Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '09

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Bu zamanda yarışma yazıyorum

Bana diyebilirsinizki hani günde kaç tane yazı yazardın, Türkiye' de yazı konusundan bol birşey yoktu. Haftada bir yazı geliyor ya da gelmiyor. Gerçekten öyle. Türkiye bir üstat yazar cenneti. Konudan bol bir şey yok. Yediğiniz, içtiğiniz, gittiğiniz konu. Az yada çok satan bir gazetede yazıyorsunuz. Sağa çaksanız okuru var, sola çaksanız okuru var. Medya içinde polemik yapsanız gani gani okur var. Halkın aş iş derdine! ortak! olup her yana çaksanız, zaten kahramansınız, ağır yazarsınız. Benim gibi somut, kendince sürekli analize yönelik, olayları şahsileştirmeden, açık ama nazik yazarsanız, üstelik okuyacak hedef kitleyi, benim gibi eleştirilecek hedef kitle, ondan daha öte sorunların temeli olarak görüyorsanız o zaman okunmuyorsunuz. Okunma sayılarım bence yerlerde sürünüyor (aslında bunu tahmin ediyordum zaten) bu da yazma hevesini kırıyor. Ama yazmadan da duramıyorum. Böyle bir vicdan sömürüsünden sonra başka bir vicdan sömürüsüne geçeyim.

Ben sigara yasağı ve şiddet içeren branşlar (boks vb) hariç yasaklara karşıyım. (Tabi ceza vb hukuk kuralları ile konulmuş objektif yasakları konuşmuyorum.) Bu nedenle kumar yasağına da karşıyım. Bunu da defalarca dile getirdim. Yıllar önce Açık Radyo' da konuk konuşmacıyken de (1999' larda) bunu canlı yayında da söyledim sonra her ortamda da yazdım. Bu paragrafta yazacaklarım Milliyet bloglarımda da yer almıştır daha önce . Ama bir kez daha anımsatmak istedim. Benim kumar yasağına karşı olmamın nedeni ülkeye döviz gelmesini önlemesi, iş, aş, istihdam vb kapısını kapatması değildir. Kumar yasağı insan haklarına aykırıdır. Kumarın insana bir zararı da yoktur. Kumar bir eğlencedir. Önemli olan sizin nerede durabileceğinizi bilmeniz ve işi sadece eğlenecek, küçük bir heyecan verecek düzeyde bırakıp bırakamadığınızdır. Eğer kumar bağımlılığınız var ise bu bağımlılığı kumarı toptan yasaklayarak önleyemezsiniz. Bağımlıyı tedavi edersiniz veya asıl önemlisi herhangi bir şeye (her ne ise) bağımlı olmayacak insanlar yetiştirirsiniz. Çünkü herşeyin fazlası (bağımlılığı) en azından tıbben zarardır. Bir başka deyişle iki insanın yapabileceği en zevkli şey olan sevişmek bile bağımlılığa dönerse tedavi gerektiren bir sorun olur. Bazı insanların seks bağımlılığı var diye cinsel ilişki yasaklanmaz. Bir başka örnek, hangi yasal, çevresel kısıtlamaya, ağır cezai yaptırımlara rağmen arabasını manyaklık düzeyinde hızlı ve kötü kullanıp kaza yapıp zarar verenler var diye araba kullanmak yasaklanmaz. Yani kavramlar yok edilemezler. Kavramların doğru uygulanmasına çalışılır.

Şimdi gelelim sadede. Bu ülkede kumar yasak ama televizyonda bir yarışma var. İnanın zaplama seansları dışında görmedim. Ama kazanma koşullarını biliyorum. Ancak seyretmesenizde bugünkü Milliyet internet sayfası dahil haberler gani gani. Mali sorunlarını çözmek için buraya gelenler, herkese rahatlıkla bu sorunlarını anlatanlar, çok basit bir olasılık hesabını ters yapıp hayallerindeki kolay paraya kavuşamayanlar, hepsi burada. (Sanmayın ki ben bu yarışma yasaklansın vb diyorum. Ben normal kumarın bile yasaklanmasına karşıyım.) Anlatmak istediğim toplum bu durumdayken sizin koyduğunuz yasakların anlamı kalıyor mu? Bugünkü haber konusu kızcağıza arada neler önerildi bilmiyorum. Ama bundan daha iyi rakamların teklif edildiği kesindir. Ki önceki yarışmalarda da benzer gereksiz riske girmeler olmuş, hepsi sayfalarımızda manşetti. Ama duramadık, yetinemedik. İşte sorunumuz bu. Önce bilgi yerine kolayı tercih ediyoruz. (Sakın bu yarışma başka yerlerde de var demeyin. Eğer başka yerlerle karşılaştırmaya başlarsanız, herşeyi karşılaştırmanız gerekir derim.) Sonra oraya çıkma ile yetinmeyip düpedüz yakaladığımız olanak üzerine kumar oynayıp kaybediyoruz. Sonra ağlıyoruz. O zaman sorunumuz ne bizim? Düşünce sistematiklerimiz mi? Bağımlılıklarımız mı? Tercihlerimiz mi? Yoksa yasal kumar mı? Farkında değilmiyiz bireysel ve toplumsal günlük davranış tercihlerimiz bize neler yaşatıyor. Anımsayın daha bir hafta kadar önce doğu Anadolu' da bir binek otosu trafik kazası yaptı ve içinde 6 kişi öldü, iki de yaralı var. Ve anımsayın bir binek otosunda koltuk sayısından fazla kişinin öldüğü kaçıncı trafik kazamızdı bu. (Merak ederseniz diğerleri Milliyet bloglarımda var.)

Tercihlerimiz değişmediği sürece hiç bir yasak bizleri değiştiremeyecek.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..