- Kategori
- Siyaset
Güleriz ağlanacak halimize

Ne güzel koğuş değil mi?
Bu sözü hepimiz biliyoruz.
Bu günlerde içinde bulunduğumuz siyaset arenasına ne çok da yakışıyor…
Bir yandan Ergenekon davasıyla cumhuriyetçileri “Ergenekon” içine sığdırmaya çalışılanlar…
Bir yandan darbe başlığı altında TSK kurumunu zedeleyecek göz altıları, sonrada içinden çıkılamayacak bir hale gelen dosyalar!
Bir yandan da iyice başa bela olan PKK için açılım furyaları...
PKK deyince dtp’liler yeni bir “tehdit” unsuru çıkardılar duydunuz mu bilmem;
Liderleri İmralı da rahat değilmiş. Onun için Diyarbakır’da gösteri yapmaya başladılar. Eğer liderlerinin rahatı sağlanmazsa, olaylar daha da büyüyecekmiş!
Koğuşun alanı 12 metre kareymiş daha geniş olmalıymış… Terör liderlerini 12mkareye sığdırmak, tüm Diyarbakır halkını boğmakmış… Bakar mısınız bakış açılarına….
Gelinde gülmeyin şimdi ağlanacak halimize!
Yan taraf da size liderlerinin kaldığı koğuşun bir resmini sunuyorum… Sakın burasını bir otel odası ya da tatile gönderilmiş birinin kaldığı lüks bir yer olduğunu sanmayın!
Bu gördüğünüz yer otuzbin kişinin katili terörist başının ta kendisinin yakalandı denilip de ödül mü cezamı bir türlü anlayamadığımız birinin kaldığı cezaevi odasıdır. Ve Avrupa standartlarına uygun her türlü konforun olduğu bir yerdir.
Bir çok şehidimizin kanını döken, dul, yetim, evlatsız kalmalarına sebep olan bu adamın gördüğü muameleye bakar mısınız ?
Bu da yetmiyormuş birde açılım maskesi altında tehdit de ediliyormuş Türkiye cumhuriyeti…
Bakın dtp üyeleri neler istiyormuş aslında;
Terörist başının yeniden yargılanıp serbest bırakılması…
Meclise girmesi için milletvekili olmasını ve partinin başına gelmesini…
Kürt devletinin kurulması için anayasanın değişmesini…(Tabi bunlar henüz alenan söylenemedi ama merak etmeyin onu da yaparlar… şimdilik üstü kapalı tehditin içinde)
Hadi hadi gülün bakalım ağlanacak halimize çekinmeyin gülün… Bakın meclis deki vekiller öyle yapıyorlar çoğu zaman… kimi yasalar çıkartılırken uyukluyor ayıldığında “aa bunu ben mi onaylamışım hay Allah ya özür dilerim" diyor gülüp geçiyor...
Buyrun sizde öyle yapın!
Geçenlerde Ali Kırca’nın siyaset meydanın da 18 yaşlarında Diyabakırlı bir çocuk şöyle demişti;
Atatürk nasıl sizin liderinizse, Öcalan da bizim liderimizdir. (sizli bizli konuşmalara dikat edin lütfen)…
Dağdaki bizim bacımızdır gardaşımızdır!
Kıyaslamaya bakar mısınız? Biri yurdunu işgallerden kurtarıp cumhuriyeti kuran bir lider diğeri ise halkını çoluk çocuk demeden katleden kanla mafyayla beslenen bir örgüt lideri!
Yaa sabır!
Başbakanımız ne demişti hemen anımsayalım; “Sen ne mutlu türküm dersen oda ne mutlu kürdüm” diyecektir!
Yine ya sabıırr…
Bakın şimdi geldiğimiz noktaya… Ne demişler “balık baştan kokarmış”!
Şimdi efendim artık hal böyleyken, işi deliliğe vurduk ve gülüyoruz… ne yapalım bir çok kişi üç maymunu oynuyor bizde gördüğümüz için ya deli olacağız bu alemde yada veli…
Veli olmak bana mı kaldı ben deliliği tercih ediyorum….
Gülmeyin ama neden derseniz; derler ki “aman ya bırakın şunu, delidir ne yapsa yerdir” deyip geçerler…
Ben de diyorum ki “valla bu demokrasi bize çok fazla”…
Şöyle hainleri toplayacaksın bir sokağın ortasına, sallandıracaksın birkaç haini...
Herkes ders alsın! Neyimize bizim demokrasi falan…
Yok, insan haklarıymış, yok yaşam standardıymış…
Aman kalsın…
AB’ye girip de ne yapacağız? zaten giren büyük şirketler girmiş, yüklerini tutmuş biz halka ne gelmiş?
Sadece varsa yoksa tüketim çılgınlığı, başka bir şey almamışız şu teknolojiden!
Kendi yağımızla kavrulup gitseydik, başkalarının da uşağı olmasaydık şu Global alemde ne olurdu sanki!
Saygılar.
Aysen Aydın
Aysen__2006@hotmail.com