- Kategori
- Tarih
Bu vatan için toprağa kucak açanlar-1

Şekip EFendi'nin "elimle çektiğim" fotoğrafı bu ekrana sığmadı!!
YÜZBAŞI HARPUTLU ŞEKİP EFENDİ
30 Ağustos Zafer Bayramına az bir zaman kaldı. Bir milletin “milletçe” bir arada, zaferini her yıl olduğu gibi bu yıl da kutlayacağı günlere yaklaşırken-Ağustos ayı başında-Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin sevk ve idare yerini, Zafertepe-Çalköy’ü , Zafer Abidesini ve Yüzbaşı Şekip Efendi’nin Şehitliğini- onun sembolize ettiği bir avuç şehidin yattığı yeri-ve yerleri tam keşfedilememiş yüzlerce şehidin yattığı toprakları “ayağımın ucuna basa basa” gezdim… İşte ben de, bayrama yaklaştığımız ve “bir açılım” tartışmasıdır/hareketlenmesidir tutturduğumuz şu günlerde “Yüzbaşımızı” anmayı onu ve onunla “beraber olanları” yeniden hatırlamayı uygun gördüm.
Sizlerden isteğim, bu vatan için her şeyi yapmaya göze almış duyarlı insanlar ve “vatan-daş”lar iseniz, size biçilen ömrün vadesi dolmadan, Kütahya’ya en az bir kez olsun, uğrayın. Uğradıktan sonra, hiç şüphe yok ki, gerisin geriye denizinize, odanıza, masanıza ya da bloğunuza döndüğünüzde yazacaklarınız değişecek, iç huzurunuz artacak ve yepyeni açılımlara kavuşacaksınız… Yine de karar, sizin olacaktır…
Yüzbaşı Harputlu Şekip Efendi, 16 Kasım 1914’te Üsteğmen, 10 Kasım 1920’de Yüzbaşı olur. Çok iyi Fransızca da bilmektedir. Ağustos 1922’de 14.Süvari Fırkası’nın başındadır.29 Ağustos 1922’de Çalköydeki harekâtı yönetir. Harekâtın bizzat başında bulunan Yüzbaşımızla birlikte askerlerimiz, Çalköyde Afyon-Kocatepe yönünden gelen Yunan askerlerinin iki bine yakınını esir alırlar. Fakat, Yüzbaşı düşman topçularını da esir alarak topları ve mühimmatı ele geçirmek ister. Kararına uygun olarak, esir ettikleri askerleri “bir avuç askeriyle” köyde bırakıp, ön safta yer alarak topçulara yeni bir saldırıda bulunur. Saldırı sırasında bir topçu ateşi ile şehit düşer. Esir olan Yunan askerlerinin büyük bir kısmı kaçar.Yüzbaşının şehâdeti büyük üzüntü yaratır, fakat aynı zamanda da subayın cesareti ve kahramanlığı Türk ordusunun yüksek moral kazanmasına ve ordumuzun toparlanmasına vesile olur.
Milletin kaderini değiştiren bir Fırkaya komutanlık etmesi ve büyük bir cesaret örneği olan kararından sonra şehit olması dolayısıyla, 24 Ekim 1922’de TBMM kararı ile şehit Yüzbaşı, Binbaşılığa terfi ettirilir.
Şekip Efendi’nin bir kahramanlık destanı olan hayatı ve şehâdet mertebesini tatması, onun TBMM’nin tek oturumluk “ortak” kararıyla ölümünden sonra rütbesi yükseltilen bir subay olması hadiselerinin her biri çok önemli “tarihin dönüm noktaları”dır. Onu ve “onunla birlikte olabilmişlerin”, “birlikteliği” bugünlere/tüm zamanlara taşıyabilmişlerin yaşadıklarını anlatmak için bir iki paragraf yetmez elbette. Bunun idrakı içindeyim. Tarihî bilgileri vermekten ziyade, bu vatana kucak açan “binlerce yüreği” doğru yerlerde aramamız, görmemiz, anlamamız ve onlara “yüreğimizi açmamız” gerektiğini şu yüreğime hatırlatabilmekti dileğim.
“Gidin, görün, dinleyin ve tarihle konuşun ve “an-laşın” derim, ben…
Ruhun Şâd Olsun, Yüzbaşım…