- Kategori
- Haber
Cizreli Mahmut...

Perşembe günü gazetelerin internet sayfalarına bir haber düştü…
Cizre VALİ KAMİL ACUN ilköğretim okulunda okuyan Mahmut TUZAN, sınıf öğretmeninin <ı>“…arkadaşlarını rahatsız edip, görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle yarıyıl tatili öncesi sınıf başkanlığı görevinden alınmış.
Mahmut durur mu? Hemen bir afiş hazırlamış ve tüm Cizre sokaklarına asarak, haksızlığa uğradığını, yeniden sınıf başkanlığına getirilmesini istediğini, bu nedenle de okul müdürüne SMS ile mesaj geçip, ya da telefonla ulaşarak destek verilmesini istemiş…
Sonuç; çevre, Mahmut’un <ı>“Hak arama” konusunda gösterdiği çabayı değerlendirmiş, okul müdürünü gerek telefonla gerekse mesajla topa tutmuş, yapılan seçim sonunda da Mahmut yeniden <ı>“sınıf Başkanlığı” görevine seçilmiş.
Olaya <ı>“Büyüklerin” çocukların davranışlarına karşı <ı>“Sevecen ve sempatik” yaklaşmaları açısından baktığımızda <ı>“Aferin, hakkını aradı, mücadele etti, çalıştı ve başardı” demek gerekir.
Dediğim gibi olaya <ı>“Çocuk davranışı” olarak baktığımızda doğru bir değerlendirme de olur.
Ancak ben, <ı>“Cizre’li Mahmut”u simge olarak alacağım ve olaya başka açıdan bakacağım.
Mahmut’un görevden alınma gerekçesi <ı>“…arkadaşlarını rahatsız edip, görevini kötüye kullanma…” eylemi.
Mahmut ne diyor?
Hazırlattığı afişinde <ı>“2007-2008 eğitim ve öğretim yılının ilk döneminde sınıf başkanıyken haksız yere görevden alındım. Sınıf başkanlığına tekrar seçilmem için kampanyamı başlatıyorum" diyor.
<ı>
Seçildikten sonra da <ı>”Verdiğim mücadeleyi kazandığım için çok mutluyum. Bana destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Sınıf başkanlığını en iyi şekilde yerine getireceğim" diyor.
İrdelemeye başlayalım şimdi…
<ı>“Cizre’li Mahmut” öğretmeni tarafından <ı>“…arkadaşlarını rahatsız edip, görevini kötüye kullanma…” kusurunu işlediğinden dolayı açılan bir davada yargılanmadan <ı>“Ana öğretmen” sıfatıyla değerlendirilmiş ve <ı>“Görevden azil” cezası verilmiş.
Acaba <ı>“Ana öğretmen” bu kararı vermeden önce, sınıftaki diğer öğrencilerden bir şikâyet mi almış, yoksa gözlemlerine dayanarak mı karar vermiş? Olayın bu tarafını bilemiyoruz.[1] (Belli ki <ı>“Öğretmen durup dururken görev almamıştır, mutlaka bir şeyler olmuştur” diye düşünerek devam ediyorum.)
<ı>“Ana öğretmen” görevden almayı gerektirecek eylemi sabit görmüş, onu, yani Mahmut’u önce kapı arkasında tek ayağı üzerinde durma cezası vermek yerine, doğrudan doğruya görevden alma cezasını uygulamış. Bilmiyoruz ama belki de önce birkaç kez uyarmış da olabilir. (Keşke buraları, bu yazıyı yazmadan önce bilebilseydim)
Mahmut, çok <ı>“Cin bir zekâ ürünü” olarak bir kampanya başlatarak, okul müdürü üzerinde yarattığı <ı>“Baskı” sonunda yapılan seçimde de yeniden görevine iade edilmemiş, seçilmiş…
Burası çok önemli…
Toplumun, yaptığı eylemi <ı>“Sempatik” karşılayarak destek vermesi, diğer taraftan sınıf arkadaşlarının, Mahmut’un ulusal basının dikkatini de çekmesini başarı olarak kabul ederek tekrar seçmeleri…
Mahmut, <ı>“Yeniden seçilme” konusunda bir başarı yakaladı. Bunu göz ardı etmek, başarıyı kıskanmak olur.
Şimdi Mahmut’un önünde iki seçenek var.
Birinci seçenek; gerçekleştirdiği başarıyı, olumlu anlamda sürdürmek… Yani, görevden alınmasını gerektiren kusurlarını bir daha işlememek…
İkinci seçenek; nasıl olsa insanların vicdanlarına seslenerek seçiliyorum, her zaman da gereli bir yöntem düşüncesi içinde, önceki kusurlarını tekrarlamakta kararlı davranmak…
Elbette Mahmut’un başarısından sonra gelecekte nasıl davranacağını bilmiyoruz. Ancak ülkeyi yöneten ve bu ülkede siyaset yapanlar için <ı>“Küçük gibi görünen” aslında <ı>“Kıssadan hisse” olarak alacakları örnekler açısından siyaset ilimi okuyan okullarda<ı>“Vakıa” olarak ders niteliğinde anlatılmasında yarar var.<ı>
<ı>04 NİSAN 2008
[1] Öğrenmek için Cizre Kamil Acun İlköğretim Okulu’na telefon açtım, ama öğretmenine ulaşamadım.