Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '21

 
Kategori
Deneme
 

Bu Dünya ve Cennetin Paylaşımı

Bizim dinimiz İslam da dâhil tüm hak dinlerin ortak paydası “Cennet ve Cehennem” kavramıdır. Tüm hak dinlerin ortak paydası olan özellikle Cennet’e sadece kendi taraftarları gideceğini düşündükleri için diğerlerini kâfir olarak görürler. Cennet için yarışan dinlerin kendi taraftarlarını motive etmeleri için Cennet kavramını kendi taraftarlarına hediye edileceğini düşünmeleri normaldir. Dinlerin devlet yönetimleri açısından zaman zaman kullanışlı durumu halkları motive etmek için, kullandıkları kavramlar bu dünyadaki mal paylaşımda o denli acımasızca kullanılıyor ki bu dünya için yarışan insanoğlunun öbür dünya için yarışması gerekliliği ile ters düşüyor. Yahudilik hariç, diğer dinler herkesi kapsama iddiasında, herkesi cennete kendi yolundan, kendilerine tabi olarak gitmelerini istiyor!

Dünyadaki en zor şey herhalde hakkaniyetli paylaşım, paylaşmaktır. Herkes daha fazla hakkı olduğunu iddia ediyor ve bundan da kesinlikle hicap duymuyor.  Bırakın yabancı ülkeleri babadan kalma bir arsayı, tarlayı hakkaniyetle paylaşmayan birbirine düşman olmakla kalmayan bunu bir adım daha öteye taşıyan, kardeş katili olan ve birbirinden nefret eden insanların birbirinin tarlasını, tarlasına sınır görmek istemezken, cennette komşu olmak istemeleri garip bir çelişki. Sizin bu dünyadaki nafakanıza göz dikenler sizinle cennette yan yana komşu olmak isterler mi? Yoksa Cennet-Cehennem kavramları soyutları kullanmak isteyen kendilerini akıllı diğerlerini saf ve sömürülecek av olarak görenlerin kurduğu korku üzerinden sömürme düzeni mi diye insan düşünmeden edemiyor. Din adamları öncelikle birçok dinde ortak özellik olarak oluşturdukları ruhban sınıfı özellikleridir ki bu grup kesinlikle üretime katılmaz. Yani diğerleri onlara yiyecek vermeyecek olsa kendileri açlıktan ölecek bir grup, diğerlerini cennet cehennem kavramları ile korkutup kendilerine bir geçim kapısı mı sağlamış oluyorlar diye şimdilik sıradan insanlar düşünmüyor olabilir ancak, çok yakında dinlerin bir evrim geçirmesi söz konusu olabilir.

Eskiden doktor sırası olurdu, hatırlayanlar olabilir. Sabah beşte gidip adınızı muayene sırasına yazardınız. Bazı uyanıklar sizi dişine olduğunu hissettiğinin listeden adını çizer, kendi adını yazardı. Allah’tan Cennetine alacakları kulların insafına bırakmamış ve “Allah ile kul arasına kimse giremez.” şeklinde inancımızdan ötürü bizi kimsenin trenine bindirip Cennet’e girip girmeyeceği meçhulken; en azından buna biz saf saf inanacak değiliz, bu dünyada başkasının eline bakıp boyun bükenlerin kimseyi Cennet’e götürecek hallerinin olmadığını bilebilecek kadar akıl ve idrak sahibiyiz. Neden mi? Çünkü Peygamberimizin Sahabelerinin Hayatları örnektir ki hiçbirisi başkalarının sırtına bırakın yük olmayı, Peygamberimizden (S.A.V) Hz. Ebubekir’in geçimi için ineğini sağıp onun sütü ile geçinmeye çalışması hususunu anlatan bir anlatı vardır, yine Hz. Ömer’e savaş sonunda ganimet paylaşımı konusunda hesap soran bir silah arkadaşının şüphesi üzerine Hz. Ömer’in yaptığı açıklama İslam’ın ilk zamanlardaki anlayışını anlatması bakımından önemlidir.

Mesleği, rütbesi ne olursa olsun gerçek hayatta yaptığı iş ile karnını doyurması mümkün olmayan bir kişi her daim diğerlerine bağlıdır, bağımlıdır. Bu öyle bir bağımlılıktır ki bağımlılık çağını doğru anlayan birisi ne demek istediğimi kolaylıkla anlayabilir. Şimdi ben bağımlı değilim diyenler olabilir kendi bakış açılarından haklılıkları vardır. Gerçek bir zanaat sahibi olmayan birilerinin, standardizasyon ve kalite kuruluşunun, okulun, odanın bir kurumun verdiği lisans ile iş yapan bir insan düşünün; lisansı iptal edilirse ne iş yapar? En sıradan gözüyle bakılan ve normalde görünmez olarak bilinen ve toplumların yüzde sekseninin yaptığı işleri yapmazsa nasıl hayatta kalabilir?

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..