- Kategori
- Siyaset
Bu değişiklik " yetişmez " beyler...

Şu anda TBMM’den naklen yayın yapılıyor ve iktidar partisinden Hatay Milletvekili Avukat Sadullah ERGİN, anayasa konusundaki görüşlerini açıklıyor ve şöyle bir soru soruyor.
“Peki, biz bu noktaya (Anayasa değişikliği noktasına) nerden geldik?”
Cevabını da bir başka soru ile veriyor…
“Bu anayasa ile bundan evvel 367 sayısının altında oy ile cumhurbaşkanı seçilirken, bu mecliste onlardan daha çok oy alan Abdullah GÜL niye seçilemedi?”
Geriye kalan gerekçesi de “Madem bu meclis cumhurbaşkanını seçemedi, kitlendi, o zaman hadi halka gidelim dedik” diyor…
Birincisi, bundan evvel seçilen (Kenan EVREN hariç) tüm Cumhurbaşkanları meclis olarak üzerlerinde “Uzlaşılarak” seçilmiştir.
İkicisi, AKP olarak “Uzlaşma” yolunu seçebilseydiniz, dayatma yapmasaydınız, muhtemelen bu meclis de “Cumhurbaşkanını seçen meclis” olmaya devam edecekti…
Burayı geçelim. Çok tartışıldı…
Bu anayasa değişikliği, başından beri “Abesle iştigal” örneği vermektedir.
Bakın neden…
Hukuk bilgisi olan kişiler biliyorlar ki, bu değişikliğin yapılması, oldukça zor bir uygulamadır. Çünkü; yasama, iradesini gösterirken de “Hukuk” kuralları içinde kalmaya mecburdur.
Biliniyor ki, bir tek “Anayasa değişikliği” kanunu Anayasa mahkemesine değil de en fazla “Halkoyuna” giderek değiştirilebilir.
Diğer kanunlarda da en son karar yeri, Anayasa Mahkemesidir.
Değiştirilmek istenen Anayasanın uygulanabilmesi için, önce o değişikliğin “Yürürlükte” olması gerekir.
Tahmin edilen o ki, birincisinde Cumhurbaşkanı “Veto” edecek, ikincisinde de “Halkoyuna” gidecektir.
Dolayısıyla bu değişikliğin, yani “Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi” en erken Ekim veya Kasım ayını bulacaktır.
AKP iktidarı, cumhurbaşkanı seçimini de genel seçimle birlikte yapmak için anayasa değişikliği paketinin içine de bu seçimin yapılabilmesine olanak verecek “Halkoyuna gitme” sürecini 120 günün altına çeken madde koymaktadır.
Oysa…
Anayasa değişikliği ikinci kez aynı şekilde meclisten geçse ve “Resmi Gazete”de yayınlansa bile, yasal olarak “Yürürlük” kazanamaz. Yürürlük kazanması için halkoyu sonucunu beklemek zorundadır. O zaman “Anayasanın bazı maddelerini değiştiren yasa” yürürlüğe giremeyeceğine göre, nasıl 22 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı seçimi genel seçimle birlikte yapılacak?
Oysa hükümet bunu bilip, halk oylamasının yapılmasına dair yasanın 120 günlük süresini değiştirecek kanunu önce değiştirmesi gerekirdi. Tabi o da cumhurbaşkanı vetosundan kurtulabilirse…
Konuyu fazla sündürmenin bir gereği yok.
Buradaki “Gerçek amaç” net bir şekilde ortadadır.
AKP, seçim sahasına çıkınca, millete “Söyleyeceği” bir şeyler olmalı. Eğri veya doğru, çok önemli değil…
Kandırırsa, götürecek, kandıramazsa…
O da kaderine…
26 MAYIS 2007