Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çağları değiştiren yazılar/Karakter

Çağları değiştiren yazılar/Karakter
 

Herkesin kendine özgü bir karakteri olsa hepimiz aynı şeyleri yapmazdık. Demek ki ya CD’miz çizildi ya da aslında karakter diye bir şey yok. Hep yanlış davranışlara odaklanmışız. “Karakterli bir insan bunu yapar mı?” İyi ama DNA şifresi farklı insanların farklı kişilik yapıları olması gerekir değil mi? Farklı düşünme, duyma, hissetme, kendine özgü davranış… Hadi diyelim düşünceler ulemayı ulmittin tarafından paket olarak veriliyor; ama herkes aynı olay karşısında aynı şeyi hisseder mi; duyguları farklı olmaz mı?

Bir şey oluyor, ağlıyorum, yanımdaki de ağlıyor; gözlerimizden akan yaşların sayısı bile eşit. Sonra kalkmış karakterden bahsediyoruz. Her insanı diğerinden ayıran kendine özgü bir kişilik varsa hani nerede? Bize benzemeyene tuhaf diyoruz. Demek ki ortak bir karakter var, hepimiz birlikte kullanıyoruz.

Karakter belki var- zaten olması gerekir; çünkü DNA’larımız farklı- ama koruyamamışız. Üstü örtülmüş, kaybolmuş, başka şeylere karışmış, yozlaşmış. Bu anlamda hepimiz karaktersiziz. Davranışlarında diğer insanları bire bir taklit eden, onlardan hiçbir farkı olmayan kimse karakterden bahsedemez.  Ancak farklıysan karakterin vardır. Ama dert değil; değil mi ki karaktersizlik de bir karakter.

İnsanlardaki karakter zafiyeti tek bir işe yarıyor: Herkes birbirinin aynı davrandığı için kimin karaktersiz olduğunu anlayamıyoruz. Yaptığını bilmeyin, tecavüzcü Coşkun ile kör imamı ayıramazsınız; çünkü aynı davranışı gösteriyorlar. Ula be armut yiyişinizde bari bir fark olsun, Allahın adamları!

Onun için şöyle ufaktan farklı davranan kişiye hemen etiketi yapıştırıyoruz: Karakterli adam! Yani bu ortamda karakterli olmak çok kolay. Az efendi davransanız yetiyor.

Karakteri tanımlamadan önce bizde var mı, ona bakalım. Hayatınız boyunca hangi olay karşısında kaç kere kendi düşünce ve davranışlarınızla farklı bir tavır ortaya koydunuz? Böyle yapmaya çalışana ya tuhaf dedik ya deli. Hepimiz birden -sürüyüz ya- çayırı görünce koyun gibi meledik.

Oysa herkesin farklı bir karakteri olsa ve bu karakterinin gereğini yapsa hayat ve dünya o kadar farklı olurdu ki heyecandan yaşayamazdık. Şimdi ayı Dursun ahırın önünde oturuyor. Selamaleyküm diyeceğiz. Aleyküm selam diyecek. Nasılsın diyeceğiz. İyiyim diyecek. Koyunlardan oluşan bu toplumda “nasılsın”ın “iyiyim” den başka cevabı yok. Ayı Dursun’a karakterden bahsetsen “evvelallah” der. Hadi lan! Bu arada ayı Dursun dememize bakmayın, kendisi “mastır” mezunu.

İnsanlarımız karakterin tanımını “farklı şeyler değil, doğru şeyler yapmak” şeklinde biliyor olabilirler. Ve herkesin doğrusu da aynı olduğuna göre demek ki insanlarımız başta da dediğimiz gibi ulemayı ulmittin paketi kullanıyorlar. E o halde karakter havalanmaları noluyor? Siz karakteri bakkaldan alıyorsunuz. Kendisi olarak, kendine özgü, kendi öz kişiliğini ortaya koyan kimse toplumda hemen ayrışıyor; çünkü böyle insan yok. Kim böyle ayrışmışsa sadece onlar karakterli; çünkü bizler yeni ve farklı bir insan tanımışız. İsterse kı… ıyla balon şişirsin! Diğerleri –pek sayın onurlu ağabeylerimiz de dâhil- tüp gaz kuyruğu! Örneğin Türkiye de bana benzeyen (davranış, düşünce vs bakımından) insan yoktur. İyi bir insan mıyım? Hayır. Ama farklıyım. İşte karakter budur!

  

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..