Bu yaz da rahat geçmeyecek galiba

Haziran'ın son salı akşamı, hava bulutlandı, sanki arkası yağmur. Sıcak nemli günlerden sönra yağmur iyi gelir. Peki bizim ve Türkiye'nin havası nasıl?

Sevgili okurlar, bir yaza daha kavuştuk. Yaz ayları güzeldir, insan kendisini daha hür serbest hisseder. Bu yaz nedense önceki yaz girişlerinde yaşadığımız heyecanı yaşayamıyoruz. Nedenleri farklı olabilir, ama bu yaz izine başladığım şu günlerde o eski heyecan yok. Aile içi farklı zevk ve isteklerin bunda etkisi büyük. Bu tür duyguları birçok eşin veya arkadaş grubunun yaşadığına inanıyorum. Maddi sıkıntıların da etkisi var. Ailenin yaş ortalaması arttıkça harcamalar da büyüyor, tatile ayrılan bütçe de azalıyor. Bu yazın süprizi kısmet olursa yine bir ada olacak.

Türkiye'ye gelince ne yazık ki bu yaz da rahat geçmeyecek galiba. Suriye ile yaşadığımız sıkıntıların geleceği belirsiz. Daha önceki yazılarımızda değinmiştik, dış politikalar önemlidir. Ehli kişilerin bu işleri yürütmesi gerekir, tecrübeler önemlidir. Komşularla sıfır sorun diyerek beğeni kazanan Davutoğlu, ne yazık ki çıktığı merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladı. Batı'nın dolduruşuna gelen, Mısır ve Libya'daki bahara kendini kaptıran, Suriye'de de istenenlerin kısa sürede elde edieceğine kapılan Türkiye  hükümeti ne yazık ki kayaya çarptı. Ve atladığı bu seferki ülkenin komşusu olduğu idi.

Ne diyelim Allah, akıl fikir versin. Rahmetli Ecevit hep komşularımızla iyi geçinmemizi öğütlerdi. Batı bizi dürte bilir, ama yarın batı bölgeden çekilince biz komşumuzla baş başa kalırız. Atıp tutmak kolaydır, ama el oğlu uçağını düşürürse diyecek laf bulmada zorlanırsın, ancak bir iki baba yiğitlik yaparsın. 

Türkiye bölgenin ağabeyi rolünü atlamamalı ve saygınlığını yitirmemeli.