Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '13

 
Kategori
Tarih
 

CHP yakın tarihinden-1

CHP yakın tarihinden-1
 

1965 Yılı CHP Seçim Afişi


“Kemal”e davet adlı blog yazıma http://blog.milliyet.com.tr/-kemal-e-davet/Blog/?BlogNo=415464  yapılan bir yoruma yanıtım sonrasında bu blog yazısı kaçınılmaz oldu.

20.05.2013 tarihli söz konusu yoruma yanıtımı şu şekilde vermiştim:

"Siyaset" kelimesi" memleket idare etme sanatı, devlet idare tarzı" olarak ifade ediliyor. "Siyasi Parti" de doğal olarak fikirleri, yöntemleri iktidara taşıyan demokratik bir araç. Yaşım uygun olduğu için CHP'nin memleketi en son yönettiği yılları hatırlayabiliyorum; 35 yıl olmuş. Sizce de bu durum biraz tuhaf değil mi? Bu durumda CHP fiilen bir siyasi parti olmaktan çok bir demokratik toplum kuruluşu olarak hizmet veriyor kanımca. Ana muhalefet partisi olarak iktidara gelme potansiyeli taşıyan bir parti olmasına rağmen, alternatif oluşturamayıp halktan iktidar olma yetkisini alamamanın bedelini yıllardır CHP'yi destekleyen milyonlar ve giderek tüm toplum ödemektedir. Ecevit 1960'lı yıllarda "Ortanın Solu"nda şöyle diyor: "CHP öncü bir partidir...öncü olarak ve öncülük ödeviyle doğmuştur...bu karakterini değiştirmeye kalkışmak, kendisini canlı tutan unsurların inanç ve desteğini ve kendi kimliğini yitirmek olur.” Ben artık yitirildiği kanısındayım. Saygılarımla.”

Bu türden blog yazıları genellikle duyguların harekete geçirdiği dürtülerle kaleme alındığından yorumlara da ister istemez duygular yansıyor. Yine de yanıtımda Bülent Ecevit’in “Ortanın Solu” adlı kitabına bir gönderme yapmak suretiyle olabildiğince nesnelliğe yaklaşmaya çalışmıştım.  Bu yazıda da yanıtımı tarihten bir örnek ile temellendirmeye çalışacağım.  Burada amaç, CHP ve “sol” ilişkisini ve solun tarifini tartışmak ya da o dönemde izlenen bir politikanın bugüne indirgenmesini ima etmek değil , CHP’nin devleti kuran ve yöneten bir parti olmaktan siyasete yön veren öncü bir muhalefet partisi olmaya doğru değişiminde toplum ile bağını kurmasının tarihinin altını çizmektir.      

Giriş yapmak için sorunun kaynağını ve dayanağını yine Bülent Ecevit’ten aktaracağım. Şöyle diyor “Ortanın Solu”nda: “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra CHP Atatürk’ün de vasiyetine uyarak toprak reformuna girişti (1 Kasım 1936 tarihinde TBMM Beşinci Dönem İkici Toplantı Yılını açış konuşması ve 1 Kasım 1937’de Beşinci Dönem Üçüncü Toplanma Yılı’nı açış konuşmalarına, 1961 Anayasasına ve 3. İnönü Hükümetinin TBMM’ne sunduğu Toprak Reformu Tasarısına atfen). Bazı çıkarlara dokunan bu devrime karşı, CHP’nin içinde büyük direniş belirdi. Demokrat Parti o direnişten doğdu. Eğer CHP, birliği sarsılmasın diye, bu yüzden karşısında bir başka parti kurulmasın diye, o direniş önünde eğilseydi çok partili düzene geçmekten çekinseydi, Demokrat Parti’yi öldüren zehir, CHP’nin içinde kalıp onun bünyesini kemirir ve CHP de Demokrat Parti gibi çöküp gidebilirdi. Üstelik CHP’nin çöküşü, devlet düzenini de çöküşü olabilirdi.” (Bülent Ecevit, Ortanın Solu, T. İş Bankası Kültür Yayınları, s.63, 2009).

