhan'ın programında kıyacaktı nikahı. Hepsi boş çıktı. Glu, glu dansı gibi.:))

Armağan Çağlayan'a da kızıyorum, onu medyaya soktuğu için. Doğru dürüst Türkçe konuşamaz, üç beş esprisi var sermaye olarak. Onları anlattıktan sonra kalıveriyor ortada. Hayat arkadaşını her fırsatta alay konusu yaparak medyatik olan bir Anadolu erkeği.

Bu son "Yemekteyiz" yarışma programına niye katıldığını anlayamadım. Fide isimli genç ve aşırı dekolte giyimli bayan hariç hemen herkesle alay etti. Ötekiler de Faik abilerine saygısızlık etmeden eleştirilere ve saygısızlıklara cevap vermeye çalıştılar.

Son gün yarışmacısı Selda Hanım gerçekten çok emek vererek güzel yemekler hazırlamış. Ördek Tandır demiş ama ördek fırında. Aman Allah'ım sen misin ördek pişiren? Bu pahalı ördeği nereden almışmış, Türk toplumunda ördek yiyen yokmuş. O sevimli hayvanlar yenir miymiş?

Türk toplumunun sık sık yemediği bir yemek. Ne var bunda? Zıkkımlan işte!

Almanya yaşantımda Burghausen'de oturuyordum bir ara. Avusturya sınırında bir kasaba. Avusturya'ya giderdik bir iki haftada bir. Kızarmış ördek yemeğe. Adam çiftliğinde yetiştirdiği ördekleri sunuyordu müşterilere. Ördekler de ayak altında dolaşıyorlardı.

Tabii ki sevimli hayvanlar. Ama etleri çok lezzetli. Hazırlamasını bilmek lazım.

Kuzu da sevimli bir hayvan. Hiç kuzuyu kucağına alıp da seveniniz oldu mu bilmem. Öyle munis bir hayvandır ki, yüzünü yüzünüze yapıştırır insan gibi sevdirir kendini. Ama biz insanlar kesip yiyoruz bu güzel kuzuları. Tabiatın kanunu bu?

Bu Faik Öztürk hiç de kibar olmayan bir şahıs bence. Kadın yarışmacılara davranışı gerçekten çok üzüntü vericiydi. Bir de şu "Biz Anadolu erkeğiyiz. Anamızın pişirdikleriyle büyüdük" filan demeleri yok mu? Sanki biz babadolu erkeğiyiz de babamızın pişirdikleriyle büyüdük.

Mütevazı olmaktan, halk adamı olmaktan söz ediyor ama süpermarkete alışverişi gittiğinde iki tane koruması da geliyor. Markette kazıklanmaktan mı koruyacaklar bilemem ama hava attığı ortada. Bir insan kendisiyle ancak bu kadar çelişkiye düşebilir.

Faik Öztürk'ün katıldığı "Yemekteyiz" programını izlemek gerçekten hiç zevk vermedi. Bu hafta da Sema ÇELEBİ var yarışmacı olarak. O da Faik Öztürk'ten geri kalmaz, hava atma bakımından. Şu programlar yapılırken sadece reyting düşünülmese olmaz mı acaba?

Mesela "Yemekteyiz" programında herkes birbirine saygılı olsa, masada kavga, gürültü etmeseler. Yemek pişirmesini bilen, evi, mutfağı düzgün kimseler katılsa yarışmaya. Alışverişten, yemeklerin hazırlanışına kadar dikkatlice izleze seyirci. Herkes, değişik bir yemeğin pişirilmesini öğrenir.

Yarışmacılar da yemekleri yedikten sonra eleştirseler, methetseler! Ama objektif olsalar! Ne çıkar. Bence daha bir zevkle seyredilir.

Hayır ille de kavga ve dedikodu olacak. Lüzumsuz ve samimi olmayan eleştirilerle, saygısızlıklarla, Türk toplumunun yozlaşmasına katkıda bulunacaklar? Neden acaba? Nedenini biliyorum. Teferruatını açıklamam zor. Sadece para kazanmak uğruna dış güçlerin tezgâhladıkları oyunların figüranları olunuyor.

Hepinize sağlıklı, mutlu günler diliyorum.

Mustafa Mumcu, 27 Temmuz 2009

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..