Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Çok seksisiniz!!!

Çok seksisiniz!!!
 

Bir Cumartesi sabahı saat 10:00daydı randevusu. Görüşmeyi yapacağı kişi işyerinin sahibiydi. "Gelmeden önce son bir kez arayın cebimden ben size açık adresi vereceğim!" demişti patron. Saat 08:00 de aramaya başladı cevap veren yok. Gideceği yol yaklaşık bir buçuk saat çekecek bir yoldu. En geç 08:30 da evden çıkması gerekiyordu ama saatin 09:00 olmasına rağmen o randevulaştığı kişiye ulaşamıyordu. Beyaz ceket , beyaz pantolonunu giydi, içine beyaz bluz giydi, siyah kolye, siyah kemer, siyah ayakkabı ile aksesuralrını tamamladı.Saçlarını arkaya topladı. İş yerini aramak istemiyordu , cebimden arayın demişti adam ama cevap alamadığına göre mecburen, iş yerini aradı saat 10:00 da iş görüşmesi olduğunu, işveren beye ulaşamadığını eğer iş yerindeyse görüşüp görüşemeyeceğini sordu sekretere" henüz gelmedi" cevabını aldı. "O halde ben yola çıkıyorum, ancak yarım saat kırkbeş dakika gecikebilirim kendisine notumu iletebilir misiniz!" dedi. Patron kendisini arayıp randevuyu iptal de etmemişti çünkü.Yola çıkmak akıllıca olan davranıştı.Belki de sınıyordu adam O'nu işe hevesli mi değil mi, sözüne sadık mı değil mi, böyle durumlarda nasıl bir tutum takınır diye.

Saat 10:30da görüşme yapacağı yerdeydi. Saat 14:00e kadar bekledi. Defalarca görüşmenin olup olmayacağını, bekleyip beklemeyeceğini sormasına rağmen "Bekleyin, yoldaymış, geliyor!!" cevabını aldı."Bu günlerde çok yoğunuz da!!!!" Karanlık izbe bir yerdi ofis. Alt kat imalathaneydi. Demir merdivenlerle asma Ofis katına çıkılıyordu.Ofis katı pencerelerden yukarıda kaldığı için karanlıktı haliyle. Düzensiz , sıkışık masalar, dolap olmadığı için dışarılarda gezinen dosyalar!! Sevmemişti orayı. "İşsizsin ve sevmek ya da sevmemek gibi birl üksün yok senin!" diye geçirdi içinden.

Saat 14:00de geldi patron. Bu da kim gibilerden baktı önce sonra hatırladı "xxxxx hanım siz misiniz?" "Hemen alacağım biraz bekleyin bu kadar beklemişsiniz zaten!"

Çok bekletmedi Allahtan. Aldı hemen görüşmeye. Teknik konulardan, işin mahiyetinden filen söz ettiler.

- Size şu kadar maaş verebilirim.

Çok az geldi söylenen ücret, ancak aylardır iş arıyordu ve rezervler tükenmişti, bir yerden bir şekilde başlaması gerekiyordu.

- Bakın bu para beni mutlu etmez ancak kirama ve faturalara yeter üstelik benden istemiş olduğunuz işe karşılık çok az!!

- 3 ay sonra performansınıza göre zam!

Çok duymuştu bu hikayeyi üç aylar tabiri caizse gece yarılarına kadar eşşekler gibi çalışıp her zam ya da sözleşme dönemi kapının önünde çok bulmuştu kendini. SS Kanununa göre deneme süresi üç aydı ve üç ay içinde işveren, işçinin peformansından memnun kalmıyorsa tazminatsız kapının önüne koyuyordu işçiyi.(S S in anlamını ister sosyal sigortalar Kanunu , ister Nazi kanunu olarak algılayabilirsiniz). Patronlar da bunu alışkanlık haline getirmiş üç ay deneme süresi deyip, cüzzi maaşlarla personel istihdam edip, zam dönemi insanları kapıya koymayı adet heline getirmişlerdi ve O bu filmde çok baş rol oynamıştı son zamanlarda. Olsun üç ay , üç aydır diye düşündü. En azından üç ay eline düzenli para geçecekti.

-Umarım öyle olur! dedi.

- Sabah sekizbuçuk iş başı, akşam ben ne zaman çıkarsam o zaman bu da genelde onu bulur , hatta geçebilir, cumartesileri tam gün burdayız.

