Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Kasım '10

 
Kategori
Dostluk
 

Çalsın Davullar Zurnalar-Çekilsin halaylar….

Çalsın Davullar Zurnalar-Çekilsin halaylar….
 

Açıklamaya gerek var mı?


07.11.2010

Merhaba! Herkeslere mutlu günler ve geceler dileklerimle başlıyorum sözlerime. Güldükçe gamzelerinizde güller açsın. Şakısın bülbüller mutluluk şarkıları söylesin. Herkes ama herkes mutlu olsun.

Sanırım şaşırdınız değil mi?

Durup dururken, bu da nereden çıktı şimdi diye düşünüyorsunuzdur. Kederlerimi, duygularımı, düşüncelerimi sizlerle paylaşırken, ”bilmeyenlerin yüksek müsaadeleriyle” mutluluğumu, sevincimi de sizlerle paylaşmak istedim. Bunda şaşacak ne var?

Dün (6 Kasım2010 Cumartesi) halay çektim, davul ve zurna eşliğinde tepinip durdum.

***

Evvelki sabah Genel Başkanımız Sn. Kılıçdaroğlu’nun Cumartesi İstanbul’a geleceğini bilen arkadaşlarım sanki sıraya girmişçesine beni aradılar. Arayanlar diğer ilçelerden olan arkadaşlarımdı.

Henüz benim ilçeden ses çıkmamıştı. Sanırım haberleri olmamıştı.

Neyse uzatıp lafı dolandırmayayım. Cuma günü akşamüzeri ilçemi aradım araç kalkacak mı diye. Önce sadece ilçe yöneticileri gidecekmiş ama talep çok olunca araç kaldırma kararı alınmış. Bu böyle olunca ben de Ataşehir ilçesinin araçları ile gitmekten vaz geçtim. Onlara beklememeleri için bildirdim.

İlçemden sabah 9.30 da araçların kaldırılacağı haberi daha sonra çekilen mesaj da bana iletildi.

*****

Gece geç saatlere kadar oturdum. Uyku tutmadı bir türlü. Böyle önemli günlerde ne kerametse, ya uyanamazsam korkusu tutar beni, bir türlü uyuyamam. Kitap okudum, bulmaca çözdüm , sabahın 3.ün de gözlerim kapanmaya başladı ve ışığı kapatıp yattım.

Bir ara uyandım, saate baktım sabahın 5.30 u.. Tedirgindim ya! Henüz hava aydınlanmamıştı bile. Uyuyakalırım diye bir daha yatmadım, hafif bir duş alıp kahve içtim. Odayı havalandırmak için pencereyi açtığımda karşımdaki pembe boyalı binayı dahi zor seçebildiğim bir sis ile karşılaştım.

Bir “eyvah! “çektim ki sormayın. Bu hava böyle giderse uçak inebilir miydi acaba?

Hatta uçak seferleri yapılabilir miydi?

Televizyonda kanalları gezdim. Sabiha Gökçen Hava Limanı’na inemeyen uçakların Atatürk Hava Limanı’na iniş yaptıklarını öğrenince biraz rahatladım.

Saat 8.30 da hazırdım. Vakit sanki geçmek bilmiyordu. 9.15 i zor ettim ve sokağa attım kendimi.

Neyse, saat 10.00 gibi araçlarla yola koyulduk. Bu arada sis oldukça açılmıştı. Saat 11 de geleceği söylenen genel başkanımızın gelişine yetişememe korkusu sardı bizleri.

Trafik oldukça yoğundu. Bizler aracı kullanan şoföre sık, sık müdahale eder olmuştuk. Azıcık hızlı git, sollasana şoför bey, öbür şeride geç. Yahu bu gidişle göremeyeceğiz gibi her kafadan ses çıkıyor, telaşlanıyorduk. Tabi bu arada adamın kafasını da şişiriyorduk.

Şoför genç bir adamdı ama laf aramızda biraz ağırkanlıydı. Bu da bizi çileden çıkarıyordu.

Nihayet saat 10. 50 gibi alanda olduk.

Offf! Of! Görmenizi isterdim hınca hınç dolmuştu alan ve sanki CHP lilere dar gelmişti. İtiş tıkıştı.

