Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Haber
 

Bugün “Beynim” yok…

Bugün “Beynim” yok…
 

Fotoğraf: www.milliyet.com.tr


Yazacağım ve bilgisayarımın (eskiden daktilomun derdik) başına oturdum ve düşünmeye başladım. Yazılacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki, elbette anlatabilirsen, yazabilirsen…

Televizyon ekranında görünen bir kız, konuşuyor: <ı>”Atatürk’ü sevmeme hakkı var mı? Başıma bir iş gelmeyecekse ben sevmiyorum. Atatürk'ün yetkiyi padişahtan alırken yani saraydan alırken laik bir Cumhuriyet kurmak için aldığını düşünmüyorum. Halk o zaman İslami değerler için savaştı. Nitekim Kurtuluş Savaşı’nın başlaması da Kahramanmaraş’ta Fransız askerlerinin Nene Hatun'un başörtüsüne uzanmasıyla olmuştur.”

<ı>

Belli ki ya bu kızın <ı>“Tarih” denilen gerçeklerden haberi yok, ya da birileri<ı> ona <ı>“Tarih” diye bir başka şeyler öğretmiş, o da ona inanmış Bir başka deyişle anlatılanlara <ı>“Ram” olmuş, peşinden gidiyor. Hiç sorgulamamış, aklına sorgulamak hiç gelmemiş. Belli ki <ı>“Acaba doğru mu” sorusunu sormamış.

Yaşı genç, daha öğrenir diyerek geçiştirsem mi?

Hadi onun <ı>“Bilgisiz ve bilinçsizce” ortaya koyduğu şeyleri <ı>“Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum” demesini de aynı ölçünün içine koyalım…

Peki ya Türkiye Büyük Millet Meclisi salonunda oturan milletvekiline(!) ne demeli?

Bir milletvekili soruyor Hükümete:

(Tutanaktan aynen) <ı>MUHARREM İNCE <ı>(Yalova): <ı>“…Bakın, bu ülkeyi kuran iki kişiden birisi olan İsmet İnönü’ye ne yazmış TRT’de "Ezber Bozan" programını yapan Tamer Korkmaz adlı kişi 8/6/2008 günü, iki gün önce. Yazının üst kısmında Ertuğrul Özkök’ü eleştiriyor. Ondan sonra diyor ki: "Böylelikle, aynen İsmet İnönü gibi bu millete düşman olduğunu kanıtlıyor."

<ı>

<ı>LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) - Doğru. (CHP sıralarından "Yuh" sesleri)

<ı>

1975 yılında vefat eden İsmet İNÖNÜ’nün siyasi dönemini yaşayanlardan ve bir bölümü evet İsmet İNÖNÜ’yü sevmezler. Celal BAYAR ve Adnan MENDERES ile siyasi mücadelesinde de suçlayanlar çok olmuştur. Ancak hiç kimse İsmet İNÖNÜ için <ı>“Milletin düşmanı” tanımlaması yapmamıştı, en azından ben bilmiyorum. Kulağının az işitmesine takılanlar da çok oldu, muhalifleri de çok suçladılar ama <ı>“Milletin düşmanı” dememişlerdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni 2. Dünya Savaşı’na sokmamaktaki kararlılığı döneminde millet olarak çok sıkıntılar çektik, ancak daha çok <ı>“Yetim ve dul” kalan bir toplum olmaktan kurtulduk. İhtiyaçlarımızı <ı>“Karneler”e bağlı olarak giderdik, o dönemde de stokçular ve karaborsacılardan çok çektik, yine de <ı>“Milletin düşmanı” diyen olmamıştı.

Kurtuluş Savaşı’nın <ı>“Garp Cephesi Komutanı, ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ikinci Cumhurbaşkanı, çok partili rejimi engellemeyeni” İsmet İNÖNÜ için bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında birisi milletvekili(!) sıfatını da taşırken <ı>“Milletin düşmanı” sözüne <ı>“Doğru” diyebiliyorsa!...

Bu ülkede bir genç kız çıkıp da <ı>“Atatürk’ü sevmiyorum” diyorsa, <ı>“…. Atatürk'ün yetkiyi padişahtan alırken yani saraydan alırken laik bir Cumhuriyet kurmak için aldığını düşünmüyorum” diyorsa, ülkede bir şeylerin olduğu, bir şeylerin doğru gitmediği açıkça ortadadır…

Bunların göstergesi bana göre, ülke etrafında sabırla örülen ağların, giderek büyüdüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırmaya yönelik çabalar olduğudur…

Artık ülkemizde sadece <ı>“Laikliğe” saldırının da ötesine geçilmiştir. Artık <ı>“Hukuka” da saldırı başlamıştır. Dolayısıyla, artık <ı>“Devlet” de alenen <ı>“Hedef” haline getirilmiştir.

İşin ilginç yanı, milletin bir bölümü de bunların farkında değil…

Nasıl olsun ki?

Bir şeyi yapmak için önce <ı>“Düşünmek, kurgulamak, sorgulamak, doğrulamak” gerekli. Sonra da o <ı>“Düşünüp, kurgulayıp, sorgulayıp doğruladığınız” şeyi de <ı>”Uygulamaya” <ı>geçirmeniz gerekir ve ön şartı da “Zihnen, bedenen ve moral olarak” da hazır olmanız…

Millet, geçim derdine düşmüşken, esnaf her gün birer birer kepenk indirirken, sanayici fabrikasını nasıl çalıştırmaya devam edeceğini düşünürken aklına <ı>“Ülke sorunları” gelir mi?

Oysa <ı>“Ülkedeki temel sorunlar” diğer sorunların da çözümü için başlangıç noktasıdır. Öncekini ortadan kaldırmadan, sonrakini nasıl çözeceksiniz?

Bugün <ı>“Beynime”, hani benim o ünlü <ı>“Rus malı gibi” taştan taşa vur kırılmayan, bozulmayan ama işlevini bir şekilde yerine getiren beynim var ya…

İşte onu, bugün ne yazık ki çalıştıramıyorum. Sanırım <ı>“Rus damarı” tuttu, çarkına bir şey takıldı.

Takılan, belki de <ı>“Atatürk’ü sevmeyen, ama Humeyni’ye hayran” kız, ya da Atatürk’ün kurduğu mecliste milletvekili(!) sıfatıyla oturan bir zavallının <ı>İNÖNÜ için <ı>“Milletin düşmanı” sözüne <ı>“Doğru” diyebilecek kadar akıl ve fikir özürlü davranışı…

<ı>

Tarih, ucu bucağı görünmeyen bir <ı>“Derya” gibidir. Çok fırtınalar görmüş, birçok gemi misali devletler yutmuş, çok deneyimsiz kaptanların gemilerini karaya oturttuklarını, kayalara bindirdiklerini görmüştür. Eğer deneyimsiz kaptansanız ya da yüzmeyi bilmiyorsanız, sizi de yutar bir fırtınada…

Ve…

Fırtına, yavaşça ve sinsice yaklaşıyor…

Farkında mısınız?

<ı>11 HAZİRAN 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..