BOP haritası ülkemizde o kadar tanınmayan bir harita değildi ki!..

Türkiye halkı, BOP haritasinin o kadar yabancısı mıdır? Yok. İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi'nin bu haritayı işaret ederek 3 ülkeyi de ikaz etmesi haberi çok mu yeni? Yok.

AKP'nin kurulduğu 2002 yılından beridir ki bu harita zaman içinde hem yut dışı ülkelerine (İtalya'da askerlere), hem de peyder peyi yurt içinde çeşitli vesilelerle gösterilmektedir.

O halde Başbakan Erdoğan'ın şimdiye kadar yüksek sesle dillendirmediği bu harita işini ve "sıra size geliyor" sözünü neden bugün en yüksek perdeye çıkarmış ve İran'ı en şiddetli şekilde eleştirmiştir?

Hali hazırda iki gün sonra da Türkiye'ye gelecek olan ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile, Suriye vari bir anlaşmayla İran'a da, Türkiye'yi mi öne atıp önce yıpratma propagandası, sonra CIA - MİT dirsek teması ve daha sonra da sınırda ayaklanmalarla başlayan sürecin ilk adımlarının atılması!...

Olmaz olmaz demeyin, ABD İran'a saldırmak için son yaptırımlardan çıkacak sonucu bekliyor. Bu sonucun artık o kadar da bekletilecek sabrı kalmamıştır.

Suriye'de BAAS Rejimi ha düştü düşecek diyen Erdoğan, sıranın Iran'a geleceğini bilmiyor mu?

Gelmişken Türkiye'ye de uğramak zorunda kalacağını düşünemiyor mu?

(Hasan Feruzabadı "bizden sonra" diyecek hali yoktu herhalde, bu yüzden Sureye'den sonra sıra size gelecek demişti.).

Böylece, Kuzeydoğu sınırımızdan  başlayan Türkiye'yi ablukaya alma süreci, tüm güney sınırımızın da çökmesinden sonra, Iran'a sıçrayacağı, İran da çözüldükten sonra, Doğu sınırımızın tamamen ele geçirilmesi üzerine ABD;

-"Hadi bakalım Gül ve Erdoğan Beyler, 2002'de istediğiniz gibi yaptığımız anlaşmalarımız doğrultusunda sıra sizde: Bu adı geçen ülkelerdeki dini kuruluşları "ILIMLI İSLÂM" haline getirme görevi artık size kalmış. Para yardımı bizden, insanların inançlarını yumuşatmak sizden..!"

*

BOP süreci boyunca görülmüştür ki, Arap baharı, bu ülkelere demoktasiyi getirmemim tam tersine bu ülkeler daha da radikal bir din anlyaışına girmişlerdir.

Durum böyle olunca da; Suriye’de akan kandan Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın sorumlu olduğunu ileri süren Tümgeneral Firuzabadi, “Dostlarımızı uyarıyoruz. Sakın ki bu üç ülke El Kaide terörizminin yayılma kurbanı olmasınlar” diye de gider ayak bu üç ülkeyi kesin bir demeçle  "El Kaide" terörü ile tehdit etti.

Bundan da şu anlaşılmalıdır ki, Arap baharı amacına ulaştığında bitse de, bu yörelerde TERÖR devam edecektir. (zaten etmiyor mu?).

Bir terörle başa çıkmaya çalışan Türkiye'nin ikinci bir terör örgütü ile didişmesi, ülkeyi karışıklığa sürüklemez mi?

ABD'nin de istediği, bu ülkeleri KAOSun eşiğine getirip, bir taraftan artık silahlarını satmak, diğer taraftan ise onların yeraltı kaynaklarının üstüne konmak. Başka bir deyişle, her iki şekilde de kendi teksas borularını öttürmek!...

Türkiye, derdin neydi de bu pisliklere karıştın. Şimdi çık işin içinden. Yok, işin içinden çıkmak istemediğin, Suriye'nin işlerine karışmayı açıkça ve ilkelsiz bir şekilde iyice belli ettin.

Bu karışık ortamda acaba "acaba istediğim rejimi kurabilir miyim" diye bir "olmz" niyetin içine sürüklendin.

Sayın Erdoğan, İmam mektebinde Türk tarihi okumadığın belli. Sen sadece gördüklerini değerlendiriyorsun. Görünmeyen hazine derinlerde olur ve görünmez. Görünmesini zorlama, o derinliğe ilk düşen sen olursun.

Alaettin / Morgül  09.08.2012