Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '07

 
Kategori
Kitap
 

Bukowski ve diğerleri

Bukowski ve diğerleri
 

Bukowski pilizlenirken.


1. Bukowski ve Erkekler:

Charles Bukowski (1920-1996) ‘Kadınlar’ adlı kitabında (Arion Yayınları, 1991, 350 sayfa) 55 yaşında ve 5 yıl hiçbir kadınla birlikte olmadıktan sonra, yeniden cinsel yaşama dönüşünü anlatır. Alkolik oluşu, onun kadınları aşağılayan biri olduğunu düşündürür. Oysa, kitabın kapağına alıntılanan metninde dediği gibi, her erkeğin düşüşünde bir kadın rol oynar. Bu; Hürrem Sultan veya Çariçe Katerina iktidarı demek değil, gündelik yaşamdaki matriyarkal faşizm demektir.

2. Bukowski ve Solliers:

Bukowski dürüsttür. Phillippe Solliers ikiyüzlüdür. B. Yaşar, S. konuşur (tam bir fransız gevezesidir). Gerçek kadınlar, nedense Solliers'i kibar bulurlar (küçük bir anket sonucundaki gözlem). Oysa B. tahammül edilemez derecede kaba sayılır. Cinsellikten söz ediş tarzını kadınları aşağılayıcı bulanlar, Henry Miller'i (1895-1980) bayıla bayıla okurlar. Burada "erotik-porno", "dolaylı-doğrudan" söylem/yazım argümanı gerekir ki bu başka bir yazının konusudur.

3. Bukowski ve Burroughs:

William Burroughs (1915-1997) toksinizasyonu (bu sözcük İngilizce'de ‘zehir’in yanısıra, yaratıcılık sırasında beynin biyokimyasal durumunu tanımlamak için de kullanılır; bu da birçok yanlış anlamaya, sanatçının mutlaka zehir kullanacağı gibi, yol açar) sömürür. Onu ünlü yazar yapan, kullandığı uyuşturuculardır. Dolayısıyla sattığı meta, uyuşturuculardır, sanatı değil. (Bu durum, W.B.'ın Türkiye'de de kült yazar olması sonucunu doğurdu.) Bukowski ise, kullandığı alkolle, yalnızca kendini zehirler. Anlattığı A.B.D. 1920-1990'dır; bu anlamıyla tam bir natüralisttir (: yazınsal açıdan doğalcı biçemci). İkisi bir kez karşılaşırlar ama hiç konuşmazlar.

4. Bukowski ve Hassel :

Bukowski, 2. Dünya Savaşı'na psikiyatrik raporu nedeniyle katılmaz. Sven Hassel (1920- ) katılır, savaşır ve sağ kalır. Savaşta yaşadıklarını anlatan on üç roman yazar (E Yayınları tamamını yayınladı).

5. Bukowski ve Bradbury:

Ray Bradbury (1920- ) bilimkurgu romanı yazarı olarak düş gücü şampiyonluğuna soyunur. Epey de metin-derece kaydeder. Oysa asla o alana girmemiş C.B., rastlantıyla onunla karşılaşır ve onu iki kez yener: Holywood'u ululayan ‘Deliler Mezarlığı’nın (Nisan Yayınları, 1994) karşısında 'Holywood' (Yapı Kredi Yayınları, 1995) ile ve bilimkurgu türü sayılabilecek bir öyküsü olan 'Hür Hayvanat Bahçesi'nin (Zen Düğünü, Metis Yayınları, 1993) son birkaç cümlesinde...

6. Bukowski ve London:

Jack London (1880-1924) da bir alkolikti ve atın ölümü arpadan oldu. İkisi de maceracıydılar ama J.L. kentlerde değil, denizlerde dolandı. 18. Yüzyıl'da olsa bir kahraman sayılırdı ama 19. Yüzyıl biterken Dünya dolmuştu. ‘Martin Eden’ (Cem Yayınları, 1996) adlı romanında bir serserinin yazar olma sürecinin öldürücülüğünü açımlar ve bu dönüşüm benzeri biçimde C.B.'nin de başından geçmiş; ancak okuduğu yazarlar listesinde J.L.'ın adı geçmez; onun yerine maceracı olmayıp ‘gibi yapan' Ernest Hemingway'i ve John Fante’yi beğeniyle anar. Bu da; iyi bir yazarın, iyi bir okur olması gerekmediğinin güzel bir örneğidir.

7. Bukowski ve Miller

Henry Miller 1920’lerde, Bukowski 1940’larda kadını yalnızca bir organ olarak yaşar.

Miller bir casus-ajan, yani iktidarlı bir kadınla karşılaşınca korkar, onunla sevişemez, yani sertleşemez.

Bukowski ise, böyle bir kadın olabileceğini ayırsayamadan 70 yıl yaşar ve ölür.

Bugünkü kadın-erkek demokrasisinde bunlar mümkün değil.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..