Hani derler ya, iğne atsan yere düşmez misaliydi.

Görüntü kırmızı bayraklarla sanki gelincik tarlası gibi gözleniyordu.

Görkemli, ihtişamlı ve coşkulu bir kalabalık vardı.

Kalabalığa karıştık. Diğer ilçelerden gelen arkadaşlarım ile görüştüm. Hepimiz sevinçliydik. Sanki bir bayram havası esiyordu.

Gözlerimizin içi gülüyordu.

Bu bayram coşkusunu bize tattıran sayın genel başkanımıza gönülden teşekkür borçluyduk hepimiz.

Bir yanda davul zurna çalıyor bazı arkadaşlarımız halay çekiyorlardı... Önceki İst. İl. Kadın Kolu Başkanımız Sn. Oya Tümer ile göz göze geldiğimizde, sözleşmişçesine halay çeken arkadaşlarımıza katıldık.

Evet, halaylar çektik, sloganlar attık, bir şekilde bedenimizi saran pozitif coşkuyu etrafımıza saçtık.

Herkeste olan bu mutluluk CHP' nin yeni yüzü ve yönetimiydi elbette. Zincirlerinden boşalmış esirler gibi, özgürlüğü ilk defa tadarcasına, sanki bulutların üzerinde geziniyorduk.

Bu arada saatin nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Saat 12 olmuştu. 11 de geleceği söylenen uçaktan henüz haber yoktu. Sonra öğrendik ki 13.00 te gelecek.

Neyse, uçağın alana indiği haberi nihayet duyuldu. Muazzam bir dalgalanma oldu kalabalıkta herkes çıkış kapısına doğru yönelmeye başlayınca birçok arkadaşımız ezilme tehlikesi atlattı.

Hepimiz bekliyorduk, sanki onu hiç görmemişçesine.

Bu sırada Sn. Genel Başkanımızın, VİP te basına açıklama yaptığını öğrendik.

Biraz daha itiş kakış oldu ve nihayet çıkış kapısında göründüler. Ben anons aracının yanındaydım.

Otobüs üzerinden bizlere hitap edeceği söylenmişti.

Vallahi o kalabalıkta Sayın genel başkanımızın gelişini bile göremedim. Aracın arka kapısından içeri girmiş.

Ön tarafa gelip yan camdan uzanan elleri sıkmaya çalışıyordu.

İnanın onlarca el arasından ben de sadece parmak uçlarımla eline dokunabildim ancak. Bu arada arkadan ittirmeler sayesinde de ezilme tehlikesi atlattım.

(Bu nasıl çözümlenir bilemiyorum ama buna mutlaka bir çare bulunmalıdır. Herkes rahatça elini sıkabilmeli diğer yöneticilerimizi de görebilmelidir.)

Kendisi otobüsün üzerine çıkıp bizlere hitap ederken bulunduğum noktadan başka yöne gidip oradan izledim, tabi izleyebildiğim kadarıyla. Bayraklar ve pankartlar görüşümü engelliyordu bazen.

Bu arada Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sn. Gürsel Tekin’e hoş geldiniz bile diyemedim. Sadece otobüsün üzerinde uzaktan izleyebildim onu.

Prof. Dr. Erdal İnönü’yü anma toplantısına katılacağından ötürü konuşması kısa ve öz olmuştu. Aracın oradan ayrılması da çok zor olmuştu. Herkes aracın önüne yönelmiş hareketini engelliyordu. Nihayet yapılan anonslarla zar zor gözlerden uzaklaştılar.

Eve döndüğümde tatlı bir yorgunluk vardı üzerimde ama mutluydum.

Birlikte mutluyuz çünkü umutluyuz. Bundan böyle partimizin içinde demokrasi çalışacak ve bizler eskisinden daha çok büyük bir istençle iktidar olmak için üzerimize düşen her görevi seve, seve yapacağız. Çünkü emeklerimiz boşa çıkmayacak ve kimse çalışanı dışlayamayacak.

İşte, mutluluğumu sizlerle paylaşmak üzere yazdım. Oldukça uzun oldu farkındayım. Umarım, sizleri sıkmamışımdır.

Mutlulukla ve sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara