- Kategori
- Gündelik Yaşam
Cezalar

Kendi kendime öylesine çok sinirlendim ki, o an sinirden ne yapacağımı bilemez bir halde bir ileri bir geri kader mahkumları gibi sağa sola dolandım durdum. Yaşadığım olayın şokunu atlatmaya çalışırken bir de bu yetmezmiş gibi arabanın anahtarının kontak yerinin içinde kilitlendiğini farkettim. Mümkün değil, ne çıkarabiliyorum yerinden nede çevirip arabayı çalıştırabiliyorum. Kelimenin tam anlamıyla çıldırdım. ''Sakin olmalıyım, sakin olmalıyım'' diye bir taraftandan telkin yoluyla kendi kendimi yatıştırıyorum, diğer taraftandan ne yapabilirim de bu arabayı buradan çıkarabilirimin muhasebesini tutuyordum.
SBS sınavı için Banka'ya para yatırmam gerekiyormuş. Sabah'ın erken saatlerinde yola çıktım. Malum Banka'da sıra mevzusu oldum olası canımı hep sıkmıştır. Arabamı cadde üzerinde uygun bir şekilde park edebilecek bir yer arama telaşını geride bıraktığımı sandığım esnada arkamda beliren çekiciye gözüm ilişmedi değil. Sanki benim her uygun dediğim yerin arkasında o belirirmiş gibi oldu. Aslında arkamda belirmesinin tek nedeni? ''_sakın deneme park etmeyi, yoksa çeker alırım aracını'' der gibiydi ama bu girişiminde ki ısrarım ''aklıma gelen, başıma gelir'' misalini ısrarla çürütme denememden başka'da birşey değildi. Çekicinin yanımdan uzaklaşmasını izlerken, deneme yanılma huyuma tekrar geri dönmüş ve sonun da bulduğumu sandığım en uygun yere aracı parkettim.
Yüz otuz, bu benim sıra numaram'dı ve önümde yirmi yedi kişi vardı. İçerinin kasvetli havasına daha fazla dayanamadım ve kendimi dışarı attım. Gözüm hem araba'yı hem içeride devam etmekte olan sıramı kolama yarışındaydı. Aklıma diğer bir Bankayla ilgili sorunum geldi onuda halledeyim düşüncesiyle Bankadan içeri girdim. İşim çok fazla uzun sürmedi ama o kısa süre içerisinde az önce yapmış olduğum kollama işine geçiçi bir sürede olsa ara vermiştim. Dışarı çıktığım'da ilk işim önce diğer bankadaki sıramı kollamak oldu. Ohhh dedim içimden daha bana sıra gelmemiş. Bu sefer gözümü arabamın olduğu yere doğru çeirdim. _O da ne ? Az önce arkamda bana daha sonrasında olacakları birbir hissettiren çekici. Arabamın yanında ve tekerleklere kadar kollarını indirmiş. Tuhaf'ça gülümsemeyi bir kenara ittip hışımla koştum yanlarına. Sıra filan hepsi uçup gitmişti sanki o an oracıktan.
_Napıyorsunuz yaaa ? Geldim işte rahat bırakın aracımı.
_Banka'da sıramı bekliyordum arabamı park edicek daha uygun bir yer bulamadım, mecburdum anlasınıza.
_Hanımefendi derdinizi içeride oturan Memur Bey'e iletin lütfen.
_.......
_Memur Bey lütfenn
_yaa yazmayın, işte geldim.
_Bu fişi yazmak ve cezayı kesmek zorundayım.
_Ne cezası yaa, geldim işte. Banka'ya SBS sınavı için para yatırmam gerekiyordu. Hem başka paramda yok benim.
_Ödemek zorundasınız.
_Ne kadar?
_50 Ytl
_Neeee?
_''Otoparka 5 Ytl ödemeyelim dedik'' tabii içimden.
Yapmayın etmeyin, şu şöyle bu böyle ile gelen bir sürü bahane zırvaladım o an ama, banamısın demedi Memur Bey. Baktım bir çıkar yolu yok insafı'da, ödedim 50 Ytl yi. Bende az önce Bankamatikten paramı çekerken hesaba fazla para yatırmışlar diye boşuma sevinmiş oldum. Arabamın yanıda bulunan diğer aracların hepsi gitmiş benim aracım boşlukta kalmış gibiydi. Aklım bir taraftan da hala gelmemiş olan sıramdaydı. Tekrar Memur Bey'in yanına gittim.
