Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Dalyan

Dalyan
 

Dalyan kanalında devinimlilik (Fotoğraf: Mehmet ERBİL)


Tanrı buraya, her köşesine ayrı bir zenginlik vermiş. Şipşirin bir belde. Ne yana baksanız sevimlilik var. Kendinizi koparıp alamıyorsunuz. Bakışlarınız kilitlenip kalıyor.

Tekneler dizi dizi kıyı boyunca. O denli insan taşıyorlar ki, biri gidip biri geliyor. Otobüslerle otellerden gezginler geliyor, getiriliyor. Doluyorlar teknelere. Yüzlerde gülümseme, insanlar çok mutlu. Doğa harikası alanları gezip gelecekler. Çamur banyosu yapacaklar. Gölün berrak sularında yüzecekler. Karetta karettaları izleyecekler, balık tutacaklar, İztuzu plajının sapsarı kumlarında yürüyüp, denizine girecekler. 

Mutlulukları hep bundan. Eğlence, yürüyüş, yüzme, çamurlu vücutlar… Kaunos antik kentinde tarihle iç içe olmak…

Dalyan bunları anımsatıyor. Dalyan kaya mezarları ile bakışlarınızı kilitleyip, sizi kanal çevresine mıhlıyor. Orada takılıp, orada kalıp, duruyorsunuz. Tarih ve güzellikler adeta sizi tutukluyor. “Biraz daha, biraz daha…” diyorsunuz.

Parmaklarınız kameranın denklanşöründen bir türlü ayrılamıyor. Habire çekim yapıyorsunuz. Kare kare görüntüler yer alıyor kameranın hafıza kartında.

Tarih yeniden sıralanıyor. Tarih doğanın yıllar önce oluşmuş çöküntüsü içinde yer etmiş kalmış. Doğal kanallarda oluşan su birikintilerinde, sazlıklarda düğümlenmiş kalmış zaman…

Dalıp gidiyorsunuz… Tepelerdeki çöküntü katmanlarına takılıp kalıyorsunuz. Önünüzden gezginleri taşıyan tekneler habire gelip geçiyor. İçinde gülüşen, oynayan insanlar. Bir mutluluk taşıyor, yansıyor oluşan dalgalara, Dalyan kanalında tatlı bir esinti alıp götürüyor sizi.

O sıra bir kenarda oturmuş, duygu yüklü bir amca ilişiyor gözünüze. Duygulanıyorsunuz. Dudaklarınızdan sözcükler dökülmeye başlıyor:

 

 

“Bu gürültü, bu kalabalık, biliyorum alışkın değilsin

Masal gibi geliyor sana, bunca yabancı insan

Gelmiş yer etmiş, konaklamış senin yurdunda

Kendi toprağında yabancı olmuşsun be amcam.

 

Tekneler dizi dizi, alır götürür dalga dalga anıları

Yeşili kıpır kıpır oynar, süzülür suları kanalın

Dert etme, belki bir gün emeklerini olur anlayan

Tekneler alır seni de götürür, götürür be amcam.

 

Alnındaki izler Dalyan damgalı, bil ki hiç silinmez

Dokunsalar dökülür terlerin, ılgıt ılgıt karışır suya

Avuçlasalar elleriyle kanalda akar gözyaşların

Unuttuklarını sanma, anımsarlar bir gün be amcam.

 

Dert tasa sarmasın seni, paraya doymaz insanlar

Birileri gider, binleri gelir, “dünya iki kapılı han”

Daha neler görecek daha neler bu şirin Dalyan

Mutlu ol, huzur duy, senden kalan miras bu be amcam.”

 

VeDALYAN’LI AMCANIN YALNIZLIĞI şiiri çıkıyor ortaya.

 

Şiirin dahası var elbet. Şimdilik bu kadar diyelim.

 

Derken yeniden kanal dolup taşıyor teknelerle ve de insanlar cıvıl cıvıl doluşup duruyor o teknelere. Dalıp gitmek, süzülmek kanalın derinliklerinde; yeşille, maviyle iç içe olmak, yeşille, maviyle karışmak budur bence.

 

Dalıp gidiyorsunuz.

Tekneler düşlerinize ortak oluyor. Tekneler düşlerinizi süslüyor.

Tekneler alıp götürüyor sizi…

Mehmet ERBİL

 

www.mehmet-erbil.tr.gg

 

 
Toplam blog
: 63
: 729
Kayıt tarihi
: 29.09.11
 
 

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi-Yüksek Lisans Resim-19 kişisel Resim Sergisi Yazı..