Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu eyyam da geçer. Onlar da bitirerek biter. Günah değil midir bu millete?

Bu eyyam da geçer. Onlar da bitirerek biter. Günah değil midir bu millete? İçim yanıyor. Kaç kez yazdım. “CHP Ata ile birlikte, müzeye kaldırılacaktı. Yaşatılması tamamen büyük hatadır.” diye. Ancak o partinin yerinde, çok aklı başında bir ana muhalefet partisine fevkalâde ihtiyaç olduğu da kesindir. Hele bugün bu çok mübrem bir ihtiyaçtır. Şayet muhalefet olsun için, ipe sapa gelmez muhalefet yapmayan, onun yerine fikir üreten bir parti olsaydı; bugün Türkiye söz konusu açılımı, çok büyük bir süratle geçer, fevkalâde büyük bir refaha kavuşurdu. Bu durumdan O muhalefet partisi de fevkalâde kâr devşirerek çıkardı. Şimdi ise Onların ne devşirdiği bile belli değil.

Muhalefet ihtilâf için uğraşırsa, sonunda ülkeyi bile böler.
Anlattık ama anlayamıyorlar. Bu adamlar alenen Rus ruleti oynuyorlar. Üç farkla ki; Rus ruleti toplu tabanca ile oynanır. Bunlar şarjörlü tabanca ile oynamayı adet edinmişler. Rus ruletinde tabancaya bir mermi konulur. Bunlar tüm kurşunları koyup, sadece birini çıkartıyorlar. Yani her hâl ve kârda, İkinci tetik çekişte mutlaka kendilerini vuruyorlar. Ya da silâhı olur olmaz sebeplerle, muhataplarına çevirip, tetiğe basıyorlar. Tabii bu hezeyanın sebepleri açık seçik ortada. Çünkü Türkiye müthiş bir değişimle, muasır medeniyetler tarafına eviriliyor. Çünkü bu zevat bu işi anlayamadıkları için bitiyorlar. Eriyorlar. Yok oluyorlar. Ama bu arada ülke ve millete de tabii günah oluyor. Bu arada gerçekten üzülüyorum. Kendilerine oy vermiş ve vermemişlere karşı, çok ağır derecede hakaret etmiş olduklarının farkına da varmıyorlar, bu densiz tutumları ile.

Yanlış muhalefetin mumu, seçime kadar yanar.
Sonra hafta başı meclis konuşmalarında, namluyu halka çevirip, yine basıyorlar tetiğe. Halk yani mecliste temsilcileri bulunan millet, yani bizler o kurşunlara muhatap oluyoruz. Çok tuhaftır ki, CHP’ye oy verip de, son On senede mutlu olan bir kimseye rastlamadım ben. Oy verenlerde de bence bir mazoşist durum var. Kendi katillerine aşık olmak gibi, garip bir psikoloji içindeler. En son intiharları, grup adına konuşan Onur Öymen’den geldi. İsmi ile mütenasip bir konuşma değildi, Onur beyin yaptığı talihsiz konuşma. Bu ismi taşıyan bir kişi, başkalarının da onuruna haysiyetine dikkat etmelidir, bence. Parti içinden tabii çatlak sesler de duyulmaya başlandı. Çünkü gidilen yolda gemi azıya alanların, akl-ı selime uygun, hiçbir hareketleri olmadığı kesin. Toplantıda bu duruma isyan eden kişinin susturulmak istenmesi de, CHP için ayrı bir demokrasi anlayışına ölçü teşkil etti.

Kendi onuruna sahip çıkabilenler, millet onuruna da sahip çıkabilirler.
Bu arada, kendi partisinin bugün taşıdığı zihniyetin bu temsilcileri tarafından, Atatürk dahî zor durumda bırakıldı. Ben hep bu hariciyecilerin, bizim milletimizi yurt dışında nasıl temsil ettiğini merak etmiş, bazıları tarafından da, ne hallere düşürülmüş olduğumuza, bizzat şahit olarak, milletim adına deliye dönmüşümdür?!. Hariciyedeki değerli kişiler sebebi ile sözü tasvip etmesem de, Başbakanın “Monşer” dediği tipler muhtemelen bu akıldaki tipler olsa gerektir. Bu akıldaki tipe, Tuncelili olduğu için, gereğini yapması konusunda gelen çağrı da calib-i dikkattir. Ayrıca şayan-ı taktirdir. Ancak, bu durum dahî muhtemelen iki işe yarayacaktır. Bu çağrıyı yapanın, zaman içinde ıskatına, gereğini yapması gerekenin parti tarafından sahiplenilmesine...

Bir sistem insan eritip, insan üretmiyorsa, o sistemi düşünmek gerekir.
Ancak şu iyi olmuştur ki; artık CHP’nin konuya ilişkin resmî zihniyeti, açıkça bellidir. Biz o zihniyeti yarım asırdan fazladır zaten bilmekteydik. Ve fakat geçtiğimiz sene, bayrağı kapıp, CHP teşviki ile lâik cumhuriyet mitinglerine koşan, iyi niyetli insanlar, sonradan bu mitinglere gitmenin, nasıl kullanılmak olduğunu öğrendilerse; şimdi de çok kritik bir gündemde, TBMM çatısı altında konuşan, parti sözcüsünün zikrine bakarak ve o abes zikir sonrası, o zikri de pekiştiren tavırlardan ders alarak, bu partinin ana fikrine öğrenmelidirler. En azından kör kör gözüm parmağına şeklinde bu partiye oy veren bazı etnik ya da dinî kesimler de, bu sevdalarından vazgeçmelidirler.

Akıl ahlâk adalet ve ticaretin yanında durdukça akıldır.
Bu ülkede artık seçmen, çoğunlukla çok yerinde oy kullanmaktadır. Ben sonraki seçimlerde, önüne gelen her şey ile kavga eden siyasilerin, Türkiye’nin müreffeh yarınları için, TBMM dışında kalmasından yanayım. Asla DP gibi artık miadı dolmuş eski liderlere, kredi tanıyan akıllarla da yol alınamayacağının bilincindeyim. Bugün için var olan, diğer teşebbüslerden de hayır gelmeyeceği kesin. Ancak bu ülkeye çok ciddi ve üretken bir muhalefetin gerekli olduğu da, inkâr edilemez büyük bir gerçek.. Ne olursun ey milletim. AKP’yi nasıl doğurduysan, Onlara karşı demokrasiden ve insan merkezli devletten yana olan, bir de muhalefet doğur da; Seni bütün gönlümle alkışlayayım. Ve bunu öyle bir şekilde yap ki; bundan böyle sadece iki parti olsun. Belki başkanlık yolunda adımlar da atılsın. Ancak biz bu çorbaya ve karmaşaya artık “-Dur!..” demesini bilelim. Zîra çoktan geçti, hem borun pazarı, hem de bu pazarcıların statükocu çağı...

Allah’tan korkmayan, seçmenden hiç korkmaz.


Haydar Volkan Çiftehavızlar: 19.11.2009
 
Toplam blog
: 148
: 492
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Haydar Volkan: 21.05.944 Rebabi bestekar Sabahaddin Volkan ve Piyanist Mukadder Volkanın oğlu olar..