_Memur Bey!!!
_İyi güzel, ben bu parayı ödedim nasıl olsa. Ve hala devam etmekte olan ve gelmemiş bir sıram var şimdi ne yapıcam ben.
_Makbuzu camın önünüze koyduğunuzda gün içerisinde bir daha çekilmek korkusu yaşamazsınız.
_....... :))
_Ohhh, ne güzel. İçim rahatladı sanki bir anda.
_Saol yaa!! Yüreğime su serptin de sıramı kaybetmemiş oldum ( içimden söylesemde bişey değişmedi )
Aracı olduğu yerde bırakıp arkama bile bakmadan Bankaya doğru koşturdum. Allah'tan sıram henüz gelmemişti. Bu arada olay cerayan ederken çevrede buluna esnafın gülücükleri ve alaycı taraflarıda yanıma kar kaldı.
İlk defa böyle birşeyle karşılaşmıştım. Ve son olur ümidi bir yana ne yapıp ne yapmam konusuyla yüzleştim. İşlerimi bitirince aracıma bindim. Önce kontağı çalıştırdım biraz geri sonra ileri hareket ettireyim derken kalan sinirimin yatışması adına kontağı tektrar kapadım. Biraz olsun geçmişti. Tekrar aracı çalıştırmak istediğim de ise bu sefer'de mümkün değil çalışmadığını farkettim. '' _ hoppala, şimdi ne oldu yaa ? '' meğer ben az önce o sinirle aracın vites kolunu park haline değilde geri haline almış ve öyleyken el frenini çekmişim. Neyse o an yaşadığım aksilikler belki de gün içerisinde diğer kişilerin hayatlarında yaşanan üzücü, sinir bozucu hadiselerin hiçbirine benzemiyordu ama ben, kendi kendime yaptığım bu basit hataya çok kızmıştım. Kazancımın vergi anlamında Devlet'e giden fazla fazla kısmı ile ilgili yapabilecek hiçbir şeyimin olmamasına üzülürken birde böylesine cezalar yüzünden bölünmelerle karşılaşmak. Kazancımın muhasebesini tutarken zaten oradan buradan kısıp çarpıp bölmelerim bana fazlasıyla yetiyordu. Bir de böylesine zaruri çarpmalar yokmu, işte kendime kızmayım da ne yapayım ?
SBS sınavı için Banka'ya para yatırmam gerekiyormuş. Sabah'ın erken saatlerinde yola çıktım. Malum Banka'da sıra mevzusu oldum olası canımı hep sıkmıştır. Arabamı cadde üzerinde uygun bir şekilde park edebilecek bir yer arama telaşını geride bıraktığımı sandığım esnada arkamda beliren çekiciye gözüm ilişmedi değil. Sanki benim her uygun dediğim yerin arkasında o belirirmiş gibi oldu. Aslında arkamda belirmesinin tek nedeni? ''_sakın deneme park etmeyi, yoksa çeker alırım aracını'' der gibiydi ama bu girişiminde ki ısrarım ''aklıma gelen, başıma gelir'' misalini ısrarla çürütme denememden başka'da birşey değildi. Çekicinin yanımdan uzaklaşmasını izlerken, deneme yanılma huyuma tekrar geri dönmüş ve sonun da bulduğumu sandığım en uygun yere aracı parkettim.
Yüz otuz, bu benim sıra numaram'dı ve önümde yirmi yedi kişi vardı. İçerinin kasvetli havasına daha fazla dayanamadım ve kendimi dışarı attım. Gözüm hem araba'yı hem içeride devam etmekte olan sıramı kolama yarışındaydı. Aklıma diğer bir Bankayla ilgili sorunum geldi onuda halledeyim düşüncesiyle Bankadan içeri girdim. İşim çok fazla uzun sürmedi ama o kısa süre içerisinde az önce yapmış olduğum kollama işine geçiçi bir sürede olsa ara vermiştim. Dışarı çıktığım'da ilk işim önce diğer bankadaki sıramı kollamak oldu. Ohhh dedim içimden daha bana sıra gelmemiş. Bu sefer gözümü arabamın olduğu yere doğru çeirdim. _O da ne ? Az önce arkamda bana daha sonrasında olacakları birbir hissettiren çekici. Arabamın yanında ve tekerleklere kadar kollarını indirmiş. Tuhaf'ça gülümsemeyi bir kenara ittip hışımla koştum yanlarına. Sıra filan hepsi uçup gitmişti sanki o an oracıktan.
