- Kategori
- Güncel
Buyrun haberler
Son günlerde hayatımızın önemli bir parçası haline geldi şu seçim olayları.
Kılıçdaroğlu ne demiş, kime ne yardımı yapılmış, Davos n'olcakmış, İstanbul'un belediye başkanı hangisi olmalıymış, efendim kim geçmişinde ne kadar borçlanmış, kim kime ne demiş, hangisi bir ötekini tehdit etmiş falan filan… Ha bir de son günlerde çıkan hayali seçmenler var ki aman onları hiç düşünmeyelim.
O kadar çok kaptırdık ki kendimizi bu düzene, kendimizi unuttuk bu düzende. Siyaseti önemsediğimiz kadar önemseyemez olduk özel hayatımızı.
Belki biz biriyle –yine- tartışırken ateşli ateşli Davos’u hayatımızın aşkı geçip gidiyor yanı başımızdan. Ve maalesef biz bunu hissedemiyoruz bile!
Nedîm de böyle düşünmüş olacak ki Lale Devrinde, devletin sıkıntılı çökme döneminde kendini yıpratacağına aşka veriyor şair. Sevgilisiyle eğlenceye bırakıyor kendini.
Millet olarak buna ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
Siyasetçiler yerinde duruyor, olan bizim akıp giden zamanımızın içinde kaybettiğimiz değerli insanlarla geçip giden hayatımıza oluyor.
Elbette devletimiz önemli ama biz de önemliyiz. Mutsuz bir birey çevresine ne kadar yararlı olabilir ki?!
Mutluluk sevgiliyle geçen ‘o’ zamanda saklı değil mi aslında?