Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

CHP ve MHP olarak sizin hiç mi suçunuz yok

CHP ve MHP olarak sizin hiç mi suçunuz yok
 

CHP ve MHP olarak sizde suçlusunuz artık bunu kabul edin. ”Ne suçumuz var” diyebilirsiniz. Hemen söyleyeyim. Bunlardan sadece biri şudur: Eğer muhalefet görevinizi tam anlamıyla yerine getirseydiniz, bugün halkımız kendi kendini savunuyor duruma gelmezdi.

Evet şimdi konuyu biraz daha açalım bakalım,

Türkiye, muhalefetsiz bir demokrasiye sürüklenmiyor, demokrasi dışına itiliyor. Bu süreçte suçluyu sadece iktidarda görmek, “dizayn edilmiş(tasarlanmış)” sözde muhalefetin sorumluluğunu görmezden gelmek doğru olmazdı. Her zaman iktidara yüklenirken sizin yanlışlarınızı da görmezden gelecek değilim.

Türkiye’de son on yılda öyle bir siyaset oyunu oynanıyor ki, bu oyundaki rol sahiplerinin aynı odağın kartları oldukları açıkça görülüyor.

Türkiye, emin olun ki son yıllardaki muhalefet hareketini, tarihinin hiçbir döneminde görmemiştir. 

Meclis içi muhalefetin tam anlamıyla bir “komedi” olarak nitelendirilmesi yanlış olmaz. Parlamento(yasama gücü ve yetkisi olan meclis) çatısı altındaki vizyonsuz, yeteneksiz, bilgisiz, etkisiz ve yapmacık muhalefetin bu kadarına da pes demek gerekiyor aslında. 

Açıkçası, Türkiye’de muhalefet dizayn edilmiş(tasarlanmış) durumda. Muhalefet partileri olan CHP, MHP, iktidar partisinin hiçbir şey yapmadan ayakta kalması için gereken bütün eylem ve söylem birliğinde olmak konusunda hemfikirler. Parlamento içi muhalefet partilerinden CHP ve MHPyi tek tek inceleyerek nasıl bir çaresiz  muhalefet ortamı yaratıldığına bakalım mı?

CHP MUHALEFETİ

CHP’de lider değişiminin okyanus ötesi bir operasyonla gerçekleştirildiği anlaşılmış durumda. Bunun hangi hesapla yapıldığı konusunda çeşitli fikirler üretmek mümkün, ancak sonuç ortadadır. Bugün CHP içinde milletvekili sıralarında yer alan ve özellikle önseçim dışından kontenjanla atanmış olan birçok ismin eylem ve söylemlerine bakarak CHP dizaynının(tasarlanmasının) ne kadar başarılı olduğu açıkça görülebilir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olan CHP, Atatürk Devrimlerini korumak sahiplenmek yerine,  geçmişiyle hesaplaşmayı gündemine almış durumda. Yaşamının hiçbir döneminde SOL düşünceleri benimsememiş onlarca siyasetçinin CHP listelerinden milletvekili olmaları karşısında CHP projesinin amacını anlamaMak saflık olacaktır.

CHP, elitist(seçkincilik) siyaset batağında Parlamento içi ağız kavgasına tutsak edilerek ve halktan kopuk bürokrat ağırlıklı TBMM kadrosuyla adeta AKP’ye iktidarda kalması için kan vermektedir. Aynı CHP, ABD istihbarat örgütlerinin bilgi kaynaklarını Genel Başkan Yardımcılığı koltuklarına oturtmakta, CHP heyetleri Washington ile ilişkileri iyileştirmek için heyetler halinde ABD gezileri düzenlemekte, kent varoşlarında ve kasabalarda CHP’nin silinmesine giden muhalefetsizlik ve örgütlenme eksikliğine gözler kapanmaktadır. Ülke hiçbir rasyonel nedeni olmadığı halde komşularıyla savaşın eşiğine getirildiği halde ana muhalefet partisi CHP; Türkiye’nin hiçbir bölgesinde bir halk eylemi örgütleyememektedir.  Böylesi bir siyasi partinin ana muhalefet olarak isimlendirilmesi doğru olur mu bilemiyorum.

