Böyle eğitim olur mu?

İkinci beş yıllık görevini sürdüren bakanımızın sorumluluğu giderek çoğalıyor. Sabah saat 06 da kalkan 12 yaşındaki oğlum, biraz evvel okulundan döndü. Bir bardak sütü dahi içemeden dersanenin yolunu tuttu. Akşam saat 19 da gelecek. Günde tam 13 saat. Bu tempo onun gücü yettiği sürece, artarak devam edecek. Niçin:

Ülkemizde, eğitim ve hemen onun arkasından gelen istihdam sorununa kalıcı çözümler bulunamamıştır. Gençler ve veliler günü kurtarmak için özel dersanelere tutsak olmuş, kısıtlı kontenjanlarda yer alabilme yarışına girmişlerdir. Hiç kimse durup " yahu biz ne yapıyoruz, bu çözüm mü?" Deme fırsatını bulamadan, gözü kapalı yarışı sürdürmüştür. Bu serüvende en çok, altı kişide bir kişi kendini avutacak bir sonuca ulaşmış, diğerleri hüsrana uğramışlardır. Yanlış mı? Gençler, onca paralar döktünüz, hepiniz mutu olabildiniz mi? Fakat, size "devam et" yavrum, dediler. Gelecek sene... Bir daha derken, çoğunuz açıkta kalmadınız mı? Bu kaçınılmaz bir kader miydi? Hayır.... Hayır... Hayır:

Eğer, yöneticilerimiz günü kurtarmaya ve bize şirin görünmeye yönelik popülist yaklaşımlardan kurtulabilirlerse işleri kolaylaşır. Gençlerimiz için iki temel sorundan biri eğitim diğeri ise istihdamdır. Onların yıllarca ödedikleri servetler, özel dersaneler olarak yurdumuzu doldurmuştur. Özel dersane yerine özel okulculuk teşvik edilseydi eğitim sorunu büyük ölçüde halledilirdi. Şu anda hayalleriniz, bir ünüversiteyi kazanabilme ile doludur. Mesele bununla bitecek mi? Fakülte bitince işiniz hazır mı? Yöneticilerin vakit kaybetmeden istihdam sorununu da planlamaları gerekir. Bunca önemli sorunlar verken, yöneticilerin çözüm üretmek yerine, kendilerini iktidara taşıyan türban istismarının, öteki dünyaya katkısına yorum getirmiyorum fakat, yaşanan dünya için yine "istismar"olarak kalacağı aşikârdır.

Şunu kabul etmek gerekir ki; Bir toplumda en tehlikeli silâh eğitimsiz ve işsiz insanlardır. Bir süre için birer paket makarnaya muhtaç ettiğiniz insanlar sizin oy depolarınız olabilir. Bilimsel olmayan yaklaşımların uzun ömürlü olacağı sanılmasın. Ülkemizdeki eğitim anlayışı " saldım çayıra, mevlâm kayıra" felsefesine terk edilirse, ileride mutsuz bir insan topluluğu kaçınılmazdır.

Uzun süre görevde kalacak olan bakanımızın kalıcı önlemlerde geç kalmayacağını umar kendilerine başarılar dilerim.