Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Cehaletin tek korkusu kadındır!

Beynimde, yüreğimde bin bir duygu ve düşünce; cümleye hangisiyle başlamam gerektiğini bilemediğim anlardan biri...

Acı, lanet, isyan...

******

Çok nadirdir anne olan birinin bir başka kişiyi katledişi; içinde büyüttüğü candan itibaren bir koruma  duygusu gelişir çünkü...

Bağıra-çağıra dünyaya getirir yavrusunu; o acıyı ancak yaşayan bilir!

Belki de sırf bu nedenledir tüm canlılara gösterdiği sevgi, anaçlık...

******

Her baba aynı değildir muhtemelen, lakin ülkemizde çok fazla kadın hamileyken dayak yediğine göre babaların anne karnındayken dahi annelerine ve çocuklarına verdiği değer ortadadır.

Bunu öğreten ise yine kendi anne-babasıdır!

“Cehaletin tek korkusu kadındır! Çünkü kadın öğrenirse çocuklarına da öğretir!” saptaması sevgili Emine Supçin’e ait olup, sahiden de doğrudur; o nedenle kadınlar korkutulup durulur!

Kadınlar; çocukluklarından itibaren erkek egemen toplumun ilgi alanlarında olup, “günah” olarak başı çeken eylemlerin odağında bulunmalarından dolayı daha da fazla cazip hale gelip, “Gühan Keçisi” olarak ilan edildiklerinde kendilerini ak-pak olarak Allah’a pazarlamayı tasarlayanların tekelinde kaldı...

******

Çok üzgünüm ama bazı kadınlar da bu konuda galeyana geldi; sınıfta kaldı!

Çok ürkütülen, mecburiyetten susmak zorunda kalan kadınlar değil demek istediğim; onların bir çoğu yaşamak uğruna boyun eğdiler, benim dediğim yangına kürekle gidenler!

 

Mesela, hayatında hiç mini etek giyememiş kadınların mini etek giyen genç kızlara bakış açısı ikiye ayrılıyor: Biri “Ayy giysinler şekerim, biz yapamadık onlar yapsınlar!” derken diğeri “Bizler mini etek mi giydik? Giymesinler, kocalarımızı, oğullarımız baştan çıkartmasın kepazeler!” oluyor...

******

Özgecan belki bir kişi tarafından öldürüldü; oysa milyonlarca kişi ölümünün yardakçısı oldu!

Ali Amca, Ayşe Teyze...

Erkek çocuklarının pipilerini dünya aleme gösteren, kız çocuklarının bir yaşında açtıkları bacaklarını dövenler; evde eşi, çoluk-çocuğu varken sağda-solda gördüğü kızlara sulananlar...

“Yok” diyen kadın-kızın naz yaptığını düşünüp de, üstüne çullananlar...

Üstüne çullananı, sırf babası-amcası tarafından öldürülmesin diye sineye çekenlerin karnı şiştiğinde yine babası ya da amcası tarafından öldürülenler...

Hepiniz suçlusunuz Ali Amcalar, Ayşe Teyzeler!...

******

Her anne şiddete karşıdır diyemeyeceğim, üzgünüm; oğlunun eşine attığı tokatı öğrendikten sonra “Ne dedin de hakettin?” diye gelinini sorgulayan kız annesi kadınların var olduğunu gayet iyi biliyorum.

O tokatı atan adam kadar savunan annesinin hiç mi suçu yok diye düşünüyorum ki bir oğul annesi olarak aynı durumda olan oğlum olsa “Sana öğrettiğim bu mudur?” der, belki de hiç yapmadığım bir şeyi yapıp: Al işte, tokat budur! Diye yapıştırırdım!

******

Konuyu toparlarsam; gidişat öyle bir yere vardı ki taciz, tecavüz, hırsızlık gibi kavramlar Allah, din, Müslümanlık gibi değerler karşısında Türk lirasının Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesi gibi bir hal aldı!

Verdiğim örnek ekonomik bir örnek olarak anlamsız gibi dursa da işin gerçeğinin ne olduğunu bilenler için gayet anlamlıdır!

******

Doğum yapan hiç bir kadın Özgecan’a kayıtsız kalamaz!

Sevdiği kadından doğacak çucuğunu hastane önünde bekleyen hiçbir erkek de kolay-kolay bunu yapamaz!

Geriye kalan zorla evlendirilenler, bekar olanlar, çocukluğundan beri günah-sevap ikilemi içinde hapsolanlar!

******

“Bekar olanlar” dedim ya; yanlışlık olmasın, bekarlığı tercih edenler ile evlenmek isteyip de evlenemeyenleri ayırd edelim; böyle de bir gerçek var ülkemizde: “Beni beğenmiyor musun!”