Görüldüğü gibi Atatürk’ün tüm üst yapı devrimlerinin tamamlanması için olmazsa olmaz ancak içeride ve dışarıdaki siyasi ve ekonomik koşulların ve çekinilen karşı tepkilerin de etkisiyle zamana bırakılmak zorunda kalınan bu alt yapı devrim hedefi, Atatürk ve İkinci Dünya Savaşı sonrası CHP’yi yol ayrımına getirmiştir.

Aradan on yıllık Demokrat Parti iktidarı ve 27 Mayıs İhtilali dönemi geçtikten sonra ve 1961 Anayasası uygulaması altında siyasetin bir kez daha yol ayrımına geldiği 1971 yılında muhalefetteki CHP’de Bülent Ecevit öncülüğünde “Ortanın Solu” tartışmaları gündemdeyken,  İsmet İnönü  11.01.1971tarihli Ulus Gazetesi’nin aktarımına göre konuya ilişkin olarak şunu söylüyor; “ Prensip olarak, Toprak Reformu mu kalkındırır, tarım reformu adındaki tedbirler mi kalkındırır? Bu münakaşa götürebilir. Aslında bu iki tedbiri, birbirine tamamlamak lâzımdır. İkisi beraber işletmek lâzımdır. Ve bu iki tedbirin temeli de, bizim kanaatimizce Toprak Reformudur. Başka bir adamın mal sahibinin hesabına çalışması başkadır. Kendi ailesinin, kendi emeğinin çıkarına çalışması başka türlü olabilir diye tahmin olunur. Bu bir sosyal meseledir. Dünyanın her tarafında hallolunmuştur. Hem sosyal ihtiyacı, hem üretim ihtiyacını sağlamak Toprak Reformuna bağlıdır…Şimdi, burada Toprak Reformu ve tarım reformu münakaşası ilk anda bir mesele karşısında kalıyor. Adam mal sahibi [olarak mı] malına daha iyi bakar, ırgat ve ortakçı olarak mı o malın değerini artırmaya daha çok bakar? Psikolojik tarafı bu, sosyal tarafı daha başka, daha önemli.  Sosyal tarafı, artık köyde iş kalmadı çalışamıyoruz diye, akın akın şehirlere koşuyorlar. Şehirde de işlerin en güçleri var, en kıtları var. Elinde henüz verimi tamamıyla alamadığımız toprağı daha ziyade geliştirmek, ondan daha çok mahsul alıp, kendine fayda sağlamak imkânı varken, niçin bunu bırakıyor? Ama geçinemiyor ondan.. Verimi azdır, ancak çiftlik sahibine yetiyor. Ne yapacak kendisi? Şöyle psikolojik ve sosyal sebeplerle Toprak Reformu bir zaruret haline gelmiştir. Daha çok münakaşa etmeye lüzum görmüyorum. Heyetiniz yüksek anlayışlıdır, tecrübesi büyüktür. Siyasî münakaşaları sükunetle yapabilecek seviyededir. Kısa işaretle meseleleri vuzuha getirmiş olduğumu zannediyorum (http://www.ismetinonu.org.tr/ismet-inonu-1970-1973.htm#_ftnref50)

Nitekim Bülent Ecevit öncülüğünü yaptığı görüşe ilişkin olarak 1966 yılındaki 18. Kurultay’da  yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: “Ortanın soluna karşı koyanlar Atatürk ilkeleriyle çelişme halindedirler. Bir parti, toprak reformuna bildirgesinde yer verince, grev hakkını sağlayınca, petrolü millileştirmeye çalışınca ortanın solundadır. Ortanın solu İnönü’nün dediği gibi partinin sosyal yenileşmenin bilincine varışı demektir. Devletçiliği daha ileri götürmek gerekir. Yabancı şirketlerin petrolümüzü ipotek altına almalarına karşı mücadele ediyoruz. (…) Ortanın Solu yüzünden seçim kaybetmedik. İç ve dış sömürücüleri karşımıza aldığımız için kaybettik. Gene bunları karşımıza alacağız. Çünkü Türk halkının kurtuluşu buradadır”. (http://www.akifhamzacebi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=159&Itemid=125) (devam edecek)

 
Toplam blog
: 129
: 1104
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F mezunuyum. Yüksek Lisans diplomalarımı G.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü'nd..