- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bu ülkede güvercinleri de vuruyorlar Hrant!..

Tiksinerek okuyorum tüm haberleri, köşe yazılarını... Ve benzer duygular ile izliyorum beyazcam şovcularını. Bir yığın içten pazarlıklı, duygu bezirganı kaleme sarılıp “ ahh!lar, Vah!lar” ile yazıyorlar, konuşuyorlar raiting sevdası içinde. Bu, dün de böyle değil miydi Hrant?
Sen Urfa’da, Şişli’de ve belki daha nice Adliye Sarayları önünde, yanında bir avuç inanmış gerçek dostunla bozuk para yağmuruna tutulduğunda, bu duygu bezirganları neredeydi Hırant? 2004’te çağırıldığında nazikçe uyaran vali yardımcısı ve yanında ki nodul taşıyıcı zebani, seni demokrasi öküzü gibi görüp ucun ucun nodulladığında nerdeydi bu duygu bezirganları? Ve okuduklarını anlamakta zorlanan; tek sorumlusu Lise Edebiyat Öğretmenleri olan karar kılıcıların, seni mahkum ettikleri gün, kendi deyiminle “cımbızlanarak alınmış cümle”yi halka açıklamayı sana fazla gören duygu bezirganları neredeydi Hrant?
26 Şubat 2004’te İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanı Levent Temiz’in başını çektiği bir grup ülkücü, AGOS’un kapısına geldiğinde aleyhine sloganlar atıp, tehditler savururken, tüm televizyon kanalları ve gazete muhabirleri de haberdar edilmişlerdi. Hepsi AGOS’un önündeydi. Grubun attığı sloganlar da netti üstelik.: “Ya sev ya terk et”, “Bir gece ansızın gelebiliriz”… Grubun lideri Levent Temiz’in yaptığı konuşmada hedef açık ve seçikti: “Hrant Dink, bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir, hedefimizdir.” Dediğinde, o dondurucu soğuğa karşın görevini yapan basın emekçilerinin bu haberlerini girmeyen TV kanalları, Gazeteler iki gündür boy boy fotoğraflarınla seni yazıyorlar.. Bu da içimi acıtıyor Hrant.
Velhasıl Kahraman oldun be Hrant.. “Demokrasi şehidi” diyor kimileri, kimileri uğradığın haksıksızlıkları kaleme alıyor. Ne işe yarayacaksa bu saatten sonra!
Ve sen Sevgili Hrant Sen son yazında “…Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce…” demişsin ya!
Gördün mü Hrant gördün mü? Bu ülkede güvercinleri de vuruyorlar!..