- Kategori
- Eğitim
Çalışma ve dinlenme hakkında
Bugünlerde öğrenciler yeni bir eğitim öğretim sezonuna girmek üzereler. Birçok öğrenci sınav yılını yaşayacak. Hummalı bir hazırlık dönemi geçirecekler. Çok çalışacaklar. Tümüne buran başarılar diliyorum. Bu çalışma süresinde yanlış yapanlar, yanlış düşünenler elbette olacak. Başarılı olmanın şartlarından biri de inanç ve düzenli çalışmadır. Normal süreli v etkili çalışmayla herkes başarılı olabilir. Bu amaçla sizlere bu koşuda işinizi kolaylaştıracak bazı düşüncelerimi aktarmak istedim.
Dağınıklık, insanın kendisini de derbeder ve rahatsız hissetmesine yol açacağı için böyle bir ortamda çalışmaya çalışmak boşa çalışmaktır. Siz iyisi mi düzenli, dikkatinizi dağıtacak fazla obje olmayan sade bir odada, mümkünse boş bir duvara dönük çalışın. İlginizin sadece ve sadece çalışacağınız konuya yönelmesi ancak bu şekilde gerçekleşecektir.
Daha kolay ve etkin öğrenmek için;
1. İyi bir dinleyici olmalısınız.
* Derse zihnen hazırlıklı gelmelisiniz.
* Dersin ana fikrini yakalamaya çalışmalısınız.
* Derslere devamda azami titizlik göstermelisiniz.
* Derse aktif olarak katılmalısınız.
Derse hazırlıklı gelen öğrenci için öğretmenin anlattıkları kısa, anlamsız bir söz yığını haline gelmekten çıkar. Öğrenmesi gerekenleri bir bütünlük içerisinde öğrenir. Dersten kopmaz, arkadaşlarını huzursuz etmediği gibi, kendisini de huzursuz eden olmaz. Dersin sonunda verimlilik en üst seviyeye varacağı için teneffüse moralli çıkar bir sonraki derse de olumlu duygularla başlar.
Bunun aksi olan durumda ise öğrenci hocanın anlattıklarından bir anlam çıkaramaz, kısa bir süre sonra dersten kopar, kendisini işkence ortamında görmeye başlar. Bu durumda arkadaşlarıyla uğraşmaya başlar, çevreye zarar verir. Bazen de gözü açık rüya görmeye başlar. Teneffüse çıktığında dersten geri kalan sadece bir moral çöküntüsü olur. Bu durumda suçlu kurum ve hocadır. Doğruyu görünceye kadar. Oysa başımıza gelen olumsuzlukların büyük çoğunluğunun bizden kaynaklandığını bilmiş olsak suçlu aramaya hiç gerek kalmayacak.
Derste anlaşılamamış ve moral bozmuş olan bir konu, dersten sonra da soğuk gelir. Aynı konuyu öğrenmek için 4-5 kat daha enerji, zaman ve para (özel ders için babanızın parası sağ olsun) gerekir.
Hazırlıklı ve aktif bir beyin anlatılanlardaki ana fikirleri daha iyi yakalar. Böyle bir öğrenci haftalık çalışma programında derste anlatılan konuları azıcık tekrarlayıp ve çözümlü soruları da gözden geçirdiğinde konuyu büyük oranda pekiştirmiş olur. Geri kalanı test çözümüdür artık.
Derse devamın öğrencinin başarısında bire bir etkisi vardır. Ders kitaplarına, dergilere güvenip derslere devamsızlık yapmak son derece yanlıştır. Çünkü derste hiçbir kaynakta karşılaşamayacağınız bilgiler, örnekler ve yorumlarla karşılaşırsınız. Bazı özellikler yazıya döküldüğünde anlaşılamayabilirler. Bunları bire bir ağızdan dinlemek gerekiyor. Ayrıca öğretmeni dinlerken onun hangi noktaların üzerinde daha çok durduğunu görürsünüz. Bu da evde öğrenmenizi kolaylaştırır.
Derslere aktif bir şekilde katılmalısınız. Olaylara Fransız kalmamalısınız! Derse katılmak, derslere devam etmek anlamına gelmez. Bundan daha derin anlamı vardır. Zira kendisi derste olup ruhu Leyla’nın veya Mecnun’un diyarlarında gezen öğrenciler vardır. Bu durumlarda cep telefonları ve mesajlar havalarda uçuşmaya çoktan başlamış olur. (O telefonları biz yapabilmiş olsaydık o meretin nerede nasıl kullanılacağını da bilirdik!)