Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '07

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'nin bitiş filmi

CHP'nin bitiş filmi
 

Bu parti, elbette yeniden ele alınmalı. Baştan sona her yanı ile gözden geçirilmeli, neden seçimlerde CHP olarak belli oy oranının üzerine çıkamadığı araştırılmalı.

Hoş, bu araştırmanın sonunda ortaya çıkacak tablo, bilinenin “Rapor” halinde ortaya konulmasının dışında bir yenilik taşımayacak ama olsun adı “Rapor” olunca, belki dikkate alan çıkacaktır.

Aslında, ortaya çıkacak ve “İçerik” olarak sonucu şimdiden belli “Rapor”un, parti içinde birçok da “Kelle” götüreceğinden, götürmesi gerektiği kanaatindeyim de…

Ben sadece burada iki “Gerçek”ten söz edeceğim.

Birincisi…

CHP, tabandan, bir başka ve daha doğru bir ifade ile Milletten kopuk siyaset yapmaktadır. Yönetimde bulunan okumuş-yazmış ve Anadolu demesi ile “Deve dişi gibi” adamlar, ne yazık ki “Millet” gerçeğinden bihaberler. Yani onlar için millet, sadece “Güdülesi” bir toplumdur. Onların yanına inilmez, onlarla beraber yaşanmaz. Onarın, yani milletin gerçekleri ile okumuşların gerçekleri arasında bir köprü kuramamışlardır. Millet, okumuşların, okumuşlar da milletin ne dediğini anlamazlar.

Yani, körlerle sağırlar, birbirini ağırlarlar. Sonuçta bakarlar ki, kendileri dışında da bir dünya vardır ama atı alan eşiği atlamıştır.

Yıllardan beri “Söylemlerin” arkasında sıkışıp kalmışlardır. Politikalarında hiçbir “Yenilik” söz konusu olmadığı gibi, ortada olup biten gerçeklerden de ne yazık ki bihaberdirler… Ortaya konulan hiçbir inandırıcı proje yoktur. İktidar suçlanır ama onunla ilgili de somut deliller ile bir eylem gerçekleştirilmez, ortada bırakılır.

Sayelerinde ülkedeki “Sosyal demokratlar” parçalara ayrılmıştır. Bunların birleşmesi, bütünleşmesi gerekir. Bunu da başaramamışlardır. Koltuk kavgası, olmaması gereken “Sosyal demokratlar” içinde bile yapılmış ve ne yazık ki bu gün de yapılmaya devam etmektedir.

Her zaman övündükleri “dürüst” olmanın arkasına sığınırlar ama hırsızlarla mücadele etmesini de beceremezler. Çünkü akılları oralarda değil ve o dallarda bezleri de olmadığından, karşısındakilerin ne yapacaklarını da kestiremezler ve hep soyulurlar…

Bir başka gerçek ise, demokrasiden söz ederler. Lakin en önce parti içi demokrasiyi sağlamaları gerekirken onu da yapmazlar, kınadıklarını bu kez kendileri yaparlar.

Örneğin…

Türkiye Büyük Millet meclisinde “Kadın parlamenter” sayısının çoğalmasından yana tavır koyarlar. Ama diğer taraftan da hem iş yapan, hem başarılı olan, hem de bazı yerlerde Parlamenter” olarak görevleri devam eden partili milletvekillerini saf dışı edecek kadar akıl ve izandan yoksundurlar.

Sadece Ankara’dan örnek vereyim…

Ayşe Gülsün BİLGEHAN, Ankara 1957 doğumlu. Rahmetli Gazeteci Metin Toker ile İsmet Paşa’nın kızı Özden Toker’in kızları. Paris Siyasal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirmiştir. Yabancı dil olarak Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Meslek olarak baba mesleği Gazeteciliği seçmiştir. Yazar olarak da “Mevhibe” isimli iki ciltlik kitabı vardır. Bilkent Üniversitesinde Öğretim Görevlisi olarak da görev yapmaktadır. Ayrıca İnönü Vakfı Başkan Yardımcısıdır. İstanbul Birleşik Kadın Örgütleri "Yılın Kadın Yazarı" ve Abdi İpekçi Ödülleri Sahibidir. XXII nci Dönem Ankara Milletvekili - Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi Türk Delegasyonu Üyesidir ve Evli, 3 Çocuk annesidir.

Ayşe Gülsün BİLGEHAN, seçimden önce de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) kadın-erkek fırsat eşitliği komisyonu başkanlığını da yapmıştır.

Ankara 2. bölgeden 5. sıraya konulmuş ve seçilememiştir.

Neden ve kimin için harcandı?

Bu milletvekilinin önündeki sırada yer alan adayın bundan daha çok mu özelliği var?

Hayır… Hiçbir özellikleri ne yazık ki yok. Sadece Bir kişi (Mücahit Pehlivan) DSP kontenjanından ve Ecevit’in doktorlarından… Ama, başkanın özel kalem müdiresi, şimdi milletvekili. Bu CHP gibi sosyal bir partiye yakışıyor mu? Ve partili, bunları biryerlere not etmiyor mu?

Önümüzdeki süreçte, CHP’nin ne yapacağını gerçekten merak ediyorum…

Biliyorum artık CHP bundan böyle ”Atatürk’ün partisiyim” sözünün arkasına da sığınamayacak. Çünkü ilgisi ne yazık ki kalmamıştır.

Ne bir programı vardır, ne de inandırıcılığı kalmıştır. Ne de halktan yana ve halkın içindedir.

31 TEMMUZ 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..