Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '14

 
Kategori
Felsefe
 

Buda - Sözleri - 2

Buda - Sözleri - 2
 

“Problemlerin çoğu, eğer onlara yeterince zaman ve yer verirseniz en sonunda kendilerini aşındırıp tüketirler.”

 “İltifat ve suçlama; kazanç ve kayıp; zevk ve acı rüzgar gibi gelir geçer. Mutlu olmak için tüm bunların ortasında asırlık ağaç gibi dur.”

Birçok durumda bizi rahatsız eden problemle ilgili deneyimlediğimiz sorunun büyük bir kısmı onun geçmesi için hissetiğimiz aciliyet hissidir. İnsanın gelişimi çoğunlukla problemlerle mücadele sayesinde olur. Problemleri mümkün olduğunca hayatın doğal bir parçası olarak kabul edip olgunlukla mücadele etmek, “Bu da geçer” zihin haliyle yaklaşabilmek hayatı inanılmaz derecede pratikleştirir. Bu söz kendini unutup problemlere kendini çok kaptıran ve onlarla eşkoşan insanlar için bir hatırlatmadır.

Peki zaman vermek tamam ama problemin kendini aşındırıp tüketmesi ne demek? Problemlerin insanları nasıl geliştirdiğini daha çok anlayıp gözlemlemeye başladığımızda bunun bir kanun olduğunu  da anlamaya veya hissetmeye başlarız. Bu anlayışta eğer bu dünya ve problemleri varlıkların gelişimi için ise bir problemin ondan muztarip olan ya da onunla mücadeleyi deneyimleyen insanlarla işi bittiği zaman sona ermesi gerektiğini de sezebiliriz. Bu ifade kulağa bilimsel gelmeyebilir ancak doğanın işleyişinde ki mükemmel gelişim araçları net olarak gözlenebilir. Bilim insanları bir noktadan sonra tesadüfi davranış ve mutasyon diye birşeyin olmadığı kanaatine ister istemez ulaşıyorlar.

Öyle durumlar olur ki sizin müdahalenizin şartmış gibi gözüktüğü durumlarda siz başka meşguliyetlerden dolayı ilgilenemediğinizde bir de bakmışsınız bir süre sonra problem beklenmedik bir şekilde çözülmüş. Mesela bazen iki tanıdığınız insanın arası bozulduğunda , sezgileriniz müdahale etmemeniz gerektiğini söylediğinde, önce onların iyi bir kavga ettiğini, sonra zamana bıraktıklarını, sonra karşılıklı daha iyi bir anlayışla bir araya geldiklerini gözlemlersiniz.

“İltifat ve suçlama; kazanç ve kayıp; zevk ve acı rüzgar gibi gelir geçer. Mutlu olmak için tüm bunların ortasında asırlık ağaç gibi dur.”

Olgun insanın dengesini ne iltifat ne de suçlama veya hakaret bozabilir. Denge bozulması ifadesini özellikle kullandım ve bundan kastım insanın merkezinden, yani doğal halinden çıkması. İltifat nasıl denge bozar? Mesela egoyu fazla besleyerek farkında olmadan daha çok iltifat almaya yönelik eylemlere sürükleyebilir. Gerçeklerin üzerini örtebilir. Kişi ehil olunmayan bir göreve getirildiğinde iltifat bolluğundan bu gerçeği görmeyebilir ve sanal bir realitede mutlu yaşamaya devam edebilir. Ancak özbeğenisini farkında olmadan buna bağladıysa, geçici olan bu durum, iltifatlar ve görev sona erdiğinde kişiyi boşlukta hissettirir. İltifatlara karşı gerçekçi olmayan mütevazilik de doğal denge durumunun dışına çıkmaktır. Dengeden ne kadar saptığına insan ancak kendi iç dünyasını gözleyerek kendisi karar verebilir. Dıştan bakarak bir insanın çok kibirli ya da aşırı mütevazi olduğuna karar vermek zordur.

İnsan kendi egosuyla, imajıyla ne kadar az eşkoşarsa suçlama veya hakaretten de o derece az etkilenir. Eğer ortada suçlanacak bir hata varsa olgun kişi başkası suçlamasa da zaten düzeltebileceği hataları düzeltir ve düzeltemeyecekleri için gönülden özür diler. Yani bilge kişi kendinden emin ise suçlama ve hakaretleri gözardı eder. Buda nın başka bir sözünde ifade ettiği gibi hakaret karşısında hiç kızmadan sadece pasif duran kişi aslında onu karşı tarafa iade etmiş olur. Bilge, sorumluluğunu kendi vicdan muhasebesi üzerinden kendisi belirler.

Hayat irili ufaklı sayısız kazanç ve kayıpla doludur. Kazanç ve kayıplara aşırı duyarlı olmak sürekli iki yönlü merkezinden çıkmak insanı mutlu edemez. Maddeye aşırı bağlılık madde üzerinde kontrolsüzlük demektir. Aşırı bağlanmadan kontrol sahibi olan insanlar kazançlara ve kayıplara daha doğal biçimde sevinir veya üzülürler. Yani ne kayıp hayata isyan etmeye ne de kazanç delirmeye yolaçar. Aynı şekilde hayat irili ufaklı sayısız zevk ve acı ile doludur. Tüm bunlar gelip geçer.

“İltifat ve suçlama; kazanç ve kayıp; zevk ve acı rüzgar gibi gelir geçer. Mutlu olmak için tüm bunların ortasında asırlık ağaç gibi dur.”

Şimdi büyük, asırlık bir ağaç ve her mevsim yaprakların, dalların rüzgarla çıkardığı sesleri imgeleyin. Güçlü, sakin zihinli ve mutlu bir insanı betimleyen bu ifade o kadar mükemmel ki daha başka söze gerek yok. Her varlık özünde bu potansiyele sahiptir.

 
Toplam blog
: 40
: 2627
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Petrol Mühendisi  İlgi alanlarım: Psikoloji, kişisel gelişim, eğitim En çok yapmayı sevdi..