Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '14

 
Kategori
Haftasonu
 

Çatalca: Hem Uzak Hem Yakın...

Çatalca: Hem Uzak Hem Yakın...
 

Çatalca ve köyleri haritası


İstanbul denince aklımıza ilk olarak kat kat tıkış tıkış evleri, hiç durmayan karıncalar gibi sağ sola koşuşan insanları, gökyüzüne değen yüksek binaları, trafikte sıkışıp kalan ve sürekli klakson çalan arabalarıyla, kısaca sürekli bir kaotik ortam gelir... Güzellikleri ise genelde insanlar işlerine biraz ara verip kafalarını kaldırdıklarında görünür. Ama düşündüğümüzün ya da sandığımızın aksine bu İstanbul tasvirinin dışında da bir İstanbul vardır. Metropolün ana eşeleğinin dışında periferideki İstanbul'u Şile, Ağva, Beykoz, Sarıyer, Silivri ve Çatalca gibi yerleşimler oluşturur. Bu yerleşimler özellikle yeşili, doğası ve deniziyle öne çıkarlar ve haftasonları kaotik şehrin psikoz yüklediği insanlarının adeta boşalma noktaları olurlar.

1291 km2 ile İstanbul'un yüzölçümü en büyük ve en çok kırsal nüfusa sahip ilçesi olan Çatalca, Silivri ile beraber şehrin en batı kesiminde yer alır. Öntrakya da diyebileceğimiz bu alan İstanbul Trakyasıdır. Bu alan geniş ormanlar ve verimli tarlaların arasında kalan köylerle kaplıdır. Büyük projelerle ekonomik değeri artan Çatalca ve köyleri uzun yıllar İstanbul'a arka bahçe olarak hizmet etmiştir. Büyük projelerin bitmesiyle beraber bu özelliğini yitireceğine kuşku yok!

İlçe merkezi yaklaşık 35 bin nüfusuyla TEM otoyolunu kuzeyinde, Sirkeci-Kapıkule demiryolu hattı üzerinde sessiz sakin kendi halinde bir Anadolu kasabası görünümündedir. Gündelik hayat İstanbul'a göre daha yavaş ve rutindir. Eski Çatalca evleri hala direniyorlar. Eskiden Çatalca'da kurulan panayır çevre kasaba ve köylerden birçok kişiyi buluşturur ve ticareti hareketlendirirdi. Ancak son yıllarda panayır yapılmaz olmuştur.

İlçe merkezinden sonra Çatalca'nın kırsal kesimi başlar. İnceğiz Köyü'ndeki mağaralar görülecek ilk yerlerdendir. Birçok filmin de çekildiği bu mağaralar ilçe merkezine 10 dakika mesafededir. İnceğiz'den sonra gelen artık kıllanılmayan demiryolu istasyonu, güzel ağaçlı sokakları ve piknik alanlarıyla Kabakça Köyü İstanbul'un en güzel köylerindendir. Kabakça mesire alanlarında deveye binebilirsiniz. Kabakça'dan kuzeye doğru ilerleyip eski İstanbul-Kırklareli yolu boyunca ilerleyip İhsaniye, Gümüşpınar, Aydınlar köyleri ve Binkılıç kasabasına ulaşırsınız. Bu köyler meşe ormanları içinde yeşil doğalarıyla gözalıcıdırlar. Bu güzergah üzerinde yoldan 300 metre içeride gözlerden uzak Yaylacık Köyü ise ayrı bir dünyadır. Yaklaşık 10-15 hane ve 60-70 kişilik bu köy ahalisi diğer köylerin aksine muhacir değildirler. Küçük köylerinde kapalı bir toplum oluşturmuşlardır. Yaylacık bana her zaman ilginç gelmiştir. Yoldan sapıp görülebilir.

Binkılıç İstanbul'un son köyüdür. Eski ismi Istranca'dır. Aslında Çatalca'dan çok Saray ve Çerkezköy'e daha yakındır. Karadeniz kıyısındaki meşhur Çilingoz Koyu Binkılıç'a bağlıdır fakat yol bozuk ve 15 km kadar tutmaktadır. Kasabada bulunan lise, jandarma karakolu ve itfaiye burayı diğer köylerinde merkezi konumuna getirmektedir. Binkılıç halkı ormancılık ve tarımsal faaliyetlerle geçinir. Bu kasabanın eski sokaklarında gezip tarihi kahvehanelerinde çay içebilirsiniz.

Çatalca'nın kuzey kesimlerinde kalan köyleri ise Karadeniz'e doğru uzanan Yalıköy, Karacaköy, Ormanlı, Hisarbeyli, Celepköy ve Karamandere'dir. Yalıköy Karadeniz kıyısında eski bir Rum köyüdür. Eski adı Podima'dır. Birçok yazlık ve restorana sahip olan bu köy yazın haftasonları oldukça kalabalıklaşır. Karacaköy Kasabası ise buraların eski belediyesiydi. Artık belediyesi kapandı ve mahalleye dönüştü. Kasaba meydanındaki karaca heykeli köyün ismine atıfta bulunur. Karamandere ise Karacaköy ile Gümüşpınar köyleri arasında, orman içinde ve dereboyunda kurulu sessiz sakin bir köydür. Karamandere kıyısında piknik yapabilirsiniz. Terkos Gölü'ne sokulan bu köylerde göllerden ve derelerden tutulan balıkları piknik alanlarındaki restoranlarda yiyebilirsiniz. Yalıköy ve Ormanlı plajlarında denize girebilirsiniz. Üstelik buralarda plajlar ücretsizdir!!!