Beğenmeyebilir senin tercih ettiğin kız; “Ya benimsin ya da kara toprağın” diyerek pompalıyı dokunamadığın göğsüne yaslayıp da tetiğe basmak mı sevgin?

******

Oooo, nereden, neresinden başlayayım derken fazla karıştırdım sanırım; lakin bu işler de bir tek ten olayı, bir dayanamayıp da kendimi tutamadım olayı değil be arkadaş!

Hani, sevgilisine dokunurken, öpüşüp-koklaşırken biraz değdiyeyim derken fazla ileri gitmek gibi değil bu işler ki bundan dolayı suç duyurusunda bulunanlar olmaz be arkadaş!

******

Yine geliyoruz cahilliğe; kadını da erkeği de cahil olan toplumlarda insanlar kolay ölürler!

Genellikle öldürenler erkeklerdir ve çanak tutan bir erkek egemen sistem vardır: Neden tecavüz ettin diye sormaz; dişi cinse döner ve üzerinde ne vardı diye sorgular; bir kadın “Bana tecavüz etti” dediğinde inanmaz lakin adam “Erkekliğimle alay etti” dediğinde inanır!

******

Özgecan’ı bir kişi öldürdü, üç kişi yaktı; ellerini kesme aklını da bir önceki cinayetten aldı; medya bu konuda muhteşem!

******

Tacizcileri, tecavüzcüleri salıveren hükümet; tecavüz edilen kıza “Rabia” kadar değer vermeyip, laf olsun diye taziye ziyaretinde bulunup da bir de “İdam” konusunda talepler var demiyor mu!

“İdamı konuşalım, oylayalım” derken Özgecan üzerinden idamı yasallaştırmaya çalışmak yerine adaleti geri verin!

O adalet ki hırlısı-hırsızı; tacizcisi-tecavüzcüsü; yalancısı-dolandırıcısını sokaklarda dolanan sakin halktan iyi-kötü ayırd etmeyi biliyordu!

Tam da tüm halkın suçlu sayılmasını bir dudak, bir pankart, bir karşı duruş ile saptamaya, sabitlemeye çalışan hükümetin Özgecan’ın kendi yarattıkları bataklık sonrası hunharca öldürülmesine karşı yine kendi istedikleri şekilde ceza hükmü için kullanılıp da “İdam gelsin” diyenlere kulaklarımızı tıkamıyoruz demeleri Özgecan ile ilgiliyse ne olayım!

Fırsattan istifade; valla bak!...

İdam bizim gibi ülkelere üç-beş gömlek fazla; misal; Ergenekon, Balyoz davaları... İdam olsaydı anayasada, çoktan idam edilmişlerdi; lakin beraat ettiler!

Bak; aklıma başka şeyler de geliyor; fazla karıştırıp-kuruşturmadan toparlarsam:  Güya camide içki içenler vardı, güya türbanlı bacıya saldıran derili yetmiş adam vardı; dönemin başbakanı, şimdinin cumhurbaşkanı aylarca tekrarladı...

Bir sonuç çıkmadı!

Tacize, tecavüze yeltenmeye müsait olanlar bundan bir güç almadılar mı sanırsınız?

Yalanın, riyanın mübah olduğunu gören cahil gürüh kendine oynama alanı bulduğunda ilk önce Allah'ı kandırmakla başlar; zira insani, vicdani korkuları yerine yalnızca Allah korkusu vardır ki yandaş bulduklarında onları da dahil edip günahı paylaşalım hesabındalardır ki bir soran olsa " o beni kandırdı" diyebilecek tıynettedir!

Son söz olarak: Üç tarafı denizle çevrili, yeşil alanı bol bir ülke nasıl olur da felakete sürüklenir diye düşünmeye fazla gerek yok!

Toplumu zehirlemek en kısa yol!

GDO ile, tarım alanlarını yok etmek ile uğraşmadan önce toplumun yok olmasını sağlamak en mantıklı ve kişiliklerini tamamlayamamış bireylerden oluşan ülkeleri hedef almak en kısa yol!

******

Valla, oradan-buradan derken karıştırdım; lakin hepsi bir zincirin halkaları...

Oğluna "Gururun, haysiyetin olsun" derken döven bir baba ile başını okşayarak söyleyen baba arasında bir fark elbetteki var!

Kızını bağrına basan baba ile kızını potansiyel" Or.spu" olarak gören baba ile de fark var!

Bu babaların eşleri arasında da farklar var; lakn kadınların sesi duyulmuyor azizim!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..