Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

24 Haziran '08

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Çiçeklerin ve Meyvelerin Başarısı

Çiçeklerin ve Meyvelerin Başarısı
 


Yerküremiz yaşlandıkça güzelleşiyor!.. Ah birde şu küresel ısınma illeti olmasa... Şimdi 4.500 milyon yıl yaşında olan gezegenimiz, çıplak duran taşlarını, kayalarını bitkilerle kapladığı zaman 4.280 milyon yaşına varmıştı bile. Ardından ağaçlar ve ormanlar edindi... Bundan sadece 120 milyon yıl evvel, yâni tam yaşını başını almış bir devrede, çiçekler ve meyvelerle bezenip gençleşme sevdasına tutuldu. Her zaman yeşil elbise giymek ona artık sıkıcı gelmeye başladı.


Bu değişiklik, bir hoppalık, geçici bir heves değildi. Böylece Yer, akıl ve mantık yolunu izlemişti. Çamlarda ve köknarlarda, gözle görülemeyecek kadar küçük bir çiçektozunun başka organların taşıdığı üreme gözelerinin üzerine düşmesi, tam anlamıyla rastlantıya bağlıydı. İçlerinden bir tanesi hedefi buluncaya kadar, bu mikroskobik tohumların milyarlarcası havada kaybolup gidiyordu. Üreme işlemini sağlama bağlayacak bir yol bulunmalıydı. Bitkiler aleminin övünç kaynağı, yeryüzünün incisi sayılan, fakat aynı zamanda oldukça karışık bir yapıya sahip olan çiçek, işte bu derde deva oldu.


Çiçeklerde taç yaprakları, değerli ve hassas üreme gözelerine yataklık etmektedir. Taçlar ise, tıpkı içbükey bir ayna gibi ısıyı onların üzerinde toplar. Çiçektozunun ve yumurtacığın, çamlarda olduğu gibi, ayrı çiçeklerde değil de aynı çiçeklerin üzerinde bulunması, hele aynı zamanda olgunlaşmışlarsa, birleşmelerini çok kolaylaştırır.


Çiçeğin güzel bir kokusu ve gözalıcı renkleri vardır. Bu çekicilik kendiliğinden bitki için gerekli birtakım sonuçlar doğurur. Kokuya gelen böcekler, çiçeğin içerisinde saklı bulunan balözünü emerken o kadar sokulurlar ki, geri çekildikleri zaman sırtlarına veya ayaklarına yapışıp kalmış çiçektozlarını da götürürler. Böylelikle başka çiçeklere kondukları zaman bu çiçektozlarını yumurtacıkların üzerine bırakırlar.


Çiçeğin içerisinde her şey, böceğin balözünü ararken ister istemez hem çiçektozuna, hem de yumurtacığa değeceği biçimde düzenlenmiştir. Üstelik aradığı şeyi nerede bulabileceğini anlayabilmesi için bitkiler hayli etkili bir haberleşme işaretine sahiptirler... Bu işaret, çiçeklerin çok uzak mesafelerden dahi görülebilmelerini sağlayan, renklerdir.


Tohum olgunlaştığı zaman, çevresinde onu tamamen kaplayan, aynı zamanda koruyan başka bir organ gelişir... Buna da meyve adını veriyoruz. Meyve yere düştüğü zaman ezilen etiyle tohumu nemlendirir, çürüyen maddeleriyle onu verimli kılar. Bu şekilde tohumun çimlenmesi de kolaylaşmış olur. Bazen meyve genç bitkiye yedek besinler de sağlar. Örneğin Hindistancevizi ağacı, toprağa kök salmadan çok önceleri, ona bir yuva sağlamak için aralanan Hindistancevizinin içerisinde büyümeye başlar.


Bazı bitkilerin meyveleri, rüzgârın esintisiyle uzaklara dağılabilmesi için tohumları bir çeşit kanat takar; ya da tohumları öyle sert kabuklar içerisinde oluşturur ki, bunları yiyen kuşlar sindiremeden dışarı atarlar. Kuşların uzaklara götürüp bıraktığı kabuklu tohumlar o bitkinin başka yerlerde üremesini sağlar.


5-10 milyon yıl kadar kısa bir sürede yeryüzünü fetheden çiçekli bitkiler işte bu şekilde başarıya ulaşmışlardır. Bu bitkilere dünyanın her tarafında rastlanır. Bitki sınıfları arasında büyük çoğunluğu çiçekli bitkiler meydana getirir. Bilinen 300.000 çiçekli bitki türü hiçbir zaman tek bir ciltte anlatılamamıştır... Bu iş ancak yüzlerce ciltlik kitaplara sığabilir!

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara