Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Blogların tanışması

Okey oynuyorum bir oyun sitesinde.  

Bir ‘ düşüşümde’ başlamıştı, bu oyun tutkusu. Saatler boyu oynuyorum, amacım düşünmemek. Donuk donuk oynuyorum, ama nedense, gerçek yaşamımdaki değerlerimi de sanala taşıyorum. .Çoğu için sadece mükemmel bir oyuncuyum, bazılarına ise hiç mi hiç ilginç gelmiyorum. Neden mi? Oynaşmıyorum çünkü. Hayattaki rollerim, anne, abla, teyze. Nikimden dolayı herkes beni, erkek olarak algılıyor zaten, yanaşmıyorlar. İstediğim de bu. 

Ve ben günler saatler boyu oynuyorum. Gecem; gündüzüme karışıyor. Yüzümü yıkamadan , girişimi yapıyorum siteye. Bir gün can eniştemi kaybediyorum, artık oyun sitesi bile fayda etmiyor, düşünmemeye çalışmama. Bir şeyler, bir yerlerde çok acıtıyor ve oyun oynamadan, ilacımı almadan, dolu dolu tam iki yıl geçiyor. Bıçak gibi kesiyorum, siteye girmeyi. 

Bir gün; bir arkadaş, ta gerilere attığım siteyi anımsatıyor bana ve o gün girişimi yapıyorum. Siteye esaretim yine başlıyor..Yalnızım… Geçmişte tanıdığım 3-5 dost ta yok artık.. Kalabalıklaşmış üyeler, geçen yıllar içinde.. ‘Yitirilmiş değerler’ , daha da bir yitirilmiş. Başlıyorum oynamaya. Sadece oyun. Beynim mi oynuyor? matematiğim mi? şansım mı? yoksa parmaklarım mı? Çözemiyorum. 

Evimim ve hanemdekilerin içindeki yalnızlığımı, buraya taşıyorum.. Yalnızlık daha da bir büyüyor. Özdemir Asaf’ ın dediği gibi ‘Yalnızlık paylaşılmaz’ ki zaten.  

Bilgisayarım masaüstü...Zincirlerle bağlıyım, açık yeşil koltuğuma..Masamın üstünde ki, yiyecek, içecek cesetleri her gün çoğalıyor…Ben oynuyorum , kimlerle bilmeden, sorgulamadan ve merak etmeden hayatlarını ve hikayelerini…… 

Kahvaltı saatleri geçiyor..öğlen yemekleri…Ve akşama 5 kala başlıyorum evin içinde koşuşturmaya.. Bir gün yanmıyorsa yemekler 6 gün yanıyorlar.. Yemekler sunuluyor hane içindekilere, ve yaptığım yemeklerden tatmadan, oturuyorum yine oyunun başına… 

Gerçek yaşamımdaki, dostlarım, arkadaşlarım özlüyorlar; ‘ eski’ beni 

Ve koparıp çekmeye çalışıyorlar beni oyun dünyamdan..Onlar çektikçe ben daha da bağlanıyor ve uzaklaşıyorum..Yıllar, ‘ ben de olmaz’ dediğim yıkıntılara başlamış çoktan..Vücudumun her bir noktasında buldozerler çalışıyor.. 

Odamın açık kapısının önünden, hane içindekiler geçiyorlar, zaman zaman bir laf atarak…bir sevgi kırıntısı vermek için kafalarını uzatıyorlar…ya da bir şey sormak için…Bu alışverişler 1 dakika bile sürmüyor..Yüzlerde; yalandan tebessümler var..sonra devam ediyorlar, benden daha öncelikleri ile ilgilenmeye… 

Bazen, gücüm dahi kalmıyor, sahnenin içindeki küçük rolümü oynamaya..Sadece kafamı dahi kaldırmadan bakıyorum onlara..Onlarsa, benimle 1 dakikalık ilgilenme sonunda, vicdanlarını rahatlatıp, kendilerini veya beni kandırarak devam ediyorlar hayatlarına..Kendi hayatımın içinde çok yalnızım ama ben?.. 

Duymuyorlar çığlıklarımı… 

Bir gün; bir oyuncu geliyor masama…Daha önce belki oynamışlığım var ama hatırlamıyorum.. Ancak, çoğumuzun yaptığı gibi, arkasına saklandığı niki(sahte adı) onu gördüğümü anımsatıyor bana .. Onca saçma sapan nik arasında, muhtemelen yaşam tarzını ve düşüncelerini yansıtan bir nik. Seviyorum bu nik’i, kanım ısınıyor..İlk kez kendime ‘ unutma bu niki’ diyorum. Ve ‘ kendim’'; hiç unutmamak üzere oyuna başlıyor.. 

2 kişi konuşuyorlar masada.,  

Ben suskun, can paramparça.. 

Şiirden bahsediyorlar, okumaya başlıyorum sessizce yazılanları. 

Birden, ‘özgür ruh’ sandığım nik, ‘şiir sever misiniz’ diyor. !. ‘Evet’ diyorum. ‘Hem de çok’….  

Başlıyoruz konuşmaya. ‘Bloğum var, bakmak ister misiniz’ diye soruyor. Hemen bloğun adresini alıp, giriveriyorum dünyasına. Zaman geçiyor, yıllarca kapadığım kendimi açıveriyorum birden ‘Benim de bloğum var, gezinmek ister misiniz’ diye soruyorum.  

Ve ‘ bloglar’ tanışıveriyorlar 

Hayatlar..hikayeler..yalnızlıklar ..sevgiler.. tanışıyorlar.. 

Ve bir gün geliyor, cep telefonumun kapağını açıyorum. 

Toprak rengi bir kelebek uçuyor içinden, avucumun içine konuyor….. 

Sonrasında; başımın etrafında dönüyor, dönüyor ve sonunda gidiveriyor.. 

BLOG’ lar yalnız kalıyorlar.. 

Yapayalnız… 

‘Sen mi gittin, yoksa ‘giden’, ben miydim? diye soru vereceğim geliyor, çığlık çığlığa... 

Kupabeys… 

 
Toplam blog
: 39
: 1366
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi 1982, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi,Yöneticilik İht..