- Kategori
- Güncel
Camilerde Cuma hutbesine karışan paralar..
İslam Dinine göre Cuma günleri öğle namazı vaktine kılınan Cuma namazından önce okunan Hutbe farzdır. Hutbe konusunu İmam güncel veya genel konulardan seçerek halkı aydınlatıp bilgi verebilir. Hutbe konusu illaki dini konulardan olmayabilir. Yaşam tarzları, davranış kuralları, ahlak , örf ve adetler ile ilgili konularda olabilir.
Şu ana kadar gittiğim hemen her camide yaşadığım Cuma Hutbesinin son duasından önce ( daha hutbeyi bile bitirmeden) imamların çıkışta para toplanacağı konusundaki ikaz ve uyarıları yada bilgilendirmelerinin değişmemesi oldu. Bir anlamda rica diyebiliriz, bir anlamda dilenme diyebiliriz, bir anlamda şartlandırma ve yönlendirme diyebiliriz. Cemaati yönlendirme diyebiliriz. Elbette zorlama değil ancak yapılacak para ödemelerinin özellikle imam ve hoca tarafından insanlar üzerindeki günahları azaltıp iyilik olarak yorumlanması cemaati küçük yada büyük para vermeye psikolojik ve dini manevi baskı olarak şartlandırdığı bir gerçektir.
Dua etmek ve namaz kılma ibadetinin bir anlamda para ödemekten geçtiği bir anlamda para ödemekle aynı kefeye konulduğu bir durum. Camiler namaz kılmak ve dua etmek için yapılıyorsa cemaaatten de bu camilerin yapımı için para toplanıyorsa bu dua etmek ve namaz kılmak yani Alllahın huzuruna çıkmak için para toplandığı anlamına gelmez mi?
Aslında İslam dininin en temel özelliği ibadet için mekanın çok önemli olmadığı sadece temiz olan hemen her yerde ibadet yapılabileceği özeliğidir. İbadet edebilmek için ise bir insanın bir başka insana ( imam, müezzin, şeyh, hoca vs.) veya eşyaya ihtiyac duymaması özelliği ve güzelliğidir. Bu nedenledir ki İbadet te yardımda gizli dir sözü kabul edilegemiştir. Sadece insan ve onu yaratan Allahın kalp ve duygu nezdinde bir araya gelmesi olayıdır. Bu buluşma için ne camilere ne de bir başka nesne yada insana ihtiyaç vardır. İslamın nedense bu sadeliği değil hep gösteriş yönü ön plana çıkarılmaktadır. Asıl İslam dinini yozlaştıran da bu düşüncelere destek vermektir.
Özellikle daha fazla müslümanın iştirak etmesi nedeniyle Cuma namazlarında İmamın belkide caiz olmadığı şekilde hutbe arasına şıkıştırdığı ve bazende hutbeden daha önemli olarak uzatarak cemaati para yardımı konusunda duyarlı olmaya ve mutlaka yardım yapmaya çağıran sözleri beni her zaman rahatsız etmiştir. Yukarda bahsettiğim psikolojik nedenlerle de cemaatin çıkışta ( namazını erken bitirerek veya bir kısmını kılmadan hemen kapıda bekleyen görevlinin) ortaya koyduğu Ayakkabı Kutusuna cebinden çıkardığı paraları atmasıyla bu paralar toplanmakta. Paraların ne için toplandığı çoğunlukla hutbede İmam tarafından da açıkllanır.
Filan mevkide yeni yapılacak bir cami için...
Camimizin akan tavanı için....
Camimize yeni alınacak olan klima için..
veya Camimizin ses sisteminin yenilenmesi için.....
Bu nedenler bitmez. Her hafta bir amaç bulunur. Siz yeterki para verin onlar mutlaka harcayacak verecek bir yer bulurlar. Kimse ihtiyacı ve gerekliliği sorgulamaz.
Camide istenen yardımları rahatlıkla yapan müslümanlar aynı duyarlılığı başka konuda göstermezler. Neden acaba? Öğrenci çocuğu için bir kitap yada defter veya kırtasiye gereksinimi için istenen 5.tl yada 10 tl için okuldan paramı istenirmiş diyerek geri çeviren belki çocuğun gururunu kıran bir Müslüman nereye gittiği kesinlikle afaki olan camide belkide daha fazlasını düşünmeden verebilmekte.
Eksi 5 veya 10 derecelerde karlar altında terlikle veya yırtık çorap ile okula gitmek zorunda kalan çocuklarımız varken sadece dua edebilmek ve namaz kılabilmek için toplanan paraların yıllık ne kadar tutabileceğinden haberiniz varmı.?
Soğuktan penceresi naylonla kapatılmış bir ev ( evet ev diyebiliyoruz içimiz sızlayarak) de çocuğunun zatürreden ölümüne engel olamayan bir anne ve buna benzer binlerce müslüman kardeşimiz varken hemen her hafta camilerde cuma namazından toplanan paralar ile kaç kişinin barına bileceği gerçekten ev yapılabilir düşünebiliyor musunuz.?
İslam dinin en temel özellikleri yardımlaşma adalet eşitlik ve ahlak kuralları maalesef yozlaştırılmış ve sadece ibadetin şelik yönünün daha makbul olduğu algısı yaratılmış yıllarca. Kimler tarafından acaba.. Şu anda bile Diyanet İşleri başkanını ne zaman ve hangi konularda konuştuğuna ve ne konuştuğuna dikkat edersek bunu rahatlıkla görebiliriz. Tek yapmamız gereken düşünme ve sorgulama..
Türkiyede Diyanet rakamlarına göre yaklaşık olarak 90 bin civarında İmam olduğuna göre nerden baksanız en az bir o kadarda Cami olduğu kesin. Hadi biz buna 75 bin cami diyelim. Her hafta para toplandığı muhakak olduğuna göre ve her camide en az 100 tl ortalama para toplandığını düşünürsek bu ayda 100 *4 =400 tl * 75.000 cami = ayda 30 milyon tl eder. Bu rakamı sizler isterseniz yıldaki 12 ay le çarparak yıllık muhtemel 360 milyon rakamını bulabiliirsiz. Eminim ki bu rakam daha yukarılara çıkar ama bence aşağı düşmeyecektir. Çünkü bir çok cami özellikle merkezlerde bulunan camilerin altında bulunan dükkanların kirası, işletmesi, WC ler vs... vasıtasi ile de o cami derneklerine toplanan paralar çok daha artmaktadır.
Bir noktayı daha belirtmek gerekir ki Ülkemizde son yıllarda Diyanet işleri Başkanlığının bütçesi Ulaştırma Bakanlığının en az 2 katı üzerinde onaylanmaktadır. Bu kadar alt yapı ve ulaşım yatırımı yapıldığı halde bile Diyanet Bütçesinin yarısı kadar bile olmayan Bakanlık bütçesi yanında hem bütçesi hemde toplanan yardımlarla istenirse Ülkemizde halk için insan için eğitim için nelerin yapılabileceği ortada değil midir?
Diyanetin bütçesi sizce nereye harcanmaktadır.? Hangi sosyal yatırımlara gitmektedir. Vergilerimizin nereye harcandığını biliyor muyuz.? Yeniden bizlere ihtiyacımızı karşılama olarak döndüğüne inanıyormusunuz ? Yoksa vergilerimizin yanında ayakkabı kutusunda da toplanan milyonlar acaba bize yol, su, elektrik, olarak mı dönüyor yoksa soğuktan ölen çocuklar karda terlikle ve yırtık çorapla okula giden cocukların acı tablosu olarakmı karşımıza çıkıyor. Veya başkentin göbeğinde yaşanan geçim ve yaşam mücadelesi olarak mı dönüyor.?
Çarpıcı bir konu değil mi?
Yazı resminde görülen sadece bir çarpıcı örnektir. Bütün yardımlar böyle olmuyor elbette. Ancak bu ne kadar gereklidir. Bu dinimize göre caiz midir. Her müslümanın bunu sorgulaması gerekmiyor mu? Belkide İman sorgusuz ve koşulsuz inanmak olduğu için dini konular da koşulsuz inanmaya yönlendirilen insanlar hemen her konuda da sorgulamayı unutuyor olabilirler mi? Din üzerinden ticaret yapanlar müslümana kötülük edenler maddi menfaatler için bunu kullananlar dinin Sorgulamama yönünü bu nedenle mi sıkça kullanmaktadırlar. Ver ama sorma gibi..
Blog resmi için haberin alındığı site ve haberin detayı aşağıdadır.. (21.8.2011)...Merak edenlere