Kuzeydeki bu köylerden daha aşağılara doğru geldiğimizde Çiftlikköy Kasabası karşılar bizi. Yaklaşık 3000 nüfusuyla eski bir belediye olan Çiftlikköy de artık mahalle olmuştur. Belgrad ve Başakköy Çiftlikköy'e yakın konumda güzel orman köyleridir. Başakköy civarda Sivasköy olarak bilinir. Çukurda çok güzel bir köydür. Terkos Gölü kıyısındaki Yazlıkköy ise şehitliği ile öne çıkar. 1. Balkan Savaşında Bulgarlar buralara kadar gelmiş ve İstanbul'a dayanmışlardı. Buradaki Alaiye Şehitliği Bulgarlarla savaşırken şehit düşen Antalya Alanya'lı askerler anısına kurulmuştur. Alaiye Alanya'nın eski ismidir. Yazlıkköy Terkos Gölü kıyısında küçük bir köy. Örencik Köyü biraz daha kuzeyde kalıyor. Tarlaları büyük işadamlarınca ve emlak firmalarınca alınmış ve küçük küçük parsellere bölünerek satılmaya hazır hale getirilmiş! Dağyenice Köyünden aşağı Çanakça ve Kestanelik Köylerine inerken solda büyük bir arazi ve büyük bir at çiftliği göze çarpıyor. Etraftaki tarlalar ve araziler bölünmüş, parsellenmiş burada da. Çanakça ve Kestanelik Köyleri birbirine yaslanmış adeta birleşmiş gibi duruyorlar. Eskiden bu iki köy birleşip belediye olmak için çabalamışlar ama belediye binasının hangi köyde olacağı konusunda anlaşamayınca vazgeçmişler. Kestanelik Köyü lisesi ve jandarma karakolu ile merkez olmuş bir köydür. Köydeki kasaplarda yapılan sucuklar meşhurdur. Şimdilerde 3. köprü yolunun bu köyden geçmesiyle beraber toprakları değerlenmiş ve birçoğu İstanbullulara satılmış durumda. Kestanelik Köyü ile Çatalca arasında kalan İzzettin Köyü ise büyük tv vericisiyle dikkat çekiyor. Bu güzel köylerin yanında orman içi piknik alanlarıyla Akalan ve Kalfaköy'de dikkat çekicidir. Akalan Köyü rengarenk capcanlı renkli evleriyle hoş görünüme sahiptir. İçkili içkisiz kır gazinoları ve meyhaneleri ile güzel bir köydür. Ayazma Suyu meşhurdur. Kalfaköy ise torluk denen meşe odununu mangal kömürü yapmada ustalaşmış ahalisiyle tanınır. Torluk bu köyden başka; Başakköy, Çiftlikköy, Belgradköy, Dağyenice, Hisarbeyli, Celepköy gibi köylerde de yakılır. Kalfaköy meydanındaki çeşmenin suyunun ise böbrek taşlarına iyi geldiği söylenir. Eskiden develeri ile ünlü Kalfaköy'de deve kaldı mı bilmiyorum? Eğer deveye merakınız varsa köy kahvesinden soruşturabilirsiniz.

Subaşı Köyü Çatalca'ya yakın köylerdendir. Üç yol ağzına kurulu köy Saray-Çatalca-Kemerburgaz yollarının kesiştiği noktadadır. Köy canlılığıyla dikkat çekicidir. Buradan Çatalca'ya kadar Gökçeali Köyü de dahil olmak üzere sağlı sollu çiftlikler ve kır gazinoları göze çarpar.

Çatalca'nın bu köylerinden hariç, Kuzey Marmara Otoyolu üzerinde bulunan Kızılcaali, Örcünlü ve Oklalı köyleri, Çerkezköy'ün hemen dibinde Çatalca'nın uzak köylerinden Halaçlı, Çatalca'nın hemen yanıbaşındaki Çakılköy, Ovayenice, Muratbey köyleri ile B.Çekmece Gölü kıyısında ve Hezarfen Havaalının bulunduğu Bahşayiş Köyü ile Babanakkaş köyleri de gezilip görülecek yerlerdendir. Babanakkaş ve Bahşayiş Köyleri Arnavutköy ilçe olunca Çatalca'dan koparılmıştı fakat bu yanlıştan dönüldü ve tekrar Çatalca'ya bağlandılar. Çünkü tarihsel, kültürel ve coğrafi olarak Çatalca ile bağları daha yoğundur. Aynı şekilde Çatalca'dan koparılmış olan Terkos (Durusu), Karaburun, Balaban, Baklalı, Boyalık, Hadımköy, Sazlıbosna, Dursunköy, Yassıören, Deliklikaya, Ömerli ve Yeşilbayır köyleri ahalisi de Çatalca'dan koparıldıkları için memnun değiller.

İstanbul'un arka bahçesi Çatalca ve köyleri doğaseverleri bekliyor. Ancak bu güzel coğrafyayı gezmek için bir günden fazlasına ihtiyacınız olacak. İyisi mi siz her haftasonu birkaç güzelliğini yaşayarak bu güzel coğrafyanın tadını uzun uzun çıkarın. 

 
Toplam blog
: 34
: 10895
Kayıt tarihi
: 14.05.14
 
 

Kamu yönetimi ve sosyoloji öğrenimi... Tarih bölümüyle devam eden öğrencilik... Siyasetbilim, top..