Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Bonito'ya Evet mi Hayır mı?

Bonito'ya Evet mi Hayır mı?
 

Geçen günlerde başbakanımız Hatay'daydı.Hataylılara Kılıçdaroğlu'nun Anayasa ile yemek kitabını birbirine karıştırdığını söyledi.Ben de bu konuşmayı izlerken bununla ilgili bir yazı yazabileceğimi düşündüm. Anayasa ile ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncelerimiz var.Ama çoğu kişinin hiçbir düşüncesi yok.Akp ne diyor:EVET-O zaman EVET.Chp ne diyor:HAYIR-O zaman HAYIR.Mhp ne diyor...Ben de neden evet ya da neden hayır olduğunu bir hikaye yazarak anlatmaya çalışacağım.Ama ilk olarak Akp hükümetine önereceğim üç tane slogan var.
1."Sevdamız millet, yemeklerimizde hep et var et !"- Bilindiği üzere ithal et sayesinde fiyatlarda gözle görülür bir düşüş var.Bu düşüşü görenler nedense göz doktoruna gidiyor.(Acaba bu düşüşü gördükleri için mi yoksa bu düşüşü göremedikleri için mi?:))
2."Sevdamız millet, işsiz kalmadı hayret."-Hatırladığım kadarıyla başbakanımız yıl sonuna kadar işsizliğin %10'a kadar düşeceğini söylemişti.Kaçımız bunu hatırlıyor ya da gündeme getiriyoruz. Aslında hatırlamaya gerek yok çünkü başbakanımız her zaman dediklerini yapmıştır.Güvenilir değil mi?Sadece bu iki şeye bakarak bunu rahatça anlayabiliriz.
3."Sevdamız millet, kararımız evet, tartışmaya ne gerek..."

BONİTO!

Hakan, biraz önce iki kişilik akşam yemeği için rezervasyon yaptığı SKY restoranını hayal etmeye çalıştı.Nezih bir ortam, mükemmel hizmet, enteresan menü ve kulağa hoş gelen müzik...Restoran kapatmak için yeterince parası yoktu, fakat yine de çok seçkin yerde, akşam yemeği yedikten sonra sevdiğine, Tuğçe'ye, evlilik teklif etmeye hazırlanıyordu.Cebinden satın almış olduğu yüzüğü çıkardı, Tuğçe'nin gözleri canlandı hafızasında ve heyecanlandığını hissetti.Uzun zaman birlikteydiler, çok yakındılar ve iyi anlaşıyorlardı.
Kendini bir an için aptal gibi hissetti, bu iş ona göre değildi sanki, yine de kararlıydı ve biliyordu.Hayatının geri kalanını onunla paylaşmak için bu teklifi yapmak zorundaydı.İki cevaplı basit bir soru: Evet yada Hayır.Ama cevabının Evet olcağını biliyordu.Bundan hiç kuşkusu yoktu.Yüzüğü kutusuna kapattı ve cebine koydu.
Tuğçe'yi aradı ve cumartesi akşamı kimseye randevu vermemesini söyledi.Her zamanki yerlerinde buluşmak istiyordu.Sözleştikleri yerde buluştuklarında Hakan, kararını değiştirdiğini ve bugün değişik bir şey yapmak istediğini söyledi.Sevdiğini arabaya aldı ve Tuğçe'nin soran gözlerini cevaplamadan, SKY restoranın yolunu tuttu.
Hakan arabayı restoranın önünde park etti ve adeta yerden mantar gibi çıkan bir görevli arabanın kapılarını açtı, geniş gülümseyerek, ''Hoş geldiniz!'' dedi...Tuğçe, hala şaşkın Hakan ile el ele restoranın içine doğru ilerledi.Güleryüzlü, garson, rezervasyonları olup olmadığını sordu.Hakan soruyu, evet olarak cevapladı ve Tuğçe'ye göz kırptı.
Garson kibarca restoranın menüsünü onlara verdi ve seçimlerinde yardımcı olabileceğini söyledi.Hakan ise gerek olmadığını, ne yemek istediklerine karar vermek için biraz zaman istedi.Garson başını saygıyla eğdi ve uzaklaştı.Nihayet Tuğçe, '' Neler oluyor, bir şey mi kutluyoruz? Hakan, ''Yok, sadece güzel bir yerde, seninle bir şeyler yemek istedim, bir de sürpriz olsun istedim.Hepsi bu!Hadi menü listesini aç ve neler yemek istediğini söyle''... İkisi de kocaman, bordo renkli deri dosyanın içindeki menü listesini okumak üzere açtılar.Tuğçe, ''Hakan, bu ne?Tanıdığım hiç bir yemek yok dersem doğru olur.''Aslında Hakan'nın durumu da farklı değildi.Bozuntuya vermedi.''Sen ne yemek istersin onu söyle.''Tuğçe, ''Balık dışında her şey yiyebilirim.Bonfile olabilir.'' Hakan, ''Peki, bende bonfile alayım.''Hakan garsona gelmesini işaret etti ve menüden bonfile olduğunu tahmin ettiği, közlenmiş, taze kekikli biber salatası ve hardal sosu ile Bonito yemek istediklerini söyledi.Hakan'ın keyfine diyecek yoktu...Gülüyordu, Tuğçe ise bu işin sonunun nereye varacağını merakla bekliyordu.
Biraz sonra, genç çiftin sipariş ettikleri geldi.Bu sefer şaşırmakta olan Hakandı...Bonfile yerine, tabakta kocaman balıklar vardı.Ama biz balık sipariş etmedik ki, kekeleyerek mırıldandı Hakan.Garson, ''Bonito... sipariş etmediniz mi?'' Hakan birden umutlanmıştı.''EVET.''Garson, ''İşte Bonito !'' Hakan çaresiz, balıkların masaya yerleştirildiğini gördü, boğuk bir sesle''Buradan bir an önce çıkmak istiyorum''.Garsonu çağırdı ve hesabı ödedi.(Sadece ağzından çıkan bir kelimeyle hayalleri yok olmuştu.Umduğu, beklediği şey (bonfile) gelmemişti.Onun yerine hiç ummadığı bonfileyle alakası bile olmayan BONİTO gelmişti.Onun verdiği cevap kısa olmuştu:bonito.Bizden beklenenden de kısa bir cevap: Evet ya da Hayır.Bu yüzden neye Evet ya da neye Hayır diyeceğimizi iyi bilmemiz gerekiyor...

Hamiş: Her işte bir HAYIR vardır!

 
Toplam blog
: 6
: 797
Kayıt tarihi
: 30.06.10
 
 

Huzur verirken - boğan.Değiştirirken – kısırlaştıran. Ferahlatırken - daraltan. Süründürürken- öldü..