Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '08

 
Kategori
Spor
 

Çalışılarak elde edilen başarılar!

Çalışılarak elde edilen başarılar!
 

Michael Phelps, M.Spitz'in bir olimpiyatta en fazla madalya alma rekorunu kırabilecek mi?


Şu Amerikalıları ve diğer başarılı olan başka ülkenin sporcularını ibretle izliyorum. Çünkü insanlık için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. En iyisini olabilmek adına...

Babam bir zamanlar demişti ki. “Rekorlar kırıla, kırıla nereye gidiyor. Koşu ve yüzme gibi yarışlar da rekorlar kırılarak sıfıra doğru gidiyor” demişti. Acaba sıfır olması mümkün mü? Mümkün değil ama belli bir zaman gelecek insanoğlu kaslarını kullanarak geliştirdiği rekorları daha ileriye götüremeyecek.

İşte dünya bunlarla uğraşıyor.

Ülkeler neden spora önem veriyorlar?

Neden yatırımı spora harcıyorlar?

Diğer ülkelerle daima yarış içindeler?

Bizler bu yarışın içinde neden yer alamıyoruz?

Şimdi de ülkemizi madalyalar kazandırmak adına diğer ülkelerden başarılı olan sporcuları Türkleştirmeyi düşünüyoruz?

Bizim ülkemizde ki sporcular daha mı başarısız?

Vücutları gelişmekte olan çocuklarımızı ve daha sağlıklı bir toplum yetiştirmek bizim biz ebeveynlerle birlikte bu ülkeyi yöneten yöneticilerin de görevi olarak görmekteyim. Bunun için yapacağımız görev çocuklarımıza yaz tatillerin de internet köşelerine itip orda harcayacağı vakitlerinden kurtarmak olmalıdır.

En başta bir ebeveyn olarak sınıf geçme hediyesi olarak onlara bir bisiklet kazandırmakla beraber bu sporunda gelişmesinde katkıda bulunabiliriz. Bunun için en başta yerel yöneticiler olmak üzere bir dernek kurulabilir. Bu dernek sayesinde insanların toplanmasına vesile olabiliriz. Buna İzmir’de ki İzmir Bisikletliler Derneğini İBD’yi gösterebiliriz.

Şu anda yaz olması nedeniyle havalar çok sıcak gidiyor. Hem de ne sıcak ha. Tabi sıcak olur. Çünkü ormanları yok etme de biriz. Motorlu araçları kullanmayı çok seviyoruz. Sevmekte ne demek rahatlıktan olsa gerek bütün yatırımları motorlu araçlar üzerine kuruyoruz. Kurmakla da kalmıyoruz. Nefes aldığımız o güzelim havayı bir güzelce kirletiyoruz. Havada o kadar çok zararlı maddeler var ki biz bunun hiç farkında olmuyoruz.

Neden bisiklete biniyorum. Bunun birkaç sebebi var. Ancak şunu söyleyebilirim ki bir sporcunun rahat bir şekilde uğraştığı sporu rahatlıkla yapabilmesi için havaya ve o havanın içinde bulunduğu oksijene ihtiyaç vardır. Böylece vücuduma daima oksijen depoluyorum. Yalnızca spor yapanlarla birlikte bir insanın uzun yaşamanın gereğidir diye düşünüyorum.

Türkiye’de yaşayan bir insana “Spor deyince aklına ne gelir?” diye sorduğunca alacağınız cevap bellidir. Futbol.

Futbol Türkiye’de öyle bir sektör olmuştur ki milyonlarca dolar harcamalar yapılır başta Brezilyalı olmak üzere transferler gerçekleşir. Ve yine elde var koca bir sıfır. Şimdi sormak lazım sizler bu kadar harcama yaptığınız halde Türkiye’nin bir Olimpik Milli Futbol Takımı hiç mi yok? Vardır da biz hiç mi göremeyiz?

Kendi kendimizi kandırmayalım beyler. Sporumuzun ilerleyebilmesi için acaba ne yapıyoruz ki?

Pekin Olimpiyatlar da daha önce adını Olimpiyat şampiyonu olarak yazdıran sporcularımızın adları var da kendileri yok herhalde. Ben göremedim gören var mı?

Daima ülkeleri adına rekor kıran sporcuları gördükçe çalışmak, çalışmak ve yine çalışmak gerektiğini inanmaya başlıyorum. 4 yıl boyunca önündeki olimpiyatlarda madalyalara uzanabilmek için tek yaptıkları iş daima çalışmak oluyor. Ama çalışmanın da bir ortamı olması lazım… Antrenörler ve bunun yanında sporcunun beslenmesi, özveri, sabır ve istemek ama hepsinin yanında o ülkenin sporcusuna yaptığı yatırım. Elde edilen başarıların yanında onun elde ettiği tecrübelerden faydalanmak ve bundan sonra gelecek olimpiyatlar için sporcular yetiştirmek. İşte ileri gitmiş ve başta mücadele eden ülkeler bunlarla uğraşmaktadırlar.

Halen çocuğum geleceğini garanti altına alsın diye üniversite sınavlarında bir monoton hayata sürüklendiriliyoruz. Çocuğun sportif etkinliği yok. Spor yapsa bile, ülkemiz adına rekorlar kırsa bile onun elinden tutan yöneticilerimiz yok. Futbola yapılan onca yatırım ve harcamalar oğlum futbolcu olsun milyarları cebine indirsin yönün de hareket eden ebeveynler. Ve nihayetin de medyanın vermiş olan haberler de yalnızca 4 büyük kulübümüzde ki (Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor) haberleri ile meşgul etmekte diğer spor haberleri es geçmektedir. Bu böyle olunca olimpiyatlarda madalyalar alan ve rekorlar kıran sporcuları daha çok ağzımız açık kalarak izleriz. Olimpiyat öncesinde belirlenen madalya sayısına olimpiyatların sonunda ulaşamayınca suçu sporcularımızda ararız.

Belki ülkemizde Michael Phelps gibi yüzücüler vardır. Neden olmasın. Çevresinde üç tarafında denizlerle kaplı ülkemiz de ne yazık ki yazları deniz yüzü görmeyen çocuklarımız mevcut.

Şimdi başka bir konu daha! Neden acaba Türk hanımlarının kalçaları geniştir. Zamanında spor yapmadıklarından, belki bisiklete binemediklerinden, belki de koşamadıklarından, yüzemediklerindendir. Onlar örf ve töre engeline uğradıklarından spor yapamaz durumdalar. Mesela kızlar hiç bisiklete biner mi? Biner de bizim ülke de asla binemezler. Gören olur.

Bisikleti ulaşım aracı olarak görmeyen bir toplum olimpiyatlarda ne gibi bir başarı bekleriz. Sorayım size.

Bizler bu zihniyetle bir yerlere varamayız.

İlerlemiş ve medeni ülkelerin yanına bile yaklaşamayız.

Sanki Atatürk’ün söylemiş olduğu o söz bizim gençlere değil de madalya kazanan o medeni ülkelerin sporcularına söylenmiş.

"Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak zekâ, ahlâkta bu ise yardım eder. Zekâ ve kavrayışı, kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha, az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik, ayni zamanda ahlâklısını severim."

Aynı zamanda sporu ileri gitmiş olan ülkeler sporcularını zeki, çevik ve ahlâklı birer insan olarak yetiştirip topluma kazandırılmış oluyorlar.

İşte Çin. Böyle bir organizasyon ve bugünkü itibarı ile en fazla madalya kazanmış sportif başarısı olan bir ülke. Kesinlikle örnek alınmalı.

Sevgi ve saygım üzeriniz de olsun efendim.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..