Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Böyle mi olmalıydı ey hayat!

Böyle mi olmalıydı ey hayat!
 

genç ölüm!


Bir gencin ölümünü duydum… yaşı 18.

Arkadaşları, tabutunu eller üzerinde taşırken yürekleri ağlamış, isyanlar etmişler… İsyanları gözyaşları anlatmış… Bu tabutta sen mi varsın arkadaşım diye haykırmışlar… Seni tanıyan tanımayan herkes sana ağlamış… Mezarlığa giderken herkese o yollar dar gelmiş!

Yüreklerindeki feryadı anlatacak sözler tükenmiş…

Bitmiş…

“Ölüm sana yakışmadı be kardeşim kalk artık” demişler! Kim seni tanıdıysa içleri sızlamış!

Şimdilerde bu gözyaşları sana akıyor…

Zamansız ve beklentisiz bizleri şok edip de gidişin feryatları sana… Evet… Ölümü sana kim yakıştırabilir ki… O renkli kişiliğine kim hayatının noktasını koyabilir ki? Aramızdan ayrılmakla, bizleri anlatılmaz acılara bırakıp da çekip giden sen… Arkanda bıraktığın o kadar sevenin varken bir anda gözlerini kapayıp da bir daha açamayan sen!

Biliyor musun ardından arkadaşların senin anına hitaben facede bir grup kurmuşlar.

Milyonlara varan üye sayın var. O gencecik kısacık hayatından esintiler resimler ve videolar eklenmiş. Arkadaşların senin için neler yazmışlar bir bilsen… Eğer bu kadar sevildiğini bilseydin ölüme bu kadar kolay teslim olur muydun?

Sanmıyorum…

Olmazdın… Bunca sevenim varken onları üzemem deyip tüm gücünle Azrail’le savaşırdın değil mi? Arkadaşların senin için öyle güzel şeyler yazmışlar ki…

“ Artık bu sokaklardan geçerken biri eksik” …

“Bu cafe de otururken biri eksik”…

“Okulda hep biri eksik”…

“Bizlerle şarkı söyleyen biri eksik”…

“”Kahkahalarımıza katılan biri eksik”…

“Hayatımızda hep biri eksik!””

“Seni unutmamız için ölmemiz gerek” diyecek kadar seven dostların!

Genelde seni hep hüzünlü olduğun günlerde gördüm sanırım. Çünkü ne zaman gördüysem, hep içten içe derinden bakan gözlerinde bir üzüntü sezinlerdim… O gençliğinin verdiği belki bunalımlara takıldığın anlardandı… Ama bilirdim mutlaka kafana taktığın bir şeylerin olduğunu… Seni mutsuz eden olaylarla yaşadığını! Babanla anlaşamadığını duyardım hep… Üzülürdüm sana… İçim acırdı… Hepimiz o yaşlardan geçtik ve anlardım seni…

Oysa çok faal bir genç olduğunu bilirdim. Çok da zeki… Bir müzik grubu kurup festivallerde konserler verdiğini… Arkadaşların o konserlerin videosunu yayınlıyorlar şimdi… Seyrettikçe içimiz nasıl yanıyor bir bilsen!

Ailenin, çektiği acıları anlatmaya ise ne kelimeler yeter ne de cümleler…

Bir de…

Bir de, sevdiğin bir kız vardı… Yıllardır sadece onu sevdin! Ama için rahat olsun! O da seni çok sevdi… Zaten şirin de bir şeydi. Eminim hayatında en önemli varlıklardan biriydi…

Kısacık ömrünün en güzel hediyesiydi sana…

Hasta olduğunu duyar duymaz sana koştu… Yoğun bakıma girmiştin ve seni görmek istedi. Ama sen “beni bu halimle görmesin” diyerek onu kabul etmedin…

Herkes de anlayış gösterdi buna… Çünkü biliyorduk ki onun karşısına hep en güzel halinle çıkmak isterdin!

Bizleri çok üzdün bilesin bunu!

Kimini arkadaşsız kimini dostsuz, kimini sırdaşsız, kimini yavrusuz, kimini de sevgilisiz bırakıp gittin!

Giderken de yanına, birçok yanı eksik canlar alarak…

Şimdiler de ne zaman seni düşünse herkes, eminim hep içlerinde tarifsiz sızılar hissediyor!

Genç yaşlardaki zamansız gidişlerin acısı! Haykırışları duyulmayan yüreklerde, sessiz çığlıklara bürünerek geçiyor zaman!

Kiminin evladı… Kiminin dostu… Kiminin canı ciğeri… Kiminin yürek yangını…

Mekânın cennet olsun!

Acın ve sen yüreklerde hep yaşayacaksın!

 

 

 
Toplam blog
: 76
: 720
Kayıt tarihi
: 26.04.09
 
 

Kendi halinde, düşünmeyi/yazmayı seven  biriyim. En çok değer verdiğim konu ise herkesin bilinçli..