Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çocuk doğurulur mu doğurtulur mu?

Çocuk doğurulur mu doğurtulur mu?
 

Bir annenin; hamilelik döneminde dokuz ay on gün karnında yavaş yavaş büyüyen bir çocuk taşıması, gerçekten çok kutsal bir duygu. Yeni bir canlının dünyaya gelmesine sebep olmak, çocuk dünyaya gelinceye kadar ana rahminde geçireceği sürede dikkatli bir yaşam sürmek kolay değil. Oldukça meşakkatli ve zor bir dönem.

Hâlâ doğumlarını ilkel şekilde evlerinde, ebelere, yaşlı kadınlara yaptıran insanlarımız var.
Aslında bu da yasak edilmeli. Hastane dışında doğum yapılmaması sağlanmalı.

Esas değinmek istediğim konu, çok sayıda çocuğu olan aileler.
Bir anne, karnındaki çocuğu annelik duygularıyla ve zevkle taşır.
Bunu anlıyorum da annelik duyguları doyumsuz mudur?
Bir, iki, üç çocukla yetinilemez mi?
Anneler, devamlı karınlarında çocuk taşımak, bazen hayati tehlike taşıyan doğumlarla yaşamak için can mı atarlar?

Neden bazı aileler çok çocuk yapıyorlar?
Anneler, ''Yeter artık bu kadar çocuk. Biraz da kendi hayatımı yaşamak istiyorum. Benim ömrüm çocuk doğurarak, onları büyüterek, ağlayarak, sızlayarak mı geçecek?'' diye soramıyorlar mı?

Bugün bir gündüz TV programında 7 çocuklu işsiz bir babanın işsiz evladının kaçırarak evlendiği bir kadının ailesinin isyanlarını izledim. Aile kızlarının işsiz ve geleceği olmayan bir erkekle evlenmesine itiraz ediyor. Kız hemen hamile kalmış bile.

İnsanlarımızın çoğunun düşünme duyguları paslanmış mıdır?
Sen aileni hiçe sayarak, kaçıyorsun, ki gelişmiş toplumlarda böyle bir eylem yoktur, sonra da ilk işin hamile kalmak oluyor. Neden?
Hamile kalırsa bu kaçak evliliğe izin verilme zorunluğu doğacak da ondan.
Yoksa biraz daha bekleyemezler mi çocuk yapmadan önce?
Beklerler, ama beklemiyorlar.
Kendi kafalarında birtakım hesaplar yapıyorlar.

Bir de sayısız çocuk yapan aileler var çeşitli yörelerimizde.
Bunların tek düşünceleri aşiretlerinin çoğalması, aileye gelir getirecek yeni fertler meydana getirmek vs.
Ama ülkesinin şartlarını, kendi ekonomik durumlarını düşünenler çok az.
Düşünenler zaten çok çocuk yapmıyorlar.
İnsan bakabileceği, sağlıklı yetişmesine, eğitimine katkıda bulunabileceği kadar çocuk yapar.

Peki bunlara bir ''DUR!'' diyen olmayacak mı?
Şimdiye kadar olmadı.
Hele şimdiki başbakanımız, çok çocuklu ailelerin desteklenmesini, çok çocuk yapılmasını teşvik ediyor.
Ülkemizin imkânları kısıtlı.
Bu çocuklara kim bakacak?
''Sal çayıra, mevlâm kayıra!'' veya ''Çocuğu veren Allah rızkını da verir.'' düşüncesinde olanlar ne derece haklılar? Mevlâ insanlara her türlü imkânı vermiş. Çoğumuza akıl, fikir de vermiş. Eee... Yetmiyor mu? Düşünerek hareket edemez miyiz?.

Bence kadınlarımızın çok çocuk yapması için erkeklerin ve çevrelerinin baskısı var. Yoksa ömrünü çocuk bakmakla, karnında bebekle dolaşarak geçirmeye heves eden kadınlar azdır.

Bir de İslâmi duygular bunda rol oynayabilir.
Eğitilmemiş insanlar, dini bilgileri de kulaktan kapma olunca ''Her şey günâh'' düşüncesiyle hareket ederek korunmuyorlar. Korunmayı Allah'a karşı gelmek gibi algılayanlar çok.

Nüfus plânlaması için bu hükümetten hiç umutlu değilim.
Uzun bir müddet daha plânsız bir şekilde çoğalacağız.
Sokaklarımızda yeni kapkaççılar, eğitimsiz, pimi çekilmiş el bombası gibi dolaşan çocukların dolması için tohumlar atılmaya devam edecek.

Aslında çok önemli bir konu. Ama iktidarda kalmak üzerine politika yapanlar böyle hassas konularla ilgilenmiyorlar.
Mustafa Mumcu, 13 Eylül 2007, saat: 18:30

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..