Ne yababilirdi ki bu koşullara uymak zorundaydı.

- İşi kabul etmemi istemiyorsunuz galiba. gibi kötü olduğunu bildiği bir espiri yaptı.

Adam krizlerden, giderlerin dolayısı ile maliyetlerin yükselip, satışların azaldığından, elinden ancak bunun gelebildiğinden, dem vuran uzun bir konuşma yaptı ve ısrarla kendisi ile çalışmak istediğini söyledi ve sordu.

-Sigara kullanır mısınız?

-Hayır!

-Uyuşturucu?

Şaşırdı,

-Sigara bile kullanmıyorum! dedi yarı alaylı, yarı şaşkın gülümseme ile.

- Olabilir insanlar sigara kullanmaz uyuşturucu kullanır nerden bileyim kullanmadığınızı?

- Evinizde kaç kişi yaşıyor?Kaçının geliri var?

Doğruyu mu söylesem yalan mı kıvırsam diye düşündü.

-Teyzemle oturuyorum!

-Aileniz?

-Sizlere ömür!

-Hem anne, hem de baba mı? Kazada mı?

-Hayır birisi şu sene, diğeri bu sene!

-Teyzenizin kimsesi yok mu?

- Yok!

-Teyzeniz şimdi nerde?

- Evde!

Telefona uzandı adam. Bir numara çevirdi. Speekerphona aldı telefonu. Telesekreterden kendi sesini duydu kadın. "Şu an size cevap veremiyorum"

- Teyzenizle yaşadığınıza emin misiniz?

- Eveet, alışverişe filan gitmiştir. Sesinin titrediğini anlamıştı adam.

-Peki o halde telefonda niye "Şu an cevap veremiyoruz değil de veremiyorum diyorsunuz?" teyzenizi kimse aramaz mı?

Adamın daha önce de aradığı ve telesekreterle muhatap olduğu belliydi. Uzatmanın bir anlamı yoktu? Doğruyu söylemesi lazımdı.

- Evet yalnız yaşıyorum ama yalnız yaşamak benim tercihim değildi, ailemi kaybedince mecburen yalnız kaldım!

- Anlıyorum sizi, bu konuda yalan söylediğiniz için eksi puan almadınız haberiniz olsun, ben de belki sizin gibi davranırdım.

Derin bir soluk aldı, içi rahatlamıştı." Garip biri ama iyi de biri galiba!" diye geçirdi içinden.

- Hanfendi, iyi sabırlı ve açık sözlü bir insansınız. Sizinle çalışmak istiyorum.Ne zaman başlarsınız?

- Hemen başlayabilirim.

- Anlaştık o zaman! Pazartesi görüşürüz. Sekizbuçuk iş başı.

"Oh be nihayet! diye geçirdi içinden.

Ayağa kalktı. Adam da kalktı. Tokalaşmak için elerini uzattılar. Adam kadının elini bırakmadı.

- Çok seksisiniz, benim için hiç bir sakıncası yok. Ama aşağıda ustalar çalışıyor sorun olabilir!!!

Kadının kafasından aşağıya bir kazan kaynar su döküldü. Adamın ilk on saniye içindeki bakışını yakalamıştı. Ama adam da kadının ilk on saniye içindeki öfke ve kızgınlık dolu bakışını yakalayıp, bakışlarını hemen düzeltmişti.

- Pazartesi başlamayayım mümkünse! dedi kadın. Çarşambaya kadar siz de düşünün ben de düşüneyim çünkü benim seksiliğim ustalar için sorun olacaksa iş de aksayabilir. Bunu istemezsiniz herhalde. Ben de, sizin saat 10:00 a randevu verip 14:00 e kadar bekletmenize, uyuşturucu müptelası imişim gibi sorgulayarak yalan söylememe sebep olmanıza, iki kuruş maaşa canınızın istediği saate kadar burada tutacak olmanıza, işimi değil dişiliğimi ön plana çıkarmanıza rağmen sizinle çalışmak isteyecek kadar düşmüş müyüm O'na bir karar vereyim.

dedi. Elini hırsla çekti adamın elinden ve kapıyı çarparak çıktı odadan.Bütün yol boyunca eve dönene kadar ağlıyordu.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..