Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '16

 
Kategori
Şiir
 

Dağ-yanardağ-atom

ŞİİRLER  I

Yazan:Uçar Demirkan

 

DAĞ

 

Evrenin orta göbeğinde bir kıpırtıydım

Tembel ve karmaşık

Çoğunuz gibi

En olanaksız fırtınalarla dalgalanırdım

Altı yöne

Sonra birden durulurdum

Kamburlarınızı görürüm de o günleri anımsarım

Çolaklarınızı-topallarınızı

Oysa biz hep sağlamız.

 

Durgundum oysa alabildiğince

Bütün kütlem düşünülünce

Sizler de öylesiniz-düşünsenize

Evrende noktanın devinimi ne

 

Yeni başlamış bir yazar gibi

Kabıma sığamaz oldum sonraları

Aradım güçsüz yapılı yerlerini evrenin

Özgürlüğüme kavuşmak için

Göğü görmek

Yaratılmışlara kafa tutmak için

 

Sayısız renklerde fıskiyelerle fışkırdım

En kızgın ırmaklarıydım evrenin

Aktım-aktım-aktım

Yine duruldum

Dağ oldum

 

En uzun çan kulesinden daha uzundum

Gökdelenlerden

En yüksek minareden daha da yüksek

Tanrıya en çok ben yakındım

Bu gerçek

 

Bütün yaratılmışlarla savaşım başladı

Yıkılmadım gerçi-eğildim biraz

Derinlerdeydi köklerim

Olamayacak kadar

Gidilemeyecek

Dineldim durdum

 

Ozanlar imrendi doruklarıma

Keremler bağrımı yardı sevi uğruna

Bir iş yaptığını sandı kişiler

En yüksek tepeme ulaşınca

Ben hep güldüm

 

Geçenlerde Japonya’dan selam geldi

İlk kez yarattığınız bir duman

Başını aşmış dostların

Bilinmez neden

Ağlamış

Bir iki de titremiş yerinde

Sinirinden

Üzerinize yürüyecekmiş ama-acımış

Ne de olsa bir nokta kadarsınız

İçine atmış zavallı

Üzerindeki bitkiler kurumuş

 

Bir kez daha kullanmayın o bombayı

Bu size son uyarımız

Ne denli derinde olursa olsun ayaklarımız

Ne denli yücede başımız

Yürüyeceğiz üzerinize göklerle

Sularla da anlaştık bilmiş olunuz

Yok edeceğiz hepinizi

Uzaydan sileceğiz

Adınızı

Biz yine var olacağız

Sularla ve göklerle

Diğer yıldızlarla

Bizler sizsiz de oluruz.

 

YANARDAĞ – ATOM

 

Mayıs'tı aylardan-bir öğle anıydı

Kelebek uçuyordu

Yerden beş metre yüksekte

Kanatları ağırlaştı birden

Hafifledi kelebek

Pat diye düştü yere-öldü

 

Adamın kolları

Sevgilisinin beline dolanmıştı

Bir kısraktı kadın

Yarışı bitirdi-bitirecek

Önce sağ kolu-sonra diğeri çözüldü adamın

Bir şeyler fısıldarken

Kadının kulağına

Sustu

Bir süre sonra da kadın

 

Birisi değerli taşlar kasasını

Koltuğuna sıkıştırmıştı

Koşuyordu-kaçıyordu

Başına taş yağıyordu adamın

-Belki de değerli taşlar-

Bilmiyordu

İşte

Biri üst kafatasına çarptı

Düştü kaldı

 

Pis bir duman çökmüştü kentin üstüne

Üç gündür bu böyleydi

Kum yağıyordu gökten

Kül-taş yağıyordu

Nedenini anlamıyorlardı

İlk kez geliyordu başlarına

Bilemezlerdi-gidemezlerdi

İlk ölümler başladığında

Gecikmişlerdi

 

Kapanmıştı kapısı evinin

Gözleri kapanmıştı

Bir de ağzını kapasaydı

Burnunu

Ölmeyecekti

-Ama nefes almalıydı-

Oysa içine çektiği ölümdü

 

Yolda yürüyordu kadın

Kucağında yavrusu

Üç ay önce doğurmuştu

Ne acılar çekmişti

Poşusunu çıkardı

Ağzını burnunu sardı çocuğun

Dizlerinin üzerine çöktü kaldı

Öldü

 

Kentin ara sokağında kırk kişiydiler

Koşuyor-bağrışıyorlardı

Başlarına taş yağıyordu

Günahlı olmalıydılar

Önce önde koşan uzandı

Boylu boyunca

Sonra diğerleri

Bir buluttu üzerlerine çöken

Pis kokulu

Yaşamları son buldu

 

Vezüv yanardağıydı olan

 

Bir kelebek yere düştü

Duvara gölgeleri düştü kırk kişinin

Adamın alnı

Kadının üreme organı yok oldu

Birden bire

Kadınla çocuğu yok oldu

Aynı sürede

Koşamadı kırk kişi

Kimse değerli taşlar kasasını alamadı

Öldüler

 

Ellerinde yiyecek paketleri vardı

Çiçekler

Japon krizantemleri

Dudaklarında gülümseme

En eski

 

Yittiler doğadan birden bire

Gölgeleri  kaldı duvarlarda

Toprağa ve uzaya

Öncesiz bir utanç düştü

 

Atom bombasıydı olan

 

 
Toplam blog
: 142
: 578
Kayıt tarihi
: 04.09.13
 
 

1940 yılında İzmir'de doğdum İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdim 1961 yılında Mülkiye(Siyasa..