Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Mayıs '08

 
Kategori
Futbol
 

Böyle bitmemeliydi.

Böyle bitmemeliydi.
 

Sonu hüzünlü oldu...


Bütün bir hafta boyunca Oftaş’ın bir mucize yaratıp yaratamayacağı konuşuldu. Fakat Fenerbahçe’nin yenip yenemeyeceği hiç konuşulmadı. Fenerbahçe maçı oynamadan kazanmıştı.


Oysa bu sene hangi maçını oynamadan kazandı ki…. Üstelik Trabzon’u yok saymak da büyük yanılgıydı. Sezon başı fikstür çekildiğinde Trabzon bayram yapmıştı “inşallah son maçında Fenerbahçe’yi yenip şampiyonluklarını engelleriz” diye… 34 hafta boyunca da bu maçı beklermiş gibi başladı maça Trabzon…


Hani insan merak da etmiyor değil. Trabzon bu oyununun yarısını diğer takımlara oynasaydı muhtemelen ilk 3’de olurdu.


Fakat Yattara, maçtan önce iddiamı güçlendirmişti “Trabzon için senede 2 önemli maç vardır, ikisi de Fenerbahçe ile” demişti…Bu sözü söyleyen Yattara maçın da yıldızı oldu…


Fenerbahçe açısından bu maç için söylenecek pek bir şey yok. Onlar sezonu Londra da, Stanford Bridge’de kapatmışlardı… O günden sonra Fenerbahçe de top oynayanı gören kimse olmadı.


Oftaş’ın kazanacağına kimse inanmadığından ve sezonu da sakatlıkla kapatmak istemediklerinden yine mücadeleden yoksun tamamladılar maçı…


İster mecburiyet deyin ister tercih deyin Uğur’dan ısrarla sol bek yapmaya çalışmak ve onun önüne de Deivid’i koymak intihara teşebbüstür. Zico bu teşebbüslerinde ısrar ettikçe sol taraf otoban görüntüsüne dönüştüğü kaçıncı maç oldu. Üstelik karşısında Yattara vardı. Deivid’in Yattara’ya bastığı bir tek pozisyon görmedim. Yattara orayı çarşafa çevirdikçe Boral köpürdü. Oysa Boral bir hücumcu, ileri çıktığında birçok futbolcudan daha efektif olduğu da ortada…


Sol’da Deivid ve Boral dedik ama Yasin’li göbek’te bir felaket. Edu ile uyumsuzlukları çok net gözüküyor. Lugano’nun bu takımın defansı için ne kadar gerekli olduğu da ortada. Talipleri varmış. Ne kadar verirlerse versinler Lugano mutlaka takımda kalmalı.


İlk yarı boyunca Trabzon’un saldırgan yapılı önde basan futbolu ile alan daraltıp çok koştuğunu gördük. Üstelik sağ taraftan da Musa ve Yattara ile çok bindiriyorlar ve Fenerbahçe’nin arkasına bıraktıkları toplar da gol pozisyonu yaratıyordu..


İlk 11’de başlayan gol kralımızın şanssız bir gece geçirdiği maçta attığı son gol yanlış bir bayrağa kurban giderken, Trabzon’un genç kalecisi de Trabzon’un 12 maç sonra kazanmasında çok önemli bir isim olarak tarihe adını yazdırmış oldu.


Koca 45 dakika boyunca kız futbolunu tercih eden Fenerbahçe sadece 4 faul yaparak ilk yarıyı tamamladı. Bu da maça ne kadar isteksiz ve kırılgan bir 11’le başladığının göstergesi oldu.


Londra’da raydan çıkan trenin makinisti Zico, bir türlü tekrar takımı doğru yola getirecek çözümler bulamadı son haftalarda. Kim bilir belki onun da aklı sözleşmesinde kaldı. Çünkü kazanmak zorunda oldukları son maçta dahi, kazanmak adına bir türlü oyuna müdahale etmediği gibi 2-0 mağlup başladığı ikinci yarıya da aynı 11’le çıkış yaptı.


Neyse, artık ikinci yarı şu oldu, şöyle oldu demenin de bir anlamı yok. Analize de gerek yok. Biz ne yazsak boş. Rakibin şampiyonluğunu futbolcular kabul etmişler. Bizde edeceğiz.


Bu sene futbolda bir kupa alamadık ama bir kral çıkardık. Bu da tesellisi…


Yaşasın yeni kral…


Seneye yeniden başlıyoruz…


Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

10 Mayıs 2008

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara