Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Botokslu güzellik

Botokslu güzellik
 

Saat 8.30 suları…işe geliyorum, Tunalı caddesinden aşağı doğru yürüyorum…karşıdan bir hatun geliyor, ama ne hatun…nasıl güzel, nasıl güzel saçları var, nasıl güzel giyinmiş bir görseniz…hoş bir manken edasında, sanki moda sayfasından fırlamış gibi salına salına bana doğru geliyor. Bir an düşündüm ve içimden ona sorular sordum: sen ne zaman kalktın da ne zaman giyindin? O saçlarını ne zaman yaptırdın? O güllü süper ince çoraplarını ne zaman aldın da ne zaman giydin? O minicik etekle bacakların üşümedi mi bu soğukta? O full makyajını ne zaman yaptın? Kaç saat uğraştın bu kadar güzel olabilmek için?

Eminim saatlerce uğraşmıştır bu hale gelebilmek için, ama değmiş. Gerçekten çok güzeldi. Yanlış anlamayın, kıskanmadım, gerçekten kıskanmadım. Sadece şaşırdım sabah sabah nasıl o kadar çok uğraşmış, hayret ettim. Ve taa yürekten kutladım hatunu, sabah sabah kendine o kadar çok zaman harcadığı için. Hiç tanımadığım bu kadına hayran hayran baktım…bir insan bu kadar mı güzel olur…

Gelelim ayrıntılara…kaşlar yay gibi havada, dudaklar arı sokmuş gibi şişmiş, elmacık kemiklerine iğne batırsam patlayacakmış gibi emanet duruyor. Donuk bir ifade, maskeli gibi bir yüz... ama güzel…değer mi yaa? Güzel olmak uğruna, genç görünmek uğruna her bir çizgimize botoks yaptırmaya, canımızı acıtmaya. Çizgilerimize yapılan bu saygısızlık niye? Doğallıktan uzaklaşmak niye? 60 yaşındayken 20 yaşında görünme çabası niye?

Aynaya baktığım zaman ben kendimi görmeliyim…çizgilerimi, o çizgilerimin bana kattığı anlamları…her biri ayrı bir anlam ifade eder benim için. Dudaklarımın ya da gözlerimin kenarlarındaki ince ince çizgiler…ne güzel, demekki çok gülmüşüm hayatta, ne mutlu bana... İki kaşımın arasındaki o derin çizgiler…sevdiklerimin hastalandıklarında veya üzüldüklerinde ben de onlarla endişelenmişimdir de ondan olmuştur. Ne var bunda? Olsun. O çizgiler benim. Neler yaşadığımızın, neler gördüğümüzün yansımasıdır yüzümüz. Aynaya baktığım zaman benim aynada ne gördüğüm önemlidir, başkalarının ben de ne gördüğü değil. 60 yaşıma geldiğimde de yüzümdeki derin çizgilerle, hüzünle, kederle, her bir çizgimin bana kattığı anlamla görmek istiyorum aynada yüzümü.

Botoks mu? Ne botoksu? Yüzüm gözüm kırış kırış olsa da, bedava da yapılsa, gidip de asla botoks yaptımam, yaptırmayacağım. Ne o öyle; emanet dudaklar, tavşan dişler, yay gibi kaşlar…ne üzüldükleri belli oluyor, ne de sevindikleri…doya doya gülemiyorlar bile. Yüzlerini gençleştirip te, ellerim yaşımı ele veriyor diye ellerine estetik yaptıranlar var! Pes

Bırakın layıkıyla yaşlanalım. Ben öyle yapacağım. Allah ömür verirse, yüzüme, yılların anısına, çizgilerime saygısızlık yapmayacağım ve doya doya yaşlanacağım. Kendim gibi…doğal, kendime, çizgilerime saygılı. Zamanı durduramıyorken ve su gibi avuçlarımızdan kayıp giderken…

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 184
: 2109
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

1974 Bremen doğumluyum. Hayatın Med-Cezir'lerle dolu olduğuna inanırdım; yaşaya yaşaya anladım ki ö..