Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

04 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

CMK’in 102. Maddesi Özensiz Bir Türkçe ile Yazılmış!

CMK’in 102. Maddesi Özensiz Bir Türkçe ile Yazılmış!
 




Bir sözcüğün anlamını birlikte kullanılan öteki sözcükler belirler. Bu bakımdan cümlede geçen bir sözcüğü öteki sözcüklerden kopararak ele almak, onun “ne anlama geldiği” üzerinde söz söylemek, doğru değildir.

Ayrıca, bir sözcüğün cümle içindeki anlamını, ancak cümle bittikten sonra anlayabiliriz.

Sözcükler arasında ilişki, sözcüğün cümledeki yeri, oluşan sözcük öbekleri, cümlenin gelişine göre, farklı anlamlar gösterebilir.

Cümleler arasında da, anlatımın sağlıklı olması açısından, "dilsel", "düşünsel", "mantıksal" bir bağıntı olmalıdır. Bu bağıntılar, sağlıklı kurulmamışsa, anlatılmak istenen, anlatılmamış olur.

Sözcüklerin hakkını vermek, cümleler arasındaki “dilsel", "düşünsel", "mantıksal” bağıntıya dikkat etmek gerekiyor.

Buna dikkat edilmediği zaman ne olur?

Bunu güncel bir “durum”la örnekleyelim:

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “tutuklulukta geçecek süre” ilgili 102 . maddenin 3. bölümü, “ne anlama” geldiği konusunda tartışılır oldu.

Madde şöyle:

“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.”

Bu maddede geçen "tutukluluk süresi", "uzatma süresi", önem taşıyor. Sadece bu "süre"ler göz önünde tutulursa, bu iki sürenin en üst sınırı “2+3” olacağı için, toplam süre, 5 yıldır.

Maddeye baktığımız zaman, “uzatılabilir”e kadar tartışma gerektirecek, anlaşılmaz olacak bir durum yok. Sorun yaratan, “uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.” bölümü.

Niye?

Bu bölümün özenle yazılmadığı anlaşılıyor. Çünkü cümleler arasında “dilsel” bağıntı olmasına karşın “düşünsel”, “mantıksal” bir bağıntı yok.

“Uzatma süresi”, “üç yılı”
geçemeyeceğine, bu da “tutukluluk süresi”nden fazla olduğuna göre, bu, “mantıksal” açıdan nasıl savunulacak?

Bunu savunulacağını, doğruluğunu kabul edelim, bir yana koyalım. Son bölümde geçen “toplam” sözcüğüne ne diyeceğiz?

“Toplam”, sözlük anlamıyla, “toplama işleminin sonucu” anlamına gelir.

O zaman şunu sormak gerekiyor:

“Uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.” cümlesindeki “toplam” neyle ilgili?

Demek ki, en az iki şey toplanmış ki, “üç yıl”a varılmış.

Cümlelere baktığımız zaman “toplanacak” iki şey var. Bunlardan biri, “tutukluluk süresi” ile ilgili olan “iki yıl” ile “uzatma süresi”dir.

Buna göre, “toplam”, “tutukluluk süresi” ile “uzatma süresi”ni anlatır; o da “üç yıl”dır.

“Tutukluluk süresi” verilirken “en çok”, “uzatma süresi” verilirken “toplam” sözcüklerinin kullanılması arasındaki inceliği/ farkı da düşünmek gerekir.

Maddeyi yazan/lar, “toplam”ı kullanmakla, “tutukluluk süresi” ile “uzatma süresi"ni düşünmüş olmalılar; yoksa niye “toplam” desinler?

*****

Maddeyi, cümleler arasındaki “dilsel”, düşünsel”, “mantıksal” açıdan değerlendirdiğimiz zaman, maddenin sözcüklerin hakkını vermeden, özensiz yazıldığını görüyoruz.

Bu özensizlik de, maddeyi okuyanların, özellikle “karar vericiler”in “yorum” adı altında bir sonuca varmalarını sağlayacaktır.

Yasa maddeleri, “bana göre”, “sana göre” olmamalı; kesinlik göstermeli.

Bir maddenin özensiz yazılması, yasaların düzenlemesinde sadece “hukuk” bilgisinin değil, “dil” bilgisinin de ne kadar gerekli olduğunu göstermiyor mu?

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara