Çay bardağının dili...

Çay bardağının beden dili...

Çoğumuz çay içmeyi severiz. Kimimiz fincanda, kimimiz ise ince belli cam bardaklarda. Bizim oralarda çay çok içilir. Özellikle, semaver çayınnın içimine doyum olmaz. Hatta, köylerimizde çay içmeyi öyle abartırlar ki, çorbanın yanında bile semaver yakılır. Sanırım, gelen konuklara ikram olsun diye. Ev sahibi, çayını içen konuğun, çay bardağı ve çay kaşığının konumuna göre, konuğuna çay ikram eder ya da etmez.

Öyleyse bakalım çay bardağının beden diline;

Bir çay daha alır mısınız ?

Çay kaşığı bardağın üstünde: Sağ olun ziyade olsun, yavaş yavaş kalkalım biz...( Yavrum sen ayakkabılarını giy, biz geliyoruz )

Çay kaşığı bardağın içinde: Vallahi zahmet olacak ama, varsa bir bardak daha alayım...( Tamam evladım gideceğiz sabret.)

Çay kaşığı bardağın yanında : Alayım yenge! tatlı da güzel olmuş yav, ellerine sağlık. ( Koşuşturmasana evladım, su gibi olmuşsun yine.)

Bazı yörelerde de, bardak çay tabağına yan devrilir : Daha içmiyorum anlamındadır.

Ancak bizim Amasya 'da bir de zor çayı vardır. Gidersin misafirliğe yapılan çeşit çeşit pasta , börek, çörek (Amasya'nın haşaşlı-cevizli çöreği meşhurdur) yersin doyasıya. İçersin çayı, kana kana. Artık, yer yoktur midende, yiyecek ve içeçek. Bardağı kapatmışsın çay kaşığıyla, arkana yaslanmışsın .Bir de bakıyorsun ki , ev sahibi , bir bardak çayla geliyor sana doğru. Ne kadar içmem diye ısrar etsende, ev sahibi ''aaa....olmaz valla , içeceksin bu da zor çayı''dedi mi olay biter. Zorla içersin o zor çayını...

SEVGİYLE VE MUTLU KALIN...!