Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Değerli TL'yi bir başbakan nasıl savunur?

Değerli TL'yi bir başbakan nasıl savunur?
 

http://www301.mackolik.com/Nethaber.Statics/Images/news/r/v/rteikoniksinirlikikiki.jpg


"Sayın Baykal, geçmiş bana akıl veriyor, diyor ki 'İşsizliği gidermek için Türk parası değerli, değerini azaltmak lazım.' Ha, Sayın Baykal sen git de işine bak. Ekonomiyi git ehlinden öğren. Daha bu işi öğrenmen için çok fırın ekmek yemen lazım, çok. Daha dur bakalım. Bu TL öyle bir noktaya gelecek ki uluslararası piyasalarda alışverişlerimizi TL ile yapar hale geleceğiz. Onun adımlarını atıyoruz.

İşte bir insan ekonomiden anlamazsa, bu işin eğitimini almamışsa ya da anlıyorsa ama işine gelmiyorsa böyle konuşması çok normal. Bu konuşma karşındaki insanları aptal yerine koyduğunun resmidir aynı zamanda. Ancak bu başbakanın değerli tl konusunda yaptığı ilk yada tek konuşma değil. Akp iktidara geldiğinden beri uyguladığı değerli tl politikası Tayyip Erdoğan tarafından defalarca saunulmuştur. Hatta Kürşat Tüzmen’in 2004 yılında tl deki değerlenmenin fazla olduğu, bunun karşısında ihracatçıların zorlandığı yönündeki açıklamaları hükümet içinde tepkiyle karşılanmış ve Tüzmen susturulmuştu. Başbakan bu gün dahi değerli tlyi savunuyor.

Peki değerli tl ne demektir. İlk başta okuyunca ne güzel paramız değerli olsun bizde daha kolay almak istediklerimizi alabilelim diye düşünüyor ama işin aslı öyle değil. Değerli tl nin diğer adı düşük kur yüksek faizdir. Yani tlnin değerli olması ona olan talebin artması için yüksek reel faiz buna karşın döviz kurlarında göreceli olarak düşük seviyelerin oluşması demektir. Peki böyle olursa ne olur? Böyle olursa felaket olur. Kriz olur ve ülke mahvolur. İnsanlar bundan dolayı işsiz, aşsız kalır ve dilenci durumuna düşer. Bunlar tam olarak bu gün yaşadıklarımıza uyuyor değimli. Ama bunlar yaşanılan küresel kriz sebebiyle yaşadığımız şeyler diye düşüne biliriz ama gerçekler öyle değil. Gelin bunu basit bir örnekle size anlatayım.

Örneğin uluslararası piyasalarda buğday 250 dolardır. Eğer 1 dolar 1 tl ise yani tl değerli ise buğdayın tonunu uluslar arası piyasalardan 250 tlye alabiliriz demektir. Eğer 1 dolar 2 tl ise aynı buğdayı almak için uluslar arası piyasalardan 500 tl vermemiz gerekir. Bu durumda hangisini tercih etmeliyiz? Başbakan yıllardır 1. şıkkı tercih ettiğini söylüyor. Hatta baykalla dalga geçiyor. Ancak bu şık ne yazık ki kısa vadede insanımızın çıkarına gibi görünse de sonuç tam bir felakete yol açıyor. Düşük kur dolayısıyla tam bir ithalat patlaması gerçekleşiyor. Cari açıklar artıyor. Kısa vadede ithalat vergileri sebebiyle bütçe performansı olumlu gibi görünse de yurt içi üretim azalıyor. Çiftçi artık buğday ekmez, ekse de mahsülü kaldıramaz, kaldırsa da zarar eder pozisyona geliyor. Yani Tarlasını ekmiyor, fabrikasında üretim yapmıyor, aynı ürünü yurt dışından getiriyor. Girişimci fabrikasını yurtdışında kurmaya başlıyor. Yurt içindeki fabrikalarını söküp yurt dışına götürüyor. İşsizlik patlıyor, gelir dağılımı daha da bozuluyor, üretenlerden ziyade ithalat yapan küçük bir kesim zenginleşiyor. Üretici artık üretemez ve başkalarından gelecek yardıma muhtaç hale geliyor. Dikkat edin daha geçen sene İstanbul marketlerinde tükettiğimiz marullar bile yurt dışından geliyordu. Şimdi başbakanın savunduğu politika bu. Tl değerli olsun, enflasyon düşük gözüksün, kişi başına düşen milli gelir yüksek gözüksün ama sonucunda ne olursa olsun. Sayın başbakan bunun sonucu işsizlik ve açlıktır. Değerli tl neredeyse ülkeye atom bombası atmak kadar insanlara zarar veren bir ekonomik politikadır.

Dolar 2 tl olursa ne olur diye düşünürsek bundan kazançlı çıkacak olan bu ülkenin üreticisi ve çalışanıdır. Nispeten yükse döviz kuru ihracatı arttırır, üretimi teşvik eder, işsizliği engeller. Bu gün yaşanılan en büyük sorun işsizlik ise çaresi değerli tlden vazgeçmektir. Elbette çok düşük tlde bir takım sıkıntılar yaratır ancak burada yapılması gereken değerli tl den ziyade denge kurunda, ekonomiyi canlandıracak bir seviyede tlnin değerini belirlemektir.

Ekonomik kararların elbette bir sonucu olacaktır. Uygulanan değerli tlnin sonuçları ise işsizlik, yoksulluk, açlık ve sefalettir. Kısa dönemde düşük enflasyon ve sanal bir refah olsa da sonuçlar ülke için felakettir. Sayın başbakan bundan siyasi rant elde edebilir, bu politikaları oya dönüştürebilir ancak sonuçlar hiçte ülke yararına olmayacaktır ve olmamaktadır. İşsizlik ve yoksullaşmanın sebebi bu gün uygulanan değerli tl politikasıdır. Başbakan Baykalla dalga geçeceği yerde söylediklerine kulak verse iyi yapar. Eğer baykalı dinlemiyorsa Kürşat Tüzmen'e sorarsa o da Baykal'ın söylediklerinin aynısını söyleyecektir. Sayın başbakan klavuzlarınıza dikkat edin.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..