Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '17

 
Kategori
Güncel
 

Çocuğa Şiddetin Sonu Gelmiyor

Toplumsal şiddeti, yalnızca bireylere yönelik dayak, darp ve gasp eylemlerinden ibaret görmemek gerekir. İnsanları fiziksel olduğu kadar ruhsal yönden de tahrip eden, psikolojilerinde onarılması güç derin travmalar bırakan, kişiliklerinin oluşumunda olumsuz yönde etkileri bulunan her olgu, eylem ve her kötü muamele toplumsal şiddetin birer türevidir.

Türevi ve kaynağı ne olursa olsun, toplumsal şiddetten payını en çok alanlar; kadınlarla birlikte belki onlardan daha fazla çocuklar oluyor. Ve pek çok toplumsal olayda başrol oyuncusu kötü karakter neredeyse hiç değişmiyor. Beyler, bu lafım size; övünürsünüz artık marifetlerinizle! Ne de olsa en küçük ama en temel toplumsal grubun; ailenin kudret mercii değil misiniz? Sevginizin zerresini dahi göstermeden kanatlarınızın altındakilere; onlar ya namusunuz olur, ya malınız ya da şamaroğlanınız.

İzmir Bergama'da geçen bir olay. Daha adını bile doğru dürüst söyleyemeyen küçük bir çocuğa, artık bakıcısı mı yoksa onun bir arkadaşı mı her kimse; sigaradan, alkollü içkiye kadar zehrin her çeşidinden veriyor. (Olay haber bültenlerine konu olunca, bir an uyuşturucuyu bile aklıma getirdim açıkçası.) Bir de utanmadan, yaptığı marifetmiş gibi görüntüsünü telefonunun kamerasıyla çekip, sosyal medyada milyonlarla paylaşıyor. Olay basına yansıyıp, toplumda da yoğun infiale yol açınca; günler sonra çocuğun adresi bulunup, neyse ki iş işten geçmeden annesinden alınıp, devletin koruması altındaki bir kuruma yerleştiriliyor.

Basından aktarılanlara göre, anne bir müzikhol şarkıcısı. Çocuk da belki gayrimeşru bir ilişkinin günahsız bir tohumu. Burada öyle yüksek perdeden ahlâk hocalığı taslayacak, vaazlar verecek de değilim. Sadece vicdanımı bu derece yaralayan, kanatan bir olay olduğu için bugün bu konu hakkında bir yazı yazmak istedim. Üstelik basın bültenlerinde adı sır gibi saklanan o çocuk gibi bu toplumda daha yüzlercesi var. O çocuğa ve daha nicelerine henüz bu yaşlarında böylesi dramları yaşatmak bile bir nevi şiddet sayılır.

Toplumda infiale yol açan o görüntüler basında yayınlanmasaydı, o çocuk yine bakıcısının şuursuz davranışları ve annesinin umursamazlığı, ihmalkârlığıyla büyümeye devam edecekti. Ve belki de daha ileriki yaşlarında yaşadığı toplumun başına bela olup, etrafına korku salan, terör estiren bir suç makinasına dönüşebilecekti.

Çocuklar, gençler, toplumun sigortası ve emniyet sübaplarıdır bir bakıma. Sosyal çevrelerince suça itilen veya kendileri suç işleyen, madde bağımlısı olan çocukların ve gençlerin hikâyelerinde; ekonomik durumu kötü ve parçalanmış bir aile ile sevgi yoksunu ve şiddete meyilli bir anne-baba yer alır hep. Aslında özellikle de gençlerin suç işleme eğilimlerini araştırırken, içerisinde yetiştikleri sosyoekonomik koşulları ve aile yapılarını da göz önünde bulundurmak gerekir bir bakıma. Doğurup, büyütüp, salarlar sokağa çocukları; bize de pirincin taşını ayıklaması kalır.

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..