- Kategori
- Deneme
Can ile gönül aşktan vazgeçmez

Günün sabahında, güneş doğmadan sen doğsan içime dediğimiz anlarda, içimizi ısıtan demli bir çay gibi içimizi bakışları sevgisi ile ısıtan sevdiğimiz, âşık olduğumuz yüreğimizi ona teslim ettiğimiz yanımızda olmayınca günün sabahı da o sımsıcak demli çayında tadı da olmuyor.
Günümüze işkence dolu bakışlar hâkim olmuş gibi, kayıp zamanın işkence dolu hapishanenin penceresinde kalmış gibi yüreğimiz yalnızlığa mahkûm gibi yaşamaya başlıyor.
Ona söz geçirmek ne mümkün, gönül bu illa sevdiği yanında olacak. Ona tatlı bir buse konduracak gülen sımsıcak gülüşleri ile ve kolları ile sarılacak sevgilinin yokluğunu anlatmak pek mümkün olmuyor. İlla sevdiği yanında olacak ona eşlik edecek.
Can aşktan vazgeçmez binlerce kez onu görse de bir an görmeyince yanında olmayınca edep öğrenmesi de masumluğu da bir anda yok oluyor.
Aşk ki öylesine edepler öğretir ki mekteplerde okunup öğrenilmesine imkân yok boşuna dememiş Mevlana gönül dostu, Allah’ın has kulu... Mevlana gönül dostu yine ne güzel demiş ,gökyüzünde, yıldızlar arasında parlak ay nasıl görünürse âşık da yüzlerce kişi arasında öyle görünür, o göründü mü herkesin parlaklığı söner..
İşte aşk ve gönül, bir an yalnız kalınca basar çığlığı, ağlamanın en dertlisini ile ağlar akar gözlerinde ırmaklar gibi gözyaşları.. Selam ve dua ile
Mehmet Aluç