Kısacası CHP, ülkenin yaşadığımız kritik günleri için önceden dizayn edilmiş bir “sözde” muhalefet partisine dönüşmüştür. CHP, muhalefet partisi değildir.

MHP MUHALEFETİ

“MHP Muhalefeti”  sözü, ne derece doğru olur bilemiyorum. MHP’nin bir muhalefet partisi olmaktan çok, arada yazılı açıklama yapan bir dernek olarak görülmesi daha doğru olacaktır.

Seçimler öncesinde ABD merkezli kaset komplosu ile ince bir ayarla hizaya sokulan MHP’nin bu operasyonu görmezden gelerek Meclis koltuklarında uyuklamasını anlayabilmek mümkün değildir. Birkaç hırçın MHP milletvekilinin arada sert söylemler ile yırtınması ise bu muhalefet edememenin etkilerini azaltmak için tasarlanmış izlenimi veriyor.

Hangi güç, MHP milletvekili adaylarının özel hayatlarını yasa dışı biçimde kasete alarak bunları internet aracılığıyla seçimler öncesinde piyasaya sürebilir? Böylesi bir komploya bir siyasi parti nasıl sessiz kalabilir? Bugün MHP’nin “Kuzu Muhalefeti” ile bu komplo arasında bir bağlantı kurulabilir mi?

MHP, arada sırada Genel Başkanlarının elindeki kâğıtlardan yüksek sesle tehditler savurduğu bir siyasete tutsak edilmiştir. Her kritik karar öncesinde AKP’nin safında yer alması ise MHP’nin aslında bir muhalefet partisi olmadığını ortaya koymaktadır.

MHP muhalefeti üzerine söylenecek bir söz yoktur. Çünkü MHP, asla bir muhalefet partisi değildir. MHP, Kuzuların Sessizliği’ni oynamaktadır.

Muhalefetsiz bir iktidarın yönetme erkinin sınırlarını giderek genişlettiği bir ortamda, iktidarın tek elde toplandığı bir rejimin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu durumda ise muhalefetsiz bir rejim ve ilerisinde de tek adam rejiminin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bunun örnekleri vardır, geçmişte Almanya’da, İtalya’da, İspanya’da, Portekiz’de, Şili gibi birçok Latin Amerika ülkesinde ve Asya kıtasında çokça yaşanmıştır ve bu örneklerde o ülkenin bu açmazdan kurtulmak için büyük bedeller ödediği görülmüştür.

Artık şunu iyi anlamamız gerekiyor, Türkiye muhalefetsiz bir demokrasiye sürüklenmiyor, demokrasi dışına itiliyor. Bu süreçte suçluyu sadece iktidarda görmek, “dizayn edilmiş” sözde muhalefetin sorumluluğunu görmezden gelmek doğru olmaz.

Sonuç olarak şunu açık biçimde ifade etmem gerekirse: Ülkemizin hızla demokrasi dışı bir rejime sürüklenmesinde iktidar partisinin sorumluluğu olduğu kadar, rejimin dönüştürülmesine seyirci kalan ve etkisiz muhalefet yapan CHP ve MHP de büyük bir sorumluluğa sahiptirler. Sorumluluklarınızı hatırlayın bir an önce. Sorumluluğunuzu biz mi hatırlatalım illaki. 

Ülkemiz için gerkiyorsa birleşin ki, görelim halkımızı ve vatanımızı ne kadar düşündüğünüzü. Ayrıca emin olun birleşmezseniz tek başına iktidar olamazsınız.

 
Toplam blog
: 66
: 2377
Kayıt tarihi
: 20.12.11
 
 

Doğum Yeri: Adana-Saimbeyli 1975, Yaşadığı İl: Ankara, İlgi Alanı: Ankara Gündemi ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara