- Kategori
- Deneme
Bu benim İstanbul'um

Bir İstanbul var. Benim İstanbul'um . Alır bağrına yalnızlığımı basar. Boğazın kıyısında hiç doğmamış bir balıkçı, hiç olmamış masama balık ve rakı koyar. Ben hep böyle sarhoş olurum.
Yıldız parkına yıldızlar düşer sarı yapraklar arası. Üşürüm, hayalim üşür yaz-güz ortası.
Bu benim İstanbul'um bir sen kokar koklarım iki kıyı arası. Sabaha umut, akşama hüzün seferlerine poyraz ve lodos düşer. Deniz boranına açılır kollarım Marmara kadar bir seni kucaklarım.
Yeditepe’nin yedisinden de sarkar düşlerim. Her adımda sensizliği seninle gezerim ve en çok Pierre Loti'de Haliç seyrindeyken özlerim.
Vapurların çığlık sesi gideni anlatır kırgın kalana. Bir yanı öksüz anıların çözülür dili. İşte, o anlar şiire saklanırım. Çöreklenir içime densiz bir Kilyos kasırgası.
Bu benim İstanbu'lum. Martılardan görünmez ne denizi ne gökyüzü. Yılları var ki bir “biz”e geçit vermez o uzun köprüsü.
İstanbul bilmez bizi. Bu benim eksik yanım. Yalnızları almıyorken Ortaköy, Kız kulesi, Galata, ikimizli düşler kurdum bir ara, yalnızlığımdan hep şimdi utanırım.
O benim İstanbul'um, İstanbul sensiz, bensiz... İkimiz de değil içimde yaşayana bırakmadın yok. Yok İstanbul’a bir renkli resmimiz.
Nevin Kurular