_Napıyorsunuz yaaa ? Geldim işte rahat bırakın aracımı.
_Banka'da sıramı bekliyordum arabamı park edicek daha uygun bir yer bulamadım, mecburdum anlasınıza.
_Hanımefendi derdinizi içeride oturan Memur Bey'e iletin lütfen.
_.......
_Memur Bey lütfenn
_yaa yazmayın, işte geldim.
_Bu fişi yazmak ve cezayı kesmek zorundayım.
_Ne cezası yaa, geldim işte. Banka'ya SBS sınavı için para yatırmam gerekiyordu. Hem başka paramda yok benim.
_Ödemek zorundasınız.
_Ne kadar?
_50 Ytl
_Neeee?
_''Otoparka 5 Ytl ödemeyelim dedik'' tabii içimden.
Yapmayın etmeyin, şu şöyle bu böyle ile gelen bir sürü bahane zırvaladım o an ama, banamısın demedi Memur Bey. Baktım bir çıkar yolu yok insafı'da, ödedim 50 Ytl yi. Bende az önce Bankamatikten paramı çekerken hesaba fazla para yatırmışlar diye boşuma sevinmiş oldum. Arabamın yanıda bulunan diğer aracların hepsi gitmiş benim aracım boşlukta kalmış gibiydi. Aklım bir taraftan da hala gelmemiş olan sıramdaydı. Tekrar Memur Bey'in yanına gittim.
_Memur Bey!!!
_İyi güzel, ben bu parayı ödedim nasıl olsa. Ve hala devam etmekte olan ve gelmemiş bir sıram var şimdi ne yapıcam ben.
_Makbuzu camın önünüze koyduğunuzda gün içerisinde bir daha çekilmek korkusu yaşamazsınız.
_....... :))
_Ohhh, ne güzel. İçim rahatladı sanki bir anda.
_Saol yaa!! Yüreğime su serptin de sıramı kaybetmemiş oldum ( içimden söylesemde bişey değişmedi )
Aracı olduğu yerde bırakıp arkama bile bakmadan Bankaya doğru koşturdum. Allah'tan sıram henüz gelmemişti. Bu arada olay cerayan ederken çevrede buluna esnafın gülücükleri ve alaycı taraflarıda yanıma kar kaldı.
İlk defa böyle birşeyle karşılaşmıştım. Ve son olur ümidi bir yana ne yapıp ne yapmam konusuyla yüzleştim. İşlerimi bitirince aracıma bindim. Önce kontağı çalıştırdım biraz geri sonra ileri hareket ettireyim derken kalan sinirimin yatışması adına kontağı tektrar kapadım. Biraz olsun geçmişti. Tekrar aracı çalıştırmak istediğim de ise bu sefer'de mümkün değil çalışmadığını farkettim. '' _ hoppala, şimdi ne oldu yaa ? '' meğer ben az önce o sinirle aracın vites kolunu park haline değilde geri haline almış ve öyleyken el frenini çekmişim. Neyse o an yaşadığım aksilikler belki de gün içerisinde diğer kişilerin hayatlarında yaşanan üzücü, sinir bozucu hadiselerin hiçbirine benzemiyordu ama ben, kendi kendime yaptığım bu basit hataya çok kızmıştım. Kazancımın vergi anlamında Devlet'e giden fazla fazla kısmı ile ilgili yapabilecek hiçbir şeyimin olmamasına üzülürken birde böylesine cezalar yüzünden bölünmelerle karşılaşmak. Kazancımın muhasebesini tutarken zaten oradan buradan kısıp çarpıp bölmelerim bana fazlasıyla yetiyordu. Bir de böylesine zaruri çarpmalar yokmu, işte kendime kızmayım da ne